Fabrika ayarlarına dönmek gerek, bir an önce. Kusura bakmayın son günlerde hakemlerle ilgili sık sık yazmak zorunda kalıyorum. Eğitim ama...

Fabrika ayarlarına dönmek gerek, bir an önce. Kusura bakmayın son günlerde hakemlerle ilgili sık sık yazmak zorunda kalıyorum. Eğitim amacım da var. Her kesimden insanımız okuyor. Herkesin bilmeye hakkı var. Hakemlik yaptım tamam da. Hakemlerin savunucusu değilim, kulüplerin, futbolcuların, taraftarın gazıyla yazan bir şakşakçı, aferin delisi de değilim. Önce insan, önce adalet. Emeğe, alın terine saygım vardır, ismi cismi her ne olursa olsun. Üst üste hakem merkezli pozisyonlar yaşadık. Ankaragücü - Eyüpspor maçındaki yırtık file ve gol, Trabzonspor - Beşiktaş maçındaki endirekt serbest vuruş. Belirteyim üç çeşit hata vardır, hakemlerle ilgili. İlki 'yorum hatası', pozisyonu süzemez, görmez, göremez, atlar. Olmaması gerek ama oluyor, olacaktır. İkincisi 'kural hatası' Maçın tekrarı gerekir. Kitapta yazılanın tam tersinin yapılması. Anayasa ihlali gibi bir şey yani. Bizim memlekette çift sarı karttan adamı atamazsın, maç tekrarlanır. Kural hatası var derler başka da tekrar olmaz. Üçüncüsü de hakem hatası, mis gibi kural hatasıdır aslında. Hakem hatası, kişisel hata, beşerî hata derler geçerler ve konu kapanır. NEDEN SUSARSANIZ KONUŞSANIZA Ekranda izledim. Canlı yayında. Hakem Yiğit Arslan, şak diye eliyle aut işareti göstermez mi, kafamdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Bir git fileye bak. Alakası olmayan yan tarafa baktı, oysa top tam arkadan çıktı. Herkesin elinde cep telefonu maç, canlı avucunda. Sahanın imparatoru sensin. VAR'a gider gibi git kenara, tribüne bak gözlemcine Ali Şahan'a sor. Maçı da kendini de kurtar. Adaleti sağla. Maç öncesi file kontrolü, mankenlerin elbise provası değil ki. Çek fileyi yırtılırsa o zaman yırtılsın.  Koskoca Eryaman Stadı'nda file yırtık olabilir. Önce kendini garanti altına al, herkese güvenme. Kontrol itimata mâni değil ki. Kıdemli yardımcı Deniz Turgut, dut yemiş bülbüle döndü. Dal sahaya. Git hocana koş, bağıra bağıra 'Gol hocam gol' de. Olağanüstü bir durum bu. Kurtar maçı da Yiğit'i de kendinde şöhret ol. Buna rağmen MHK ceza verirse o zaman yiğit olursun işte. 4.hakem Ayberk Demirbaş uyardı, dudaklarını kapattılar, konuştukları belli olmasın diye. Stat müdürü, personeli herkes suçlu. Sorumlu kim, hakem, o kadar. BİR KERECİK OLSUN  Oysa gol olduğunu cümle alem gördü. Ya nasıl olsa 'gol değil' diyerek, hızlı bir şekilde Eyüpspor aut atışıyla maçı başlatsaydı. Geri dönüş de yok. Anlamadığım şey, kaleyi savunan Eyüpsporlu futbolcuların çoğu, bildikleri, gördükleri halde 'hocam gol' diyemedi. Ne için para için, menfaat için, üç puan için. Bu kadar da olmaz. Sakatlık sonrası topu rakibe vermek alkış almak ucuz kahramanlık, şovmenlik, göz boyama. Yediğin nizami golü söyle ki, alnından öpeyim. Haram puan haram prim yaramaz, öğrenin artık bunları. Hatta ve hatta sevgili kardeşim. Yıllardır tanıdığım Hamza Hamzaoğlu, tıpkı golü atmış gibi sahaya yaklaşmalı 'Net gol, kalenin içinden geçti' demeliydi. Ödülü de kapardı, yakışırdı. Bu yorum hatası değil, hakem hatası diye de geçiştiremezsin, kural hatasına girer. Çünkü çok fahiş hata. Top, 12 santimetre kalınlığındaki, kale çizgisini nizami bir şekilde yerden ve havadan tamamı geçti mi geçti. Top patlak değil. İptali gerektirecek sebep yok. DÜNYA KUPASINA GİDECEKTİN İkinci şoku Dünya Kupası'na gider dediğim Zorbay Küçük yaşattı bana. Halı sahada top oynadı kaslarını yırttı çok lazımmış gibi. Aylarca uzak kaldı. FİFA oldu hakemliği bitti. Be mübarek, daha sen hakem olmadın, hakem olamadın sadece FİFA oldun o kadar. Otel odasında tiktoka bakacağına, cepten tavla, pişpirik oynayacağına aç kural kitabına bak, ok, anla. Başına gelebilir, geldi de. Yardımcılarına söyle, 'emin olduğunuz varsa kurtarın beni' de. Hani memorandum var ya. Nerde kaldı hakem-yardımcı hakem iş birliği, haberiniz var mı ? Bir kere kaleciye pas filan değil. Zaman geçirmeyi önlemek için geldi o kural. Ufacık yerde niye zaman geçirsin. Topu yesin mi ? Hakem zeki ve akıllı olur. Hadi verdin. Ömründe oradan, ne zaman çift vuruş gördün. Tarihte yok. Yeri belli kuralda yazıyor, okusan. Hadi sen atladın, iki yardımcı hakemin var, 4.hakemin var, kulaklığın var, iki de VAR'ın AVAR'ın var. Onlar ne iş yapar ? Allah bilir onlar da bilmiyordur. İyi ki autla başlamadı. İmzasever MHK bu kesin garanti giderdi. OKU, ANLA, DÜŞÜN  Herkes hakem ya, akıl verir ya. Şimdi tam zamanı idi. Oralardan bangır bangır bağırmanız gerek. Adalet için. Bu bal gibi 'kural hatası'. Kitapta yazan yer belli, attırdığın yer belli. Kitaba uygun değilse, adı bunun kural hatasıdır. Kural dışılık yani. Yok öyle bir dünya. Mesela top. Çapı, çevresi, basıncı, rengi, ağırlığı belli, adı futbol topu, maç topu. Kuralda böyle. Al sen eline hentbol topunu, maçı başlat. Hatta bitir. İşte bu da bir kural hatası. Yok ki, böyle bir top. Kitapta açık net yazmakta. Kafana göre takılamazsın. Maçın tekrarı gerekir. Bilmem anlatabildim mi ? Her zaman yazıyorum bir kez daha üstüne basa basa belirteyim. 'Antrenörler, futbolcular kuralları bilse öğrense, üç kâğıda kaçmadan ama. Uyanık olsalar, üç maçtan birinde kural hatası bulursunuz. Ne güzel işte avantadan galibiyet. İstediğiniz de bu değil mi ? Ne gerek var, şiddete, küfüre. Temiz iş, aklınızı kullanın. GELMEZ Kİ BÖYLESİ Yıl 1972. Harika fotoğraf. Damlacık'ta yetişen, İzmirspor'da yıldızı parlayan, Galatasaray'da nam salan adaşım güzel insan Metin Oktay ağabeyim. Yanında efsane isim Altay'ın başkanı Rıdvan Burteçin. Biri futbolcu diğeri de başkan olsun diye yaratılmış iki insan evladı. Güzel atlara binip gittiler, mekanları cennet olsun. İkisini de tanıma şansım oldu. Metin Oktay taçsız kral oldu, adamlığı, spor ahlakıyla hala anılıyor. Rıdvan Burteçin de aralıklı 18 yıl başkanlık yaptı Altay'da, 1991'e kadar. Şimdi bakıyorum da. O kadar reklam var, doymuyorlar, hala şov peşindeler şimdikiler. Ne Altay'a böyle bir başkan ne de Galatasaray'a böyle bir futbolcu gelir. Ne dersiniz, haksız mıyım ? Çok özledim çok. İKİ ÇALIŞKAN BAŞKAN Amatöre spora katkı koyan, elini taşın altına koyan herkese saygım var, sevgim var, başımın üstünde yeri var. Herkesin, gençlerin spor yapmaya hakkı var. Hele ki böyle bir zamanda. ASKF, İzmir Amatör Spor Kulüpleri Başkanı Efkan Muhtar, gayretli, bir şeyler yapmaya çalışıyor. Harika, sağ olsun. Aslında başkan dediğin her maça gider, gitmeye çalışır. Bu bir övgü değil. İstese 'ben başkanım' der gitmeyebilir de. Soğuk, ayaz demedi maçlara gitti, sorunları dinledi, çözüm arıyor. Hizmet vermek isteyenlerin ayağına kadar gidiyor. Kapris yapmadan. 2008'de 'önce insan' ilkesiyle kurulan Türkiye Girişimci İnsanları Derneği (TGİİD) amatör spora katkıda bulunuyor. Malzeme desteği de sağlıyor. Takip ediyorum, takdir ediyorum. Cevval, çalışkan başkanı var, Süleyman Dinçsever. İki çalışkan başkan bir araya gelirse ne olur ? Hareket olur, bereket olur. Teşekkürler, kolay gelsin. Bereketli olsun.