Günümüzde ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri, milli gelir miktarı yanında; eğitim, sosyal, kültürel ve politik durumları ile de ölçülüyor. Gelişme, kişi başına düşen mal ve hizmet birimleriyle ifade edi...

Günümüzde ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri, milli gelir miktarı yanında; eğitim, sosyal, kültürel ve politik durumları ile de ölçülüyor. Gelişme, kişi başına düşen mal ve hizmet birimleriyle ifade edilebildiği gibi, kişi başına düşen eğitim ve sağlık harcamaları da gelişmişliğin önemli ölçüleri arasında yer alıyor. Bunlara paralel olarak okur-yazarlık ve okullaşma oranı, ortalama yaşam süresi gibi değerler de ülkelerin gelişmişlik düzeyinin bir göstergesi. Bütün bunlar kalkınmanın merkezine insanı yerleştiriyor. İnsanın düşüncesi, yetenekleri, eğitim düzeyi ile oluşan ekonomik ve kültürel ortam yenilik ve yaratıcılığı gerçekleştirerek üretim sürecinin girdisi olarak ekonomiye katkı sağlıyor. Çoğunlukla ülkelerden bahsederken ekonomisi çok iyi ama sanatı çok kötü ya da eğitimi berbat ama sağlığı orta seviyede diye bahsetmeyiz. Milletler, toplumlar her zaman bir bütün halinde değerlendirilir. Yani gelişmişlik düzeyi ya da kalkınma dediğimiz şey tek bir alanın değerlendirilmesiyle değil genel yargılarla varılan bir sonuçtur. Ekonomi neyse sağlık da odur; sanat neyse eğitim de siyasette de odur. Ancak bence tüm bu kavramların arasında toplumları yükselten en önemli iki ana başlık var: eğitim ve sağlık…

EĞİTİM VE SAĞLIK

Bir millet sağlıklı değilse eğitilse de çok bir fayda sağlamaz. Ya da eğitimli bir toplumun sağlığının eksik olması verimliliği en az yarıya düşürecektir. Bu noktada eğitimin ülkelerin kalkınmasındaki önemi malumunuz… Tabi eğitimin devamında istihdam konusu da büyük önem arz ediyor. Eğitilmesine imkan sağlanan her insanın istihdamını da düşünmek gerekir. Aslında bakarsanız, eğitim ve öğrenim çok derin ve detaylı bir konu. Her şehre üniversite açmak ve kontenjan sayısını artırmak eğitimin kalitesini artırmıyor aksine kaliteyi düşürüyor. Öğretim görevlisi eksik, fiziki ve teknik koşulları yetersiz tabiri caizse sadece binadan ibaret olan üniversitelerde eğitim almış gençler mesleklerini ne kadar iyi yapabilir? Evet, imkanları olması gereken seviyede olan üniversiteler tabi ki artsın ama o genci o üniversiteden mezun ettiğinde çalıştıracak yerin yoksa yaptığın üniversitenin de pek bir faydası yok. Benim ülkemin yeni mezun mühendisi asgari ücretin 100 lira üstüne işe başlıyorsa, benim yeni mezun öğretmenim asgari ücrete özel okulda çalışıp KPSS için kurs parasını çıkarmaya çalışıyorsa, benim eczacım okurken stajını yapmasına rağmen mezun olduktan sonra 1 sene yardımcı eczacı olarak çalışmak zorunda kalıyorsa ve yardımcı eczacılığının ardından nüfus kriterine bağlı olarak eczane açamıyor ya da ilaç sektöründe iş bulamıyorsa bir problem var demektir. Sağlıkta da durum pek farklı değil ne yazık ki… 2020 yılına çok az kalan bugünlerde hala hayati önem taşıyan sağlık sorunları için doktor randevusunu en yakın 3-4 hafta sonrasına alabiliyorsak, zar zor muayene olduğumuz doktorun yazdığı ilacı bulmakta zorlanıyor hatta yurt dışından getirtmek zorunda kalıyorsak orada da bir sorun var demektir. Öncelikler insandan insana değişir ama toplumların önceliği aynıdır. Herkesin bir hayatı var ve ne acıdır ki hayat eksik sistemlerin tamamlanmasını bekleyemeyecek kadar kısa…