‘Mevsimler’ deyince hepiniz hatırladınız mı ilkokuldayken sınıfınızın duvarında asılı olan 4 mevsimi anlatan tabloları? Kesin hatırlamışsınızdır; en güzel zamanların yaşandığı günler nasıl unutulur ki...

‘Mevsimler’ deyince hepiniz hatırladınız mı ilkokuldayken sınıfınızın duvarında asılı olan 4 mevsimi anlatan tabloları? Kesin hatırlamışsınızdır; en güzel zamanların yaşandığı günler nasıl unutulur ki zaten... Bir de şiirlere, yazılara, kitaplara, romanlara, aşklara konu olan 5. mevsim vardır; insanın içindeki mevsim... Kasvetli kış günlerinde neşe ve enerji dolu, cıvıl cıvıl yaz günlerinde gözlerinden hüzün akan insanlar görmemize neden olan o mevsimden bahsediyorum. Bazen yaşanılanlar belirler içimizdeki mevsimi bazen de kornik bir kışsınızdır. Ters giden ne varsa görür, alır heybenizin en sağlam gözüne doldurur, güzel olan ne varsa alır yırtık göze koyar ve bir bir düşürerek yürürsünüz geçtiğiniz yollardan. Heybenize baktığınızdaysa, bulabildiğiniz kötü tecrübeler, hüzün, gözyaşı, umutsuzluk, beyhude bir çabayla kendinizi kandırmak için harcadığınız zaman aralıklarıdır. Samimiyetle ve samimi niyetle kabullenmekle başlayalım mı bu haftaya, ne dersiniz? 4 mevsim nasıl ki doğanın döngüsüyse içinizdeki mevsim de sizin dünyanızın döngüsü... Hep bahar olmak da sizin seçiminiz, hep kış olmak da... Arada yağmurlar yağar, fırtına kopar, yer yerinden oynar elbette ama ya sonrası? Sonrasında çamurlara bata çıka mı yürüyeceksiniz yoksa yaşadığınız baharı yeniden mi yeşerteceksiniz siz seçersiniz. Her şey okulda öğretilmez, her şey aileden öğrenilmez, sözleriniz alışkanlıklarınıza tecrübeleriniz güce dönüşür. ‘Belki’ ile ‘Elbette’ arasındaki uçurumu belirleyen de ‘Asla’ ile ‘Kesinlikle’ arasındaki çizgiyi çeken de içimizdeki o mevsime olan tutsaklığımızdır çoğu zaman. Seçimleriniz sonuçlarınızı belirler, mutlu olmayı seçip de mutsuz olan insanın mevsimi değişmez; bir bahar akşamı aniden gelen yağmur ve dolu gibi yağar geçer her ne varsa. Peki, ya mutsuzluk sonucuna varanlar? Dışardaki mevsim yaz bile olsa içlerindeki kara kış hem onları griye bular hem de yakınındakileri. Bir alma-verme dengesidir hayat. Terazinin kefeleri birbirine ne kadar yakınsa o kadar dengededir her şey. Her ne verecekseniz iyiye güzele dair önce kendinize verin ki hayattan geri alın. Kendine yatırım aynı zamanda sevdiklerine ve sizi sevenlere yatırımdır. Bu yüzden kimsenin içinizdeki baharı griye bulamasına izin vermeyin. Yüzünüzü güneşe dönüp umarsızca yürürken kendi yolunuzda papatyalarınızı sevgiyle kendiniz toplayın. İnancınız sahip olduğunuz her şeydir, neye inanırsanız ona dönüşür ve onu yaşarsınız. ‘Kış ortasında bahar gelmez’ diyenlere inat, ‘Yalancı dünya gibi yalancısın sevgilim Sen mevsimler gibisin değişirsin sevgilim’ şarkısını dillere pelesenk edenlere rağmen, ‘Çok kara kışlar gördüm, ben yine de pes etmedim’ diyenlerden olun ve 5. mevsiminizi yeşilin en güzel tonlarına boyayın. Ömrünüzden bir yılı daha geride bırakırken, kırıklıklarınızı toplayıp heybenin delik gözüne, yüzünüzü güldürenleri ise heybenizin en sağlam yerine koymanızı dilerim...