Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Karaçorlu, “Gökdelen projeleri mekânsal yangın gibidir. Kemeraltı’nı böylesi mekânsal yangınlardan korumak bizim görevimizdir” dedi...

Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Karaçorlu, “Gökdelen projeleri mekânsal yangın gibidir. Kemeraltı’nı böylesi mekânsal yangınlardan korumak bizim görevimizdir” dedi Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü, Yüksek Şehir ve Bölge Plancısı, Kemeraltı Online Çalıştayı 2020 Düzenleme Ekibi Sorumlusu ve Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, çalıştayın sonuçlarını değerlendirdi. Karaçorlu, UNESCO Miras Listesi’nde yer alan Kemeraltı’nın korunması adına toplumun belleğine önemli bir katkı sunduklarını söyledi. Karaçorlu, Kemeraltı adına en büyük tehlikenin de bölgeye yakın belirlenen gökdelen projeleri olduğunu vurguladı. Karaçorlu, “Tarihi Kemeraltı ve yakın çevresinde olan alanlar bir gökdelen yapılanmasıyla karşı karşıya. Bu projeler bize göre bir sorun. Tarihi mahalleye yaklaşmış yangın gibi görmekteyiz” dedi. Kemeraltı Çalıştayı 10-11-12 Aralık tarihleri arasında yapıldı. Pandemiden dolayı online gerçekleştirilen çalıştayı değerlendiren Karaçorlu, Kemeraltı’nı bekleyen tehlikelere de değindi. Karaçorlu, Kemeraltı yakınlarına yapılan gökdelenlerin mekânsal yangına benzeterek, “Kemeraltı’nın UNESCO Dünya Miras Listesine aday sırasına alınmış olması, ilan edilmiş olmasıdır. Bu çalışmayı Kültür Bakanlığı’yla birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi ve kurumların iş birliği yaptığı bir sürecin sonucudur. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış olmasının Büyükşehir çalışmalarının sürecidir. Yani aslında merkezi idareyle, kamu idaresinin toplumsal yapıları da buluşturan bambaşka yeni, ama eskiden beride var olan bir özelliği de yeniden ortaya koymuştur. Yani UNESCO Dünya Miras Listesi olan, bu süreçte yaşanan birliktelik Kemeraltı’nda bir şeye daha işaret etmiştir. Tarihi çarşının geleceği kendi içinde, tıpkı alışveriş merkezindeki gibi birçok kesimi buluşturduğu gibi ülkemizdeki birçok toplumsal yapıyla buluşturan bir özelliği de sağlamıştır. Kemeraltı bu özelliğiyle korunmalıdır. Çarşı, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınması sürecinde herkese görev düştüğünü belirtmesi anlamında da bir tarihsel görev alanı oluşturması anlamında da önemli bir işlev daha yüklenmiş olmaktadır. Yani artık Kemeraltı UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alsa da alamasa da korunması ve gelecek kuşaklarca yaşatılması görevini yapmalıyız” sözlerine yer verdi.

GÖKDELEN PROJELERİ

Karaçorlu, çalıştayda ele aldıkları en önemli konulardan birinin gökdelen projeleri olduğuna vurgu yaparak, “Kemeraltı ile ilgili çalıştayımızla bir şeye daha dikkat çektik, ki önemli bir gelişme bu. Kemeraltı ve yakın çevresinde olan alanlar bir gökdelen yapılanmasıyla karşı karşıya. Bu projeler bize göre bir sorun. Tarihi mahalleye yaklaşmış yangın gibi görmekteyiz. O yüzden de Kemeraltını böylesi bir mekânsal yangınlardan korumalıyız. Çalıştayımız bununda bilince taşınması anlamında da bir işleve yüklenmek istedi. Bu işlevi de geçmişten bugüne yerine getirdiği gibi Kemeraltı’nda da yerine getirmek istedik. Kemeraltı Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi, ortaya çıkan çalıştay belgeleri, bilgileri ve yayınlanan temel hak, bundan önce yapılmış bundan sonra da yapılacak çalışmalara ilişkin bilgilerde İzmirliye, kentliye, gelecek kuşaklara önemli bir miras olacağını düşünüyoruz. Bu mirası bizim de, doğal kültür yaşama bırakmış olmamız bizi mutlu ediyor” açıklamasını yaptı.

MÜBECCEL KIRAY’DAN İLHAM

Bu yılın ocak ayında yaptıkları planlamada çalıştayı haziran ayında yapmak üzere yola çıktıklarını ifade eden Karaçorlu, “Kemeraltı Çalıştayı düzenleme çevreleri olarak, gerek salgın koşulları gerekse şehrimizin son aylarda yaşamış olduğu deprem dolayısıyla buluşmaya ilgi, birçok etkinliği ve hedeflediklerimizi farklı boyuta taşıdı. Çalıştayımız özellikle deprem öncesi kapalı mekânlar dâhil, tümü üç gün süren online buluşmada birçok birbirleriyle eş etkinliklerle olacaktı. Fakat deprem sonrası kapalı mekânlarda kullanma olanağımız olmadığı ve yeterli yer de bulamadığımız için sadece maske, mesafe, temizlik koşullarını uygulayacağımız koşullarda online çalıştay boyutunu yaşama geçirebilme olanağımız olmuştu. Biz de onu gerçekleştirebileceğimizi düşündüğümüz için gerçekleştirdik” sözlerine yer verdi.

‘KENTLEŞEMEYEN İZMİR’

Karaçorlu, Prof Dr Mübeccel Kıray’ın “Kentleşemeyen İzmir” ifadesinin kendileri için yol gösterici olduğunun altını çizerek, “Çalıştayımızı öncelikle Kemeraltı’na ilişkin gelişmeleri, çarşının yakın çevresiyle gelişmeleri; bölgeye ilişkin duyarlı, ilgili kurumlar, kişiler ve topluluk temsilcileriyle yapmayı hedeflemiştik. Bu hedefimizi online sunumda gerçekleştirdik. Kemeraltı’nı Prof. Dr. Mübeccel Kıray’ın yıllar önce yazdığı ve bir ekiple birlikte hazırladığı çalışmadan esinlenerek yaptık. Mübeccel hocamız önemli bir sosyal bilimcidir; kentleşme, İstanbul, İzmir, gecekondulaşma üzerine önemli eserlerin çalışmaları vardır. Biz burada kentleşemeyen İzmir eserinden yola çıkarak bu çalıştayı gerçekleştirdik. Mübeccel hoca orada müvekkili İzmir’in kentleşememesinin nedenini sosyolojik verilerle aktarıyor. Tabii onun ekibiyle birlikte incelediğim dönemde, kentleşemeyen İzmir boyutunda incelediği sektörler, toplumsal-kamusal yapıları ağırlığın Konak ilçesinde, yani Kemeraltı bölgesinde oluşmuş var olan yapılardır” ifadesine yer verdi.

KENTİN BELLEĞİNE KATKI

Aynı tespitlerle yola çıktıklarını kaydeden Karaçorlu şöyle konuştu: “ Aynı kaygıları, aynı tespitleri bizde yaptığımız için bağlı kültürel yaşam gelişiminden yola çıkarak eski kaynağımız olan kentleşemeyen İzmir’den, kentleşebilen İzmir ve Kemeraltı boyutunda bir etkinlik yapmayı hedefledik ve bu etkinliğimiz bize çalıştayımızla başarıya ulaştırdığımızı gösteriyor. Yani kentleşebilen İzmirliye örnek olması anlamında kentleşebilen Kemeraltı’nı ve duyarlı çevreler online çalıştayı yaparak bunu bir kitapçık halinde de sorgulayabileceğimiz bir eser olarak kentimizin kaynak ve moral belleği, duygu belleğine teslim etmiş olduk. Bu anlamıyla başarıya ulaştığımızı düşünüyorum.”