Pek çok takım teknik direktör değişikliğine gittiği zaman ilk maçını kazanır ya da en azından puan alır. Özellikle bu sezona Süper Lig’deki takımlara baktığımızda, çok ciddi örnekler görebiliriz. Haft...

Pek çok takım teknik direktör değişikliğine gittiği zaman ilk maçını kazanır ya da en azından puan alır. Özellikle bu sezona Süper Lig’deki takımlara baktığımızda, çok ciddi örnekler görebiliriz. Haftalarca kazanamayan Altay, Yeni Malatyaspor, Kasımpaşa, Beşiktaş gibi takımları bir çırpıda sayabailiriz. Bu örnekle de görebiliriz ki, futbolcular sanki hocalarına ve teknik ekibe bilenmeye başlıyorlar ve performans düşüklükleri tamamen bireysel hesaplarından kaynaklanıyor. Yazının ana konusu olan Göztepe’ye geldiğimizde kazanamama sorununun teknik direktör kaynaklı olmadığını görebiliyoruz. Hücumda yapılan hatalara göz yumulabilir çünkü o pozisyonu yaratan da golü atamayan oyunculardır. Sadece doğru vuruşu yapamıyorlardır ancak defans oyuncularının topa hamle yapamama lüksü yoktur. Hele ki Göztepe gibi düşme hattında bulunan bir takımda savunma oyuncusu yopa vuracak, vurmalı. Kısacası, Göztepe kendi fırtınasını estirmeye devam edemedi ve Trabzonspor’un fırtınasına kapılıp kayboldu. Tomas’ın oynattığı futbol yanlış değildi belki ama savunmacıların yeni alıştığı bir formasyonda, hızlı hücum oyuncularına karşı birebirde yakalanma problemini çözmesi gerekirdi. Kendisi de çok başarılı bir defans oyuncusu olan Tomas’ın ilk maçında Göztepe defansına hiçbir şey öğretememiş olması, futboldan sorumlu yöneticilerin yanlış yönlendirmesiyle açıklanabilir. Göztepe çok pozisyona girdi, şanslı olsa belki maçta daha çok gol atabilirdi. GEÇİRGEN SAVUNMA Sarı kırmızılıların top kayıpları yaptığı bölgelerde geçirgen pozisyon alması nedeniyle yenilen 2 gol ve verilen 3 pozisyon izledik. Orta sahada Obinna harici markaj uygulayan oyuncu yok. Takımda hızlı futbolcu yok. O zaman her daim topun arkasında kalınması gerek. Topun önüne geçmeye çalışan 8 futbolcu sonucu kaleye gelen kontra atak sayısı çok fazla oldu. Özellikle Angel’in takıma daha dün gelmiş gibi oynaması skorun tuzu biberi oldu. Ndiaye topla oynamayı çok seven ama topla yanlış yerde buluşan bir görüntü çizdi. Taptığı top kayıpları, geçirgenliği her dakika artan Göztepe’yi metrelerce koşu yapmak zorunda bıraktı. Arkasındaki bek oyuncusu ya da desteğe gelen orta saha oyuncusu da topa yetişemeyince son kaçınılmaz oldu. DOĞRU HÜCUM Takımın olumlu yanlarını da konuşacak olursak, özellikle Soner’in attığı gol esnasında Trabzonspor ceza sahasında beş Göztepeli futbolcu vardı. Üstelik organize hücum etmiyordu takım... Yine benzer hızlı ataklarda rakip ceza sahasında kalabalık hale gelen İzmir ekibi ciddi gol pozisyonları yakaladı. Uğurcan gibi ligin en iyi ve en formda kalecisi olunca skor sadece 2’de kaldı. Rakip her takım Trabzonspor gibi dişli, hızlı ve tutarlı hücum etmeyecek. Bu maçta alınan skor unutulup, hücumda yapılan doğrulara daha çok çalışmak gerek. Soner ve Aytaç, Lampard gibi ceza sahası içinde ve çevresine hücuma destek verirse Göztepe her maç en az iki gol kaydeder. Ayakları bu kadar iyi oyuncu grubu Süper Lig’de çook az takımda var. Düşmemenin formülü belki de çok gol olur.