Yılda bir kez hatırlanan hemşirelerimizin günü, Florance Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs, tüm dünyada "Hemşireler Günü", 12-18 Mayıs haftası da "Hemşirelik Haftası" olarak kutlanmaktadır. İns...

Yılda bir kez hatırlanan hemşirelerimizin günü, Florance Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs, tüm dünyada "Hemşireler Günü", 12-18 Mayıs haftası da "Hemşirelik Haftası" olarak kutlanmaktadır. İnsan olarak yaşamımız süresince en önemli ihtiyacımız sağlıklı olmaktır. Sağlık, hayatımızın her döneminde en temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Bu ihtiyaca cevap veren en önemli meslek gruplarından biri de hemşireliktir. Hemşirelik, sevgiyle, şefkatle, sabırla yapılan kutsal ve onurlu bir meslektir. Hemşirelik hizmetleri birey, aile ve toplum sağlığına yöneliktir. Hemşirelik, hekimlik mesleğinden sonra, sağlıkla ilgili en eski meslektir. Hemşirelik, son derece yüksek ahlaki bir anlayış ve davranış temeli üzerine kurulmuş olan bir meslektir. Pandemi, hemşirelik mesleğinin ne kadar önemli bir meslek grubu olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Hemşireler salgınla mücadelede her daim ön saflarda bulunmuş ve hastalığa maruz kalma riskine rağmen hizmet etmişlerdir. Ancak ülkemizde hemşirelerimize hak ettikleri değerin verilmemesi, hemşirelik mesleğinin her geçen gün itibar kaybetmesinin önünü açmaktadır. Hemşirelerimizin, ekonomik olarak adeta yok sayılmaları, bugünün şartlarında devlet hastanelerimizde, doktorlarımızla maaşlarının kıyaslanmayacak derecede ve temizlik personelimizden bile az maaş almaları garip ama gerçektir. Bugün bazı bakanlıklarda fazla personel görev yaparken, devlet hastanelerimizde, özellikle eğitim araştırma hastanelerimizde yüzde 25-30 eksik hemşireyle görev yapan sağlık kurumlarımız, İtalya, Hollanda, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkelerde 100 bin nüfusa düşen hemşire sayısı 500 ile 1000 arasındayken, Türkiye’de 100 bin nüfusa yaklaşık 310 hemşirenin düşmesiyle birçok ülkenin çok gerisinde kalmakta ve 3 hemşirenin yapacağı işi 1 hemşiremiz yapmaktadır. Hemşirelik mesleğiyle ilgili iş gücü planlaması yapılmadan çok sayıda okulun açılması meslekte nitelik kaybına da sebep olmaktadır. Bugün, 100 binden fazla hemşirelik mezunu gencimiz atama beklemektedir. Hastanelerdeki sözleşmeli yöneticilikle birlikte sağlık kurumlarının siyasallaşması, iktidar yanlısı sarı sendikaların idareciler üzerinden personele baskısı, uzun çalışma saatleri, fazla mesai, aşırı iş yükü pek çok hemşiremizin tükenmişlik sendromu yaşanmasını beraberinde getirmiştir. Hemşirelik yönetmeliğinde de tanımlanmış diyaliz hemşireliği, halk sağlığı hemşireliği, iş sağlığı hemşireliği gibi hemşireliğin özel alanlarının yok edilmesi, hemşirelik yasası ve yönetmeliğinin işler kılınmaması, mevzuatın hemşirelik yasa ve yönetmeliğine göre düzenlenmemesi, lisansüstü eğitimine rağmen, kurumlarda halen uzman hemşirelik kadrosunun olmaması, hemşirelerin insanca yaşamalarını sağlayan ücret politikalarının olmaması, işyerlerimizde kreşlerin ya hiç olmaması, ya da var olan bazı kreşlerin bile kapatılması, pek çok kurumda yaşanan koruyucu ekipman ve tıbbi malzeme sıkıntısı, genel olarak hastanelerde kalitesiz ve yetersiz yemek hizmetleri sonucunda çalışma ortamında yeterli ve dengeli beslenmenin yeterince sağlanamaması, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet hemşirelerimizin yaşadığı sıkıntılardan bazılarıdır. Yaklaşık 21 yıldır bu ülkeyi yöneten siyasi iktidar ve varoluş sebepleri bugünkü siyasi iktidar olan yetkili sendika, sorun çözeceği yerde sorunlar sürekli artmış, sağlıkta şiddetin önü kesilememiş, artarak devam etmiş, hemşireler itibarsızlaştırılmış, ekonomik olarak açlık sınırına mahkum edilmişlerdir. Çözülmesi gereken pek çok sıkıntı mevcuttur.