Şanlı İzmir’in şanlı kurtuluş gününde yani 9 Eylül’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin etkinlikler çerçevisinde İzmirl...

Şanlı İzmir’in şanlı kurtuluş gününde yani 9 Eylül’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin etkinlikler çerçevisinde İzmirliler için bir hediyesi var. Mega Star Tarkan, Gündoğdu Meydanı’nda konser verecek. Şimdi herkes yatıyor kalkıyor Mega Star’ın kaç paraya İzmir’e geldiğini konuşuyor. 1 milyonlar 2 milyonlar havada uçuşuyor. Hatta AK Partili isimlerin 40 milyonları telaffuz etmesi de bir raddeye kadar merak edilebilir. Haberci gözüyle baktığınızda sonuna kadar haber mi; evet. Vatandaşın merak etmesi normal mi? Ona da evet. Buraya kadar herşey hayatın doğal akışı. DOĞAL OLMAYAN’ Doğal olmayan benim düşüncelerim. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘Barış’ afişlerine takılan siyasilerin bu konsere verilecek para ile İzmir’in bir sorununun çözülebileceğini düşünmemelerine takıldım. Kent sakinlerinin ‘Kardeşim lay lay lom yapılacak zaman değil. Pandemi memleketin ve dahi kentin üzerinden silindir gibi geçti. Bundan sonra kent için sosyal ve ekonomik neler yapılabilir’ ona bakalım dememelerine takıldım. Yoksa Tarkan da gelsin, Bülent Ersoy da gelsin hatta Shakira bile gelebilir. Ama aynı parayı kentteki fırınlarda askıda ekmek bekleyen insancıklar için de harcayabilirsiniz. KUŞAK ÇATIŞMASI MI? Gençlerle yaşını almış kuşak arasındaki fikir ayrılıkları dünyanın oluşumundan bu yana süregelmekte diye düşünüyorum. Gençliğimde büyüklerimle yaşadıklarımı şimdi gençlerle yaşamak insanın biraz da zoruna gidiyor. Sürekli karikatürü çizilen (Tabii ki daha önceki yıllarda. Şimdi çizebilmek için yürek yemek gerekiyor) enflasyon canavarının pençesinde kıvranan yalnız ve güzel ülkemin gençleri kapağı bir şekilde dışarıya atmayı düşünürken Türk insanının yardımseverlik, büyüklerine saygı, hoşgörü, ağır başlılık özelliklerini de mi yitiriyor diye merak ediyorum. Daha yurtdışına çıkmadan yurtdışındaki insanlar gibi davrandıklarını görmek o kadar üzücü ki! Şimdi bana Z kuşağı yumuşak G kuşağı diyecekler. Ben de onlara sorumsuzluğun, insanları umursamamanın, saygısızlığın, dinsizliğin ve hatta vatan hainliğinin kuşak ile alakası olmadığını, uzun bir süreçte Milli Eğitim de yapılan hatalarla doğru orantılı olduğunu söylerim. Futboldaki taktikler gibi 4+4+4, 3+5+4 gibi varyasyonların ülkemin çocuklarına kaybettirdiklerini söylerim. Öğretmen ve öğrenci merkezli değil, veli merkezli eğitim sistemi ile çocuklarımıza yaptığımız kötülüğü söylerim. Yaptıkları iş gereği geçim sıkıntısını en son düşünmesi gereken meslek gruplarından öğretmenleri enflasyonun altında ezdirdiğimizi söylerim. Tazecik beyinlere televizyonlar ve internet yoluyla akıttığımız zehir zemberek bilgi kirliliğini söylerim. Ailelerin okulu, çocuklarından kurtulma vasıtası olarak gördüklerini söylerim. Daha çok söylerim de söylediklerimle kalırım. Ezcümle: Eğitim kafayı geliştirmek demektir. Belleği doldurmak değil. Mark Twain