Kamu ve üniversite hastanelerimiz için, hasta ve hasta yakınlarından zaman zaman duyarız. Şu hastanede tıbbı malzeme sıkıntısı varmış. Bu hastanede bize peçete, kâğıt havlu vb. aldırıldı. Bilmem hangi...

Kamu ve üniversite hastanelerimiz için, hasta ve hasta yakınlarından zaman zaman duyarız. Şu hastanede tıbbı malzeme sıkıntısı varmış. Bu hastanede bize peçete, kâğıt havlu vb. aldırıldı. Bilmem hangi hastanede enjektör bile yokmuş gibi ifadelerini. Doğru ifadeler midir? Bazen doğru olmasa da, maalesef çoğu kez kulağınıza gelenlerin doğru olduğundan şüpheniz olmasın. Hastanelerimizin işletme, ticarethane mantığıyla işletilmesinden dolayı, ekonomik olarak parası olmadığı zamanlarda malzeme sıkıntısı çekilmesi karşımıza gelebiliyor. Bu sıkıntılar çoğu zaman sarf malzemelerinde yaşanabildiği gibi, zaman zaman kalp kapağı temin edilemediği için acil olarak yapılması gereken ameliyatların ertelenebildiğini, ya da trafik kazası geçirerek omurgası kırılan kişilere gerekli tıbbi malzeme olmadığı için müdahale edilemediği gibi hallerin ve benzeri durumların olduğu da gerçek. Acil ve gerekli durumlarda, tıbbi malzeme temin edilemediği hallerde, hastalara reçete yazılarak malzemesini kendisinin temin etmesi de istenebiliyor. Böyle durumlarda firmalar aradaki ücret farkını hastadan tahsil etme yoluna da gidebiliyorlar. Böyle acil durumlarda, başka seçeneği kalmayan hasta ve hasta yakınlarının, denize düşen yılana sarılır hesabıyla, firma kaç para istiyorsa ödemek durumunda da kalabiliyor. Tıbbi cihaz ve malzeme konusunda yaşanan sıkıntıların temel kaynağı ise, kamu ve üniversite hastanelerimizin ödeme dengelerinin bozulmuş olması, alınan malzemelerin ödemelerinin 24 ay, 30 ay gibi uzun süre sonra ödenecek olması yada ödenmesi, enflasyon ve döviz kurlarında yaşanan farklılıklardan dolayı mal veren firmaları da zor durumda bırakabiliyor. Ödemesi geç yapılan firmalar ise, çözümü hastanelere verecekleri malın fiyatını yükseltmekte buluyorlar. ÖDEME DENGESİ Pandemi sürecinin ardından normalleşmeye doğru giden sağlık hizmetleri sunumunun tedavi edici bölümünde yer alan hastanelerde diğer ameliyatlar ve teknik destek gibi günlük ihtiyaçların karşılanması noktasında tıbbi cihaz ve malzeme sıkıntısının çekilmemesi için gerekli önlemlerin bir an önce alınmasında fayda var. Devlet ve üniversite hastanelerimizde ödeme dengesinin sağlanmaması ilerleyen süreçte, sağlık sorunlarının artmasına, halk sağlığı sorunu haline gelmesine sebep olabilir. Ödeme dengesinin olmaması, tıbbi malzeme eksikliğinden dolayı, aynı zamanda hastanelerin hizmet vermesini de aksatacağı muhtemeldir. SGK’nın hizmet karşılığı yaptığı ödemelerin yaklaşık 10 yıldır artmamış olması, Hastane işletme maliyetlerinin yüksek olması, tüm memurların sabit ödemeleri genel bütçeden ödenirken, hastanelerin sabit ödemelerinin döner sermaye gelirlerinden ödenmesi hastanelerimizin gelirlerinin yetmemesinde en önemli etkenlerden bazıları. Özellikle memur maaşlarıyla birlikte ödenen sabit ödemelerin bir an önce genel bütçeden ödenmeye başlanması gerekir ki, hastanelerimiz ekonomik olarak rahatlasın. Hastanelerde verilen hizmetin karşılığı için SGK’dan alacağınız ücret bellidir. Paket Program, Vaka Başı Tanımlamaları ile bu ücretler önceden belirlenmiştir. SGK’nın Hizmet Başı Ücretlendirme Yöntemi ile acil kliniğinde muayene ve müdahale edilen hasta için bile ne kadar ücret ödeyeceği önceden belirlenmiştir. Belli olmayan tek husus muayene, tahlil-tetkik, ameliyat ve tedavi işlemlerini yaparken hastanelerin karşısına çıkan maliyetlerdir. Hastanelerin hastaya verdiği hizmette kullandığı malzeme fiyatları bazen SGK’nın ödediğinden daha fazla rakamlara tekabül etmektedir. Unutulmamalıdır ki, Devlet, vatandaşı için vardır. Herkese kaliteli sağlık hizmeti sunulması devletin temel görevidir. Yanlış kararlar ve uygulamalar nedeniyle tek bir vatandaşın bile mağdur olması temennimizdir.