MHK babadır, anadır, hakemler de evlattır. Bilmeyenler için biraz ön giriş yapayım. Amatör, profesyonel maçlara hakem, gözlemci atanır, görevlendirilir. Şu tarihte ve saatteki, şuradaki maç denir, eki...

MHK babadır, anadır, hakemler de evlattır. Bilmeyenler için biraz ön giriş yapayım. Amatör, profesyonel maçlara hakem, gözlemci atanır, görevlendirilir. Şu tarihte ve saatteki, şuradaki maç denir, ekip de bildirilir. Şimdi maille, Whatsapp ile filan yapıyorlar, eskiden sabit telefon, son zamanlarda cep telefonuyla tebligat yapılırdı. İzmir'deki özel, turnuva, hazırlık maçları için Türkiye Futbol Federasyonu Ege Bölge Müdürlüğü'nden Osman Durak kardeşim arar, bildirirdi. Tekrarlardı biz de not eder, önce kafada maça hazırlanırdık. Maçın kategorisi, özelliği hiç önemli değildir, maç maçtır. Düşmesi, yükselmesi, şampiyonluğu hakemi ilgilendirmez. Spor yazarlığıma rağmen hiç bir zaman açıp da puan cetveline filan bakmadım, bakılmaz da. Maç günü kaldığımız otelde de o günkü yerel gazetelerin spor sayfalarına da bakmadım, bakmam, iyi de yaptım. İnsan evladıyız hepimiz etkilenebiliriz, ne gerek var, sen görevine, işine gücüne bak. 'Bizim takımdan filanca oyuncu bu maçta kart görürse haftaya oynayamayacak' okudun mu bunu gazeteden yandığının resmidir, en büyük zavallılıktır. Sana ne, olumlu veya olumsuz etkilenirsin, olmaz, hakeme yakışmaz, hakem adalet dağıtandır, mavi bocuk dağıtan değil. Bize derlerdi ki filanca takım şu düzende oynar, bana ne? İyi hakem 2 dakikada oyunu çözer, oynayacak futbolcuyla oynatmak, oynamak istemeyen futbolcuyu şıp diye anlar. Hakem elit insandır, özel insandır, sanatçıdır, herkes maç yönetebilir ama herkes hakemlik yapamaz, herkes hakem olamaz. Hakemlik bir düşünce gücü, yaşam tarzı, yaşama bakış açısıdır. Toplumun aynasıdır, aynısıdır, sokak nasılsa saha da odur. Kolay değil para için, gelecek için ter döken delifişek, genç, delidolu futbolcuların maçını yönetmek, kolay değil sadece takımının her ne olursa olsun, nasıl olursa olsun takımının kazanmasını isteyen taraftarın önünde maç yönetmek, her babayiğidin harcı değildir. Bu nedenle hakem seçerken, hakem ataması yaparken, hakem yükseltilirken, torpil, ahbap çavuş ilişkisi, kravat faktörü, ceket düğmesi farkı, hamili kart yakınımdır safsatası, akraba önceliği asla ve asla olmamalıdır. Hakemlik boy pos yakışıklılık güzellik, görüntü, yabancı dil işi de değildir. Adalet dağıtacak hakem kısa boylu da olabilir, yakışıklı da olmayabilir, karizma hiç olmayabilir. Zira sahada adaleti sağlayan güzellik değil özelliktir. Topu bilmeyen, futboldan anlamayan, insanı sevmeyen saygı duymayan hoşgörüsü olmayanı, hakemlik sanatına da yatkınlığı olmayanları hakem yapmayacaksın, işin elif be'si de bu. Amatör maçlarda İl Hakem Kurulu, profesyonel maçlarda Merkez Hakem Kurulu atama yapar. İHK maçları açıklar derneğe, idman sonrası da odaların kapısına asardı, bakar, hazırlanırdık. Başkanımız Coşkun Evin, Hüsnü Özdemiroğlu (merhum) Fethi Gördük, Fatih Tanfer ile Murat Badal kurul üyesi, hocalarımızdı. Maçla ilgili bir sıkıntı mı var, söylerdim. Semtimin takımları Eşrefpaşa'mın takımları karşılaşacak, söylerdim, 'Biz sana güveniyoruz' derlerdi, giderdik maça. Maçı iade etmek için çok büyük sebebin olması gerekirdi. İshalsin mesela, onun da çözümü oluru var, kaçmak yok. Profesyonel maçlar için Allah gani gani rahmet eylesin çok iyi insandı Embiya Yıldırım hocam arar, tebligat yapardı, başarılar dilerdi. Perşembe sabahından itibaren telefonunu beklemeye başlardık. 'Müsait misin Metin'im yaz bakalım' derdi, 'Allah hakem şansı versin, adaletin tam olsun' derdi, kapatırdı telefonu cennet mekan. O güzel sesiyle maç zaten güzel geçmeye başlamıştır bile. 'Hakeme maç' değil, 'Maça hakem' atanır, doğrudur. Herkes her maçı yönetemez. Her maçın değişik dili, coğrafyası vardır. Hemen aklınıza şey gelmesin, şampiyonluk veya kümede kalma maçı zordur diye bir şey yok, çok kolay geçebilir. Hiç akılda olmayan, puan açısından çok rahat iki takımın maçının garantisi yoktur. Olay çıkabilir, yarıda kalabilir, MHK'nin, İHK'nin çok iyi süzmesi, atamayı ona göre yapması gerekir. Vakti zamanında 'Altınordu ve İzmirspor'un maçlarına çıkmasam iyi olur' diye dilekçe verdim, reddedildi, dikkate alınmadı, 'Biz sana güveniyoruz' dendi, çıktım, içim kıpır kıpır da olsa kendimden zerre kadar bile kuşku duymadan şaibesiz, tertemiz, hak edenin kazandığı maçlara imza attım, binlerce şükür. Hala bu çağda nasıl kafalar var şaşıyorum. Sakaryaspor kulübü bir bildiri yayınlayarak, oynayacakları Ankara Demirspor maçı hakeminin görevden alınması için kazan kaldırdı, gerekçe de hakem Bülent Birincioğlu'nun Trabzonlu olması. MHK'de emir telakki edip hakem değiştirdi Bülent'in yerine Halis Özkahya'yı atadı. Vah garibim hakemliğim ne hallere düştü. Kulüp hatta başkanı istedi diye hakem değiştirmek, Allah'ım ne günlere kaldık. Neymiş efendim Ankara Demirspor'un teknik direktörü Trabzonlu imiş. Amanın ne kadar büyük dikkat, sanki büyük titizlikle koronanın ilacını buldular sanırsınız. Başkan önce kendi takımına güvenmiyor besbelli, umutsuz. Yılların Sakaryaspor'u, hayran olduğum kulüp, onlarca futbolcu yetiştiren camia, nelerden medet umuyor, aman ya Rabbim. Peki, Sakaryaspor'un antrenörü ya yeni atanan hakemin kuzeni ise kıdemli yardımcı hakemin oğlu masörün kızının kreşten kankasıysa, 4.hakem de stat amirinin halasının oğlunun kayınbiraderi ise ne olacak peki. Çok saçma gerekçeler, biter mi bu işler. Trabzonluların isyan etmesi gerek, Trabzonlu taraf tutar demeye de getiriyorlar, hadi buyrun. Yazık ki çok yazık. Sakaryaspor kendince haklı olabilir ama etik değil, doğru değil. Kuşkulanması bile MHK için yüz karası bir olay. Hakemine güvenmeyen, kulüplerin her dediğine 'he valla' diyen MHK'yi de kınıyorum, bu konuda en haksız, en hatalı da sizsiniz. Hakemine güvenmeyen MHK mi olur Bülent'in psikolojisi ne olacak. Kızına, oğluna güvenmeyen anne-babalar ne hallere düşüyor görüyoruz, yazık çok yazık. Güzel bir şey de yazayım, Bursa'da eski kramponlar grubu var, amatör ve profesyonel futbolun usta ayakları. 1970'lerden günümüze emek veren hakemleri unutmadı. 70 yaşındaki Akhisar doğumlu, Bursa Bölgesi'nin eski Süper Lig Hakemi Tahsin Kesiciler'e emek, onur ve hizmet ödülü verdi. Futbolcudan hakeme ödül, takdir, teşekkür yani. Gadasını yediğim dünyası, çelişkiler dolu. Gel gör ki, MHK kendi evladına güvenmiyor, aslında MHK kendine güvenmiyor ki, gitmekten korkuyor, koltuğu kaybetmekten korkuyor. Elimde yetki olsa her şeyi sil baştan yapardım. Evin yanıyor mesela önce ne yaparsın para çantanı alıp kaçar mısın, yoksa uyuyan evlatlarını mı kurtarırsın. Para yeniden kazanılır ama evlat yalnız bırakılır mı hiç.