İyi haftalar! Güneş iyiden yüzünü gösterdi, İzmir için balkon açma vakti! Bu hafta terasımı yıkadım bende. Son toz yağmurlarından sonra terasa çıkıp girecek halimiz kalmamıştı. Eskiden anneannem ço...

İyi haftalar! Güneş iyiden yüzünü gösterdi, İzmir için balkon açma vakti! Bu hafta terasımı yıkadım bende. Son toz yağmurlarından sonra terasa çıkıp girecek halimiz kalmamıştı. Eskiden anneannem çok sık yıkardı bu terası hatırlıyorum. Hatta yıkandıktan sonra kururken bir serinleme gelirdi. Sonra hemen oturup kahve içerdik tabii ki! O günler geride kaldı biliyorum ama anılarını yaşatmakta da bir problem yoktur değil mi? Hala terası yıkadıktan sonra birini yanıma alıp ona ne kadar pırıl pırıl olduğunu anlatırken kahve içmemiz gerekiyor. Büyük geleneklerin bu kadar kolay aktarılmasına hiç şaşmamalı. Çaylı kahveli teras açılışımızdan sonra bu hafta evde benimle birlikte misafir bir dostumuz vardı. Çok yakın bir arkadaşımın köpeği. Bir hafta kadar bende kalacaktı. Bu fikri düşündüğüm ilk an ile şu an bunları yazarken düşündüklerim arasında dağlar kadar fark olması çok şaşırtır mı acaba bizi? Doğru, çok kolay olabileceğini düşünmüştüm. Chihuahua ( Çivava diye de yazıyormuş Google bana yardımcı oluyor) cinsi bir köpek, küçücük zaten. Fazla tüy dökmüyor, az biraz agresif, öyle her gelene elletmiyor kendini. Buralarda hiçbir sıkıntı yok. Ama bir sevgi istiyor! Yani.. Nasıl yazıya dökülüyor şöyle işler, insanlar bu vurucu roman cümlelerini nasıl yazıyor bilemiyorum henüz ama gözleriyle anlatıyor her şeyi. Hep beni sev, hep yamacında, üzerinde olayım diyor sanki. Evin içinde takip ediyor sizi her yere. Evrimsel süreciniz pat diye tamamlanmış ve kuyruğunuz çıkmış gibi hissediyorsunuz. Eğer yeterli izni verebilirseniz sürekli kucağınızda oturabilir, terapi seanslarında bile! Bu durum birkaç gün içinde yerini bazı sorulara bırakıyor. Nasıl bu kadar kolay bağlanabilir? Biz nasıl bu kadar bağlanabiliriz? Bir varlığın size bu derece bağlanması aslında korkutucu bir süreç olabilir mi? Arkadaşımın bağlılığının da çok yüksek olduğunu konuşurken anlıyorum. Benim haricimde birilerine de bağlanması aslında çok iyi diyor, eğer bana bir şey olursa ona bakacak biri olabilir.. Tabii, kendimde olan bağlanma şemalarıma baktığımda bir şeyin bana sonsuz derecede bir bağlılık göstermesi -benim için- sıkıntı verici bir senaryoya dönüşebilir. Çünkü kaygılı yapılarım tetiklenebilir ve bir hafta sonunda bile ben aşırı bağlandığım bir karakteri kaybetmiş gibi hissedebilirim. Sanırım bu tetiklenmeleri engellemek adına sürekli evrimsel kuyruğuma sınırlar koymaya çalışıyorum evin içinde. Üzerime her dakika gelemez, onu her an sevemeyebilirim, sürekli dip dibe durmak zorunda değiliz gibi. Vay be! Nasıl da küçük çözümler üretmeye çalışmışım ama. Hala deniyoruz, bakalım bu bağlanmayı rahatlatıp şemaları tetiklenmeden kurtarabilecek miyiz? Diğer haftalarda bildirim yaparım!