Dünya genelinde turizm sektöründe yükselen trendlerden biri de gastronomi turizmi. Bir lezzetin peşine takılıp sınırlı vaktini yepyeni bir destinasyona ayıran, gittiği yerde yemek alternatiflerini den...

Dünya genelinde turizm sektöründe yükselen trendlerden biri de gastronomi turizmi. Bir lezzetin peşine takılıp sınırlı vaktini yepyeni bir destinasyona ayıran, gittiği yerde yemek alternatiflerini deneyen, esnaf lokantalarına uğrayan, alışveriş yapan ve para harcayan bir turist kitlesi her geçen gün daha da artıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ve sektörün özellikle İstanbul’da hedeflediği ‘gastronomi rotaları’ ve ‘gastronomi turisti’ ağırlama hedefi; bu para harcama düzeyi yüksek, trendleri takip eden, şehrin sokaklarına katkısı olan ve çevresini etkilemeyi başaran turistlerin öneminden kaynaklanıyor. Geçmişte 55 kişilik otobüslere doldurularak paket turlarla kitle turizmine dahil olan turisti artık çoğu destinasyon istemiyor. Dakika sınırıyla, koşturarak bir gün içerisinde 10-15 farklı yerin görülmeye çalışıldığı turizm anlayışı hala devam ediyor etmesine ama yeteri kadar para getirmiyor maalesef. Bir de sorumlu turist anlayışı denen bir olgu var. Alt yapısı yeterli olmayan bir köye, kasabaya aynı anda 3-5 tur otobüsünü sokunca orada kirlilik, yozlaşma ve bir sürü olumsuzluk yaşanıyor. Trafik, gürültü, otopark, tuvalet gibi sorunlardan hiç söz etmiyorum bile. Dünyada yükselen bu gastronomi akımına Türkiye’deki aktörler de uyum sağlamış gibi görünüyor. Süreçte daha uzun yolumuz var ancak uluslararası, ulusal ve yerel ölçekteki çabaları takdir etmek şart. Bu yıl 91. Kez düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı’nda Terra Madre Anatolia organizasyonu da yapıldı. İlk kez İtalya topraklarının dışına çıkan dünyanın en büyük gastronomi fuarlarından biri olan etkinlikle Başka Bir Tarım Mümkün felsefesini ülke sınırları dışına çıkarmak isteyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i kutlamak gerek. ADANA VE ANTEP Adana Lezzet Festivali ve Gaziantep’in gastronomideki başarısı ortada. Bu yıl ekim ayında düzenlenecek olan Adana Lezzet Festivali’nin tarihi açıklandığı anda Adana’daki tüm otellerin kapasitesi doldu. Şehre 1 ila 1.5 saat mesafedeki şehirlerdeki oteller bile doldu. Esnafından taksicisine, seyyar satıcısından müzesine kadar herkesin kendi potansiyeline göre payını bir şekilde aldığı bu tip marka etkinliklerin gerçekleştirilmesi çok önemli. Sadece festivalin kokusunu duymak, sokak lezzetlerini deneyimlemek ya da ciğer kebap yemek için bile 1-2 günlüğüne şehir değiştirmeyi, otel parası ödemeyi keyfe dönüştüren bir turist kitlesi varken bu alanda çabalamamak büyük hata olurdu zaten. En yakın örneklerden bir diğeri Buca Anadolu Lezzetleri Festivali oldu. Bu yıl ilk kez düzenlenen etkinliğin açılış gününde Adanalı Kaburgacı Yaşar Usta 35 metrelik Adana kebap yaptı. Konserler, atölye çalışmaları, yeme-içme sektöründe uzman isimlerin sohbetleri derken herkes gastronominin bir köşesinden tutmuş oldu. Daha nitelikli işlerle Anadolu’nun kadim topraklarının sunduğu onlarca çeşit ürünle dünya çapında başarılara imza atabiliriz. Yeter ki günceli takip edelim, başarılı işleri dsestekleyelim.