Geçtiğimiz bir haftadır seans aralarında masanın tepesindeyim, tezle uğraşıyorum. Yan tarafımd...

Geçtiğimiz bir haftadır seans aralarında masanın tepesindeyim, tezle uğraşıyorum. Yan tarafımda komple cam, yemyeşil okul manzarası var, tepeden alabildiğine onları görüyorum arada. Kahve falan içerken de gözüm takılıyor öylece geçenleri izliyorum. Kuşlar uğruyor sürü sürü. Gelen güvercinlerle, kumrularla konuşuyorum. Gelen danışanlarımda severler hep manzarayı görünce. ‘Ne ferahmış burası’ dediklerini hatırlıyorum. Manzarayı bilmek güzel de, bilmedikleri önemli şeyler de var bu görüntüde. Anneannem de hep otururdu bu köşede. Oda izlerdi hep kahve içerken. Bende yeşillere bakıyor, insanları süzüyor diye düşünürdüm. Öyle olmuyormuş yahu o iş! Necla Hatun da bir sürü şey düşünüyormuş demek ki! Sürekli bildiğiniz bir yere bakarken aklınızı artık ağaç detaylarında, kuşlarda bırakamıyorsunuz ki. Neyi nasıl yapacağınızı, üç gün önceki problemin nereye varacağını, geleceğin neler getireceğini düşünmeden geçemiyorsunuz. Sonunda bende kendimi öylece ağaçlara bakarken, hava tahminleri yaparken ve düşüncelerde süzülürken yakaladım. O anda anladım zaten. Neler düşünüyordu oda kim bilir. Düşünmek için aynı köşelerde, nesilden nesile.. *** Nesillerden bahsederken neler aldığımız çok yankılandı kulaklarımda. Bugün kişiliğin yorumlayabildiğimiz parçalarını bir kenarı bırakıp yalın benzetmeler yapmak istiyorum. Bazen buna da ihtiyacımız var çünkü. Mesela babaannemin yaman denilecek bir karakteri var. Arada bir ortaya çıkarıyor onu, Ayşe onun adı da. Bazen bana miras olanın sadece adı olduğunu düşünmüyorum ama. Bana aktardığı çok önemli şeyler var. O yamanlık bana da vuruyor arada bir. Ne de güçlü hissettiriyor bir görseniz. Çok güçlü bir kadın kendisi, o zor şartlardaki gücünü hissediyorumdur belki, dimdik durmasını taklit etmeye çalışıyorumdur. Ayşe Hatunun hayatı hakkında dinledikçe çıktım buralara, bakmayın içimde tam olarak hissettiğimden değil. Büyüklerimizin geçmişleri ve hayatları hakkında ne kadar bilgilenebilirsek bize aktarılanları da o kadar iyi çözebiliriz. Annenize ve babanıza öğretilenler, o zamanlarda kodlananlar buralardaki düşüncelerden geçti. Dolayısıyla size de aktarılanlar aynı süzgeçten geliyor bugün. Zor hayat şartlarında büyümek ve büyütülmek çoğumuzun kodlanmış bir şekilde aktarılan hatırası. Belki zihninizde arayıp bulamıyorsunuz ama bir kriz anında verdiğiniz tepkilerin içinde saklı onlar. Hayata bakışınızda, ilişkilerinizde, manevi dünyanızda gizli. Geçmiş sadece geçip giden anılar denizi değil ki.. Her anı bize uzanan ve bizi aşıp ileri doğru gitmeye devam eden bir nehir gibi. Hiç durmadan akıyor..