Ülke, Avrupa hatta Dünya. Korona’nın girmediği ve kayıp verdirmediği ülke kalmadı. Dünya Sağlık Örgütü ‘Pandemi’ yani küresel salgın ilan etti. Kayıplar on binlerle, vaka sayısı yüz binlerle ifade edi...

Ülke, Avrupa hatta Dünya. Korona’nın girmediği ve kayıp verdirmediği ülke kalmadı. Dünya Sağlık Örgütü ‘Pandemi’ yani küresel salgın ilan etti. Kayıplar on binlerle, vaka sayısı yüz binlerle ifade edilmeye başlandı. Bazı ülkeler günlük kayıp sayısının azalmasına göbek atar hale geldi. Ülkemizde ise Allah’a şükür, ipi gevşetmeme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Mutlu haberler var. Can kayıpları artmasına rağmen olağan seyir açıklamaları art arda geliyor. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, yorgun kan çanağına dönmüş gözleriyle ekranların karşısına her akşam çıkıyor. Arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarla uyarılar sürüyor. Bunlar hepimizin yaşadıkları yani bildikleriniz. Şimdi sizleri düşünmeye sevk etmek ve Türkiye geneline yayılmasını istediğim bir çağrıyı dile getiriyorum.

ÇAĞRI

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a; Can kayıplarıyla sarsıldığımız, Devletimizin gücünü arkamızda her zamankinden daha fazla hissetmemiz gereken şu günlerde, babalığını gösteren bir Devlet istiyoruz. Yani Devlet Baba’yı görmek istiyoruz. Biliyoruz ki elinizden geleni yapmaya gayret gösteriyorsunuz. Maddi olarak sıkıntı da olsak bu dile getirdiğimiz konunun maddiyatla alakası olduğunu düşünmüyoruz. İsteğimiz Dünya çocuklarının tek bayramı 23 Nisan’da gece saat 21.00’da milletin camilerinden milletin marşı yani İstiklal Marşı okunsun. Bayramı ülke olarak izole olduğumuz şu günlerde evlerimizden, balkonlarımızdan çocuklarımıza en güzel elbiselerini giydirerek ve bir ağızdan marşımızı haykırarak kutlamak istiyoruz. Bu masum isteğimizin sizin iki dudağınızın arasından çıkacak iki kelime ile hallolacağını biliyoruz. Türk halkının bu isteğini göz ardı etmeyeceğinize eminiz. Bu mektubu burada sonlandırırken şahsi olarak Sayın Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a da bir çift sözüm var. Maneviyata ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, 12 ayın sultanı mübarek Ramazan ayı yaklaşırken ülkenin tüm yayın organlarına istediğiniz an bağlanabileceğinizi düşünüyorum. Sayın Erbaş, ekranlara çıkın milletimize bu lanet hastalığı aşabileceğimiz umudunu verin. İslam dininin temizliğe verdiği önemi anlatın. Kişisel ve ruhi temizliği anlatın. Mübarek Peygamberin güzel ahlakından örnekler verin. Bu tür sıkıntılarda nasıl güzel davrandığını anlatın. İnsanlarımızın manevi dopingine katkı sağlayın. Unutmayın bir kişi ‘Allah razı olsun Hocam’ dese bu sizin için kardır. Unutmayın bir kişi sizin sözlerinizle yaşamını değiştirse, hidayete erse, temizliğine dikkat etse ve bu nedenle de bir kişinin canı kurtulsa insanlık için kardır. Siz elinizden geleni yapın takdir Allah’tandır. Bunu siz hepimizden iyi bilirsiniz. Son sözüm de güzel ülkemin yüreği güzel insanlarına; Evde kalmaya devam edin. Birbirinizi üzmeden. Ailenize zarar vermeden. İzolasyon kurallarına uyun. Hastalığı evinize getirmeyin. Korkmayın aç kalmazsınız. Açlıktan ölmezsiniz. Rabbim kuşun karıncanın bile yiyeceğini hazır ediyor. İnsan gibi kıymetli bir varlığın taamını da düşünecektir. Sabredin. Okuyun. İzleyin. Oyun oynayın. Rahatlayın. Bu bela geçtiğinde her zamankinden daha çok enerjiye ihtiyaç olacak, depolayın. Unutmayın ki hiçbir zevk bir hayattan daha değerli değildir…