Bir kişinin yönettiği hayali bir ülke düşünelim. Sonra bu hayali ülkede neler olabilir diyerek birlikte gezintiye çıkalım. Birlikte aynı şeyleri görüyor olalım. Bir bakıyoruz, ekmek bir lira olmuş, in...

Bir kişinin yönettiği hayali bir ülke düşünelim. Sonra bu hayali ülkede neler olabilir diyerek birlikte gezintiye çıkalım. Birlikte aynı şeyleri görüyor olalım. Bir bakıyoruz, ekmek bir lira olmuş, insanlar ekmek kuyruğunda. Kimse de almadan ayrılmıyor. Biraz gidiyorsunuz, vitrinlerin önünde durup televizyonlara bakıyorsun, herkes kayak yapıyor. Bir yıl yoğun eğitim olmadı, çocukları yorulmuş tatil yapıyor. Bakıyorsun elma kuyruğu da var, tezat bir ülke… Ucuz ekmek, elma kuyruğu ve üç dört kişilik kayak masrafı. Pandemi diyorsun, tedbir var diyorlar. Hiç bir esnafın dükkanı açık değilken sahillerde ve kayak merkezlerinde virüs için tedbir alınmışmış (!) Sahil dönüşü virüs rekora koşmadı sanki. Hayal ya, önemi yok. Öğrenciler sanal karneyi de aldı. E bu yıl kalan da olmayacak. Bu durumda veliler de kayak için tam fırsat buldu çünkü çocuklarda bu sene sorun yok. Efendim yazık oluyor çocuklara deseniz kızan kızana… Korona kol geziyor diyerek kimilerine para kazanmak yasak, bütün esnaf kapalı. Yazın sahil, kışın kayak merkezleri lider toplantıları tıklım tıklım. Neden? Oralarda tedbir alınmış (!) Resmî kurumlarda işin var, girebilirsen gir işini gör. Aşı bulundu herkes memnun. Dünya 7 milyar 700 bin. Bu güne kadar 57 milyon aşı olan insan var. Hayali ülkemizde 90 milyon insan var, 1 milyon aşı olan var inşallah bir gün herkes aşı olabilecek. Bir de aşı karşıtlarını duyunca ‘Bu hayali ülke, iyi ki gerçek değil’ diyoruz. Bir bakıyoruz ticari gemimizi korsanlar ele geçirmiş. Şimdi takip için uçak gemisine gerek yok ama ne zaman yapılacak belli değil. Başarı hanesine tebeşirle at bir çentik, oldu (!) Filmler 1200-1300’lü yılları anlatıyor. Yıl 2021! Peki 2021 yılında neler öğretiyorlar: Hile, gaflet, delalet, ihanet, kan, entrika… Diziler daha farklı… Bir dizide babayı bir köpek oynuyor. Her dizi silah, gerginlik, bozuk aile ilişkileri içinde örnek insanlar yetişmesine katkı sağlıyor. Abdurrahman Dilipak çok haklı yazıyor; hayali ülke iyi ki var. Tarım kurumları, lokantacılar, bakkallar, züccaciyeciler tarımı yönetiyor maşallah. Her ülke aşı buluyor, bizim gibi zengin ülkeler satın alıyor. Artan parayla fakir ülkelere maske falan gönderiyoruz, ne güzel. Hayali ülke, hali işler ne güzelmiş. Her kanal tarih anlatıyor. Nasıl devlet kurduk ama yıkılanları anlatmıyoruz, ayıp! Mekan değiştirelim diye yürüyoruz, ayrıcalıklı maskesiz görevliler ağzında gümüş kaşıkla doğanlara bir şey demiyor. Çünkü ‘Ağzında kaşık var’ diyor. Bize soruyorlar; ‘Masken nerede, neden dışarıdasın?’ Cevabı doğru buluyorlar, ceza almıyoruz. Eve dönüyorsunuz haberler… Savaş gemileri, hainler, şehitler, pandemi, ölü denize inen ilk gemi kaçıncı ilk gemi ise (çünkü sismik-1 gemisi unutulmuştu da) ve uzay sanayi, ne güzel bu hayali ülke.. Uzaya uydu, lafı olmaz… Hayal ülkede hapşırdınız mı, adalet önünde hesap vermeli deniyor. Bir ara uyanıyor ve hayali ülkeyi kaybediyorsun. ‘Oh be, ne kabusmuş’ diyorsun. Uyanır uyanmaz televizyonu açıyorsunuz, ekranlarda ilk karşılaştığımız bir bilimsel ders. Hani neredeyse akraba olacağımız partili bir profesör; mutlu muyuz, nasıl mutlu oluruz konusunu anlatıyor. Mutluluklar sevgili insanlık…