Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ve Ay-Yıldızlı o nüfus cüzdanını taşıyan herkesin Cumhuriyetimiz ile bir meselesi olamaz, olmamalıdır. Zira, bu ülkede yaşamakta olan insanların hemen hemen yüzde...

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ve Ay-Yıldızlı o nüfus cüzdanını taşıyan herkesin Cumhuriyetimiz ile bir meselesi olamaz, olmamalıdır. Zira, bu ülkede yaşamakta olan insanların hemen hemen yüzde doksanı Cumhuriyet dönemi neslidir. Ancak, siyasette bazan söylemler, ister bilerek, isterse de sürç-ü lisan ederek kaymakta, maalesef yanlış anlaşılmalara neden olmaktadır. Bugünlerde tam da Cumhuriyetimizin 99.yılını kutlamaya hazırlanırken, yine talihsiz bir açıklama ortaya çıkmış, Cumhuriyetseverleri tedirgin ve rahatsız etmiştir. Tartışmayı yaratan isim AK Parti’nin ideologlarından önemli birisidir. TBMM Grup Başkan Vekili Sayın Mahir Ünal’ın, “Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao’nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” şeklindeki sözleri tek kelime ile talihsizliktir. Gerçi Sayın Ünal, Benim sözlerim bağlamından koparılıyor. Ben siyasi bir demeç vermek için o açıklamayı yapmış değilim. Bir kitaptan bahsediyoruz, Cemil Meriç'in kitabından dese de, ok bir kez yayından çıkmıştır. Bu sözleri geri almak mümkün değildir. Ünal’ın Cumhuriyet’i tartışmalı hale getiren ifadelerinin bugüne bir faydasının olacağına asla inanmıyorum. Geçmişi kaşımak bu ülkeye yarar getirmez. Osmanlı İmparatorluğu’nun devrini tamamlamasının ardından, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının bu milletin önüne düşüp, ülkeyi yok olmaktan kurtardıktan sonra, Cumhuriyetimizi kurmalarının ardından, Türkiye ve Türk Milleti kendine yeni bir yol çizmiş, verilen özgürlük ve bağımsızlık savaşı da Cumhuriyetin ilanı ile tamamlanmıştır. 99 yıldır bu ülke Cumhuriyet ile yönetilmektedir. Cumhuriyet, lugat anlamı ile Halkın kendi kendini yönetmesidir. Evet Türk Milleti seçtiği vekiller eliyle kendi kendini yönetmektedir. 20’li yıllarda başlayan kalkınma hamlesi, zaman zaman akamete uğrasa da bugünkü imkanlarla her geçen gün ilerlemekte, Türkiye kendi ayakları üzerinde durma yolunda önemli mesafeler kat etmektedir. Eğitim konusunda her ne kadar aksaklıklarımız da olsa, önemli ilerlemeler sağlamış bulunuyoruz. Son ekonomik kriz, belki de beyin göçünü tetiklemiş olsa da, sebat edildiği takdirde Türkiye’nin imkanları, gençlerimizi iş ve aş sahibi yapacak durumdadır. Hele hele AK Parti İktidarı’nın iş başında olduğu son 20 yılda, savunma sanayi başta olmak üzere, eğitim ve sağlık alanında gerşekleştirilen yatırımlar, ülkemizin geleceği açısından takdire şayandır. Durum bu halde iken, AK Parti’nin tepe yöneticilerinden olan Mahir Ünal’ın, yanlış anlamaya neden olabilecek sözleri zamansız ve anlamsızdır. Dilerim kendisi de bunu anlar ve gereğini yapar. YAŞASIN CUMHURİYET! Dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik krizleri göz önünde bulunduracak olursak, Türkiye bu coğrafyada bir istikrar adasıdır. Bunun en büyük nedenlerinden biri de özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyetidir. Bazıları beğenmese de insan haklarına verilen değer, demokrasi ve hukukun üstünlüğü Cumhuriyetimizin eseridir. Bizlerin birer Cumhuriyet vatandaşı olarak bunu korumak ve geliştirmek zorundayız. Son olarak, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili bizlere çağrısını hatırlatmak isterim: Ey yükselen nesil. Cumhuriyeti biz kurduk, onu koruyacak ve yükseltecek sizlersiniz. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti...