Hasta muayene etmek yormaz. Nöbet tutmak. Bayramın birinci günü ya da yılbaşı akşamı nöbette geçirmek yormaz. Yeni doğan bir bebeği yaşatmak. Gebeyi dokuz ay takip etmek yormaz. Doğum da yormaz....

Hasta muayene etmek yormaz. Nöbet tutmak. Bayramın birinci günü ya da yılbaşı akşamı nöbette geçirmek yormaz. Yeni doğan bir bebeği yaşatmak. Gebeyi dokuz ay takip etmek yormaz. Doğum da yormaz. Sabahın 5’inde vizit yapmak. Gecenin bir yarısı, hastaya bakmak yormaz. Dahiliye Polikliniği’nde bir günde 200 hasta muayene etmek yormaz. Ameliyathanede, saatlerce hastanın kanserli dokularını ince ince temizlemek. Bu da yormaz. Bir hasta yakınının sözlü saldırısı, hakareti yorar. Bir hastanın etik dışı, yasal olmayan talebini reddedersin; yaşayacakların yorar. Hasta olmayana hasta, sağlıksız olana sağlıklı demen istenir. Hayır dersin, saldırıya uğrarsın. İşte, bu yorar. Salgın yormaz. Salgında üst üste üç nöbet tutmak yormaz. Aylarca ailenden uzak kalırsın. Bu da yormaz. Ölen meslektaşının yasını tutarken çalışmak zorunda kalırsın. Bu da yormaz. Virüsten, bakteriden korunmak için çaba harcarsın. Kat kat maske takarsın. Bunlar yormaz. Yoğun bakımda, acil serviste hastana iyi gelsin diye kanını dahi verirsin. Kesinlikle yormaz. Geçici görevler yormaz. Tatil planlarsın, izinler kalkar; yormaz. Angaryalar, mobbingler yormaz. Ancak, takdir göremezsin. İşte, bu yorar. İş başında hasta bakarken can verirsin. Ambulansta kaza geçir, can verirsin. Hastandan virüs kapar, can verirsin. Ölsen bile hakkını, hukukunu alamazsın. Bu hepimizi yorar. Emeklilikte geçim derdine düşersin. Bu da yorar. Muayene ettiğin, hayatını kurtardığın, ameliyatını yapıp yaşama döndürdüğün kişi bir gün, kalkıp seni ve bütün meslek örgütünü aşağılar. İşte, bu da çok yorar. Hayat kurtarmak yormaz; yoran, haksızlığa uğramaktır.