Hakem dediğin futbolun ruhunu bilecek, sporu sevecek, insana değer verecek, emeğe adalete hakka hukuka saygı duyacak, empati yapacak. İnsanın doğasında hata ve yanlış var, futbol da hatalar oyunu. Ama...

Hakem dediğin futbolun ruhunu bilecek, sporu sevecek, insana değer verecek, emeğe adalete hakka hukuka saygı duyacak, empati yapacak. İnsanın doğasında hata ve yanlış var, futbol da hatalar oyunu. Ama maalesef yaşananlar bu değil. Sanki ekranda play-station oynuyorlar, ruh yok,  ruh.  Hakem dediğin alın terinin karşılığını sahada verecek her ne pahasına olursa olsun. Mesleği, işi top oynamak, çocuklarının hakkı var. Onların geleceğini çalmaya, gasp etmeye, kapkaç yapmaya hakkımız yok, olamaz. Birinin hakkını alıp, diğerine vermek mi, asla, Allah korusun. Yok efendim maç yarım kalırmış, yok sahadan çıkamazlarmış, yok efendim tribün aşağı inermiş, yok gözlemci notu düşük verirmiş filan, yok medyadaki arkadaşlar ne yazarmış, bana ne kime ne. Doğru tektir ve de bir tanedir, dönenin kaşığı, kaşık tutanın elleri kırılsın. Kim hangi gözle bakarsa baksın izlerse izlesin, doğru bildiğin yolda ilerleyebiliyorsan olay işte budur. Hakem dediğin hatasını bilir, hatasını görmezlikten gelmek değil anlatmak istediğim anladınız siz o. Kendini hatasız sanmak da değildir hakemlik. Vicdanın rahat ise, dünyalar senindir, gerisi vallahi de teferruat. İsterse bir daha maç vermesinler, çok da tın tın. VAR, AVAR Vicdan, karakter, kişilik sağlam kalsın yeter.  VAR, AVAR, ne var, telsiz, bip, 4.hakem yoktu. Biz bir aileydik birbirimiz için, başarılı olmak için sahaya çıkardık. Ne para ne şöhret ne de bir yere kapağı atma gibi derdim hiç olmadı, iyi ki de olmadı, şimdi de çok rahatım. İsim yapıp medyaya kapağı atma gibi bir derdim olmadı. Anımsatayım, gazetecilikten, spor yazarlığından 2 yıl önce hakemliğe başladım. Sonradan görme değilim yani. Ego'mu da 20'li yaşlarda aldırdım, daha en başta. Şimdiye bakıyorum da. VAR'ından tutun da aslında var olmayanına kadar. Saha dışında VAR, sahada hakem yok, hakem. Özellikle adına Süper Lig denen yerdeki hakemleri de görünce, izleyince, düşününce. Utanıyorum, kahroluyorum, üzülüyorum. Futbolkolik, fanatik, hakem düşmanı ahaliye de laf yetiştirmekten yoruldum, usandım, bıktım. Evet, evet. İddia ediyorum. Ve de meydan okuyorum. Ukalalık, kendini beğenmişlik filan da değil benimkisi. İsyan sadece, alayına isyan. 18 yıl hakemlik yaptım, yeni adıyla 1.Lig'de de düdük çaldım. TFF'ye 2005'te veda ettim, 6 yıldır da masterler ve veteranlar turnuvalarında hakemlik yapıyorum. Zevkle, aşkla, heyecanla. Aynı kurallarla, aynı ruh, düşünce ve heyecanla. Bazen dediler ki, 'Sanki Dünya Kupası finali yönetiyorsun', evet o derece ilkeler, prensip, önem ve hassasiyet. İlk ve son maçım gibi. Büyük futbolcu ünsüz futbolcu, büyük takım küçük takım, ev sahibi takım deplasman takımı, ayrımı da yapmadan. Salgın nedeniyle o da yok maalesef.  Yaşım 54 ve de diyorum ki. Bana sadece 3 hafta süre verin, hem de Süper Lig'de vallahi de billahi de bu hakemlerden daha iyi maç yönetmezsem, adım da Metin olmasın.  Bu kadar açık ve net.  Yeter ki bu garip hakemlik dönemi bitsin. Hadi bakalım alem buysa kral benim, hodri meydan. Kendilerini vazgeçilmez sanmasınlar, gün olur devran döner.