2023 yılında EYT yasal prosedür haline gelmesi halinde bugünlerde sıklıkla dile getirilen konu hizmet tespit davaları...

2023 yılında EYT yasal prosedür haline gelmesi halinde bugünlerde sıklıkla dile getirilen konu hizmet tespit davaları yönünde gelişmelere açık olmasıdır. 4/a SSK Yönünden; a.)08/09/1999 öncesi b.)15 yıl 3 bin 600 gün mantığının kadınlarda 50 yaş-erkeklerde 55 yaş canlandırılması İşte bu güncel gerçeklerin hayata geçme olasılığı Hizmet Tespit Davalarına Yeşil Işık yakıyor. Hizmet tespit davası denildiğinde işverenler tarafından sigortalıların eksik bildirilen süreleri,işe giriş bildirgesinin belirtilen sürelerde kuruma verilmemesi,sigortasız çalışma gibi.. Hizmet Tespit Davasında; a.)Hizmet ilişkisi b.)Fiili çalışma c.)Bu dönemlerde çalışmaların kuruma bildirilmemesi, eksik bildirilmesi Hizmet Tespit Davasında Zamanaşımını Kesen Durumlar: a.)İşe Giriş Bildirgesi b.)Dört Aylık yada Üç Aylık Dönem Bordroları c.)Aylık Sigorta Primleri ç.)Vizite Kağıtları d.)Sigortalı Kartları e.)Sigortalı Hesap Fişleri f.)Sigortalı Sağlık Karnesi Hizmet tespitine yönelik davalar kamu davası niteliği taşır. Özellikle sigortalılık başlangıç tarihi yada hizmetin tespit özel davalar olup, özenle takip edilir, Yargıtay'ın bu konuda yerleşik içtihat kararları da uygulamacılara yol gösteriyor. Hizmet tespiti davasının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunması olduğundan tespiti istenen dönemde kişinin sigortalı niteliği taşıyıp taşımadığı ile yapılan işin kanun kapsamına girip girmediği araştırılır. Çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu ancak bu koşullar varsa inceleme konusu yapılabilecektir. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabileceğinden bu davalarda işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, mümkün oldukça tespiti istenen dönemde işyerinin yönetici ve görevlileri, işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde, tarafları veya işyerini bilen veya bilebilecek durumda olanlar zabıta marifetiyle araştırılarak saptanmalı, sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı, çalışmanın konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında beyanları alınarak, tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli, beyanları diğer yan delillerle desteklenmelidir. Bu amaçla tanıkların hizmet tespiti istenen tarihte işyeri veya komşu işyeri sigortalısı ya da işvereni olup olmadıkları araştırılmalı, Kurumdan, bu kişilerin belirtilen tarihte sigortalılık bildirimlerinin hangi işyerinden yapılmış olduğu da sorularak, elde edilen bilgilerin ifadelerde belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenmeli, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmelidir. Diğer taraftan bu davalarda, işverenin çalışma olgusunu kabulü ya da reddinin tek başına hukukî bir sonuç doğurmayacağı da göz önünde tutulmalıdır. YHGK FİİLİ ÇALIŞMA ÜZERİNDE DURUYOR! 506 Sayılı Kanun'un 2. ve 6. maddelerindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sigortalılığın oluşumu için fiili çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Fiili ve gerçek bir çalışmanın varlığı tespit edilmediği sürece hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte, 506 Sayılı Kanun'un 79. maddesinde belirtilen ve sigortalının çalışma gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bildirgeleri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen dört aylık dönem bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe girdiğini göstermekte ise de, fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Bu nedenle; işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışmayı ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve kamu düzenine dayalı bu tür davalarda, hâkim görevi gereği, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu davalarda da iş yerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, aynı dönemde iş yerinde çalışanlar saptanmalı, sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı açıklanmalı, gerektiğinde komşu iş yeri çalışanlarının da bilgilerine başvurularak gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır. Sonuç: 08/09/1999 Öncesi hizmet tespit davası açacak sigortalılar işletmelerin kapanmış olması yada varlıklarını sürdürmesi halinde hukuki boşlukları yaratmadan ispat için gerekli belgeleri temin etmesi gerekir.