Artık iyice emin oldum. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın hiçbir yerinde Göztepe taraftarı gibisi yok. Armaya bağlılıkta da ayarsızlıkta da sınır tanımıyorlar. Bakın önce armaya bağlılıklarından sö...

Artık iyice emin oldum. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın hiçbir yerinde Göztepe taraftarı gibisi yok. Armaya bağlılıkta da ayarsızlıkta da sınır tanımıyorlar. Bakın önce armaya bağlılıklarından söz ettim. Kulüp bataklıkta çırpınırken, amatör kümede var olma savaşı verirken bile bir an olsun sevdalarından vazgeçmeyen insanlar bunlar. Sırf başarıya tanıklık edebilmek, anılarına yeni zaferler eklemek uğruna borç-harç yabancı saha kovalayanları çok zor görürsünüz. Oysa bu durum Göztepe taraftarı için son derece sıradan bir olay. Diyeceğim Göztepe tribünlerinin fedakarlığına kimse bir şey diyemez. Futbol dünyası imrenerek bakarken, Göztepe taraftarının bu bağlılığını alkışlamamak mümkün mü? Ama… Aynı taraftarın, tabii ki hepsi değil, zaman zaman kulübüne zarar vermeye kalkışmasına ne demeli? Tıpkı bu günlerde olduğu gibi. Takım son haftalarda başarısız sonuçlar aldı ya… Kızılca kıyamet kopuyor. Kendini “futbol uleması” sanan sazı tipler yağlı urganlarını hazırlamış, teknik direktör İlhan Palut’u sallandırmak için fırsat kolluyor. Genç hocaya sosyal medya üzerinden öyle eleştiriler var ki, yenir yutulur değil. Eleştiri dozunu çoktan aşmış, hakaretin bini bir para. Ortada resmen bir linç kampanyası var. Sanki Tamer Tuna giderken takımı zirvede bıraktı da, Palut sekizinci sıraya geriletti. Bunların hepsi teknik direktör ya… Durmadan kafalarına göre yeni oyun kurguları üretip, bunlara uygun kadro kuruyor. Uygulanmadığını görünce ver yansın. Hepsi aynı noktada buluşsa, insan ders çıkarmaya çalışsın. Ama her kafadan farklı bir ses çıkınca yapılanlar da, söylenenler de bozgunculuktan ve moral bozmaktan başka bir işe yaramıyor. Elbette ki, İlhan Hoca’nın da bazı hataları olabilir. Kabul etmek lazım ki, sezonun ilk yarısında “küme düşme adayları arasında” gösterilen Göz tepe’yi Avrupa Kupası hedefinin sınırına taşıyan yine o. Küfretmek, kavga etmek yerine mantıklı ve yapıcı eleştiriler yapmak takıma daha faydalı olmaz mı? Hoş, bu mantıkta olanlardan olumlu şeyler beklemek hayal. Bunlar var ya bunlar. Adnan Süvari mezarından çıkıp takımın başına geçse, 3-5 hafta sonra yine aynı telden çalarlar. Geçmişte bunun örneklerini görmedik mi? Olmadık futbolcuları kahraman ilan ederken, bir alay yıldızın arkasına bile bakmadan İzmir’den kaçmasına neden olmadılar mı?