Derneğimiz çalışmalarını ifade ettiğimiz yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Güvercin Kayalıkları koyu, denizin dalgaların ve rüzgârın yüzyıllar içinde biçimlendirdiği Kireç Kayalıkları ar...

Derneğimiz çalışmalarını ifade ettiğimiz yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Güvercin Kayalıkları koyu, denizin dalgaların ve rüzgârın yüzyıllar içinde biçimlendirdiği Kireç Kayalıkları arasında yer alır. Kumul sahili, nesli tükenmekte olan endemik türlerden Kum Zambaklarına ev sahipliği yapar. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde olduğu gibi, Yarımadamızın birçok noktasında var olan Kum Zambakları da zaman içinde insanların doğaya hükmetmesi nedeni ile yok olma tehdidi altında kalmıştır. 2014 e kadar Alaçatı ve Ovacık’ı birbirine bağlayan sahil bandında düzgün satıhlı sahil yolu bulunmayışı, alanın nispeten korunmasına vesile olmuştu. Ancak, Çeşme’nin çeşitli noktalarında, plajların plaj kulüpleri, işletmeler ile çevrilmesi, doğaseverleri ve dar gelirlileri bu alanlara yığmıştır. 2015 yılından itibaren Deliklikoy adıyla bilinen Güvercin Kayalıkları koyu, günde binlerce insanın ayak bastığı bir saha haline gelmiştir. Bu aşamadan sonra derneğimiz çalışmalarına hız vermişti. Bölgenin tamamıyla yapılaşmaya kapatılması, jeolojik sit ilan edilmesi, kum zambaklarının korunması ilkesine uygun ahşap yürüyüş güzergâhları oluşturulması, araziyi çevreleyen hazine parsellerinde otopark, duş, tuvalet düzenlemeleri yapılması, kum zambaklarının doğal yaşam alanına araç sokulmaması şeklinde düzenleme taleplerimiz ile tüm kurumlara başvurularımızı yaptık. Nihayetinde 2019 yılında yeni dönem Büyükşehir Belediyesi Meclisi kararlarından biri, alanın jeolojik SİT ilan edilerek korumaya alınması olmuştur. Bu karar, doğa harikası coğrafyanın yapılaşmaya kapatılması yönünde büyük bir adımdır. Ancak kum zambaklarının yaşam alanı tamamen otopark olarak kullanılmaya devam etmekte, alan ören yeri şeklinde düzenleme beklemektedir. Umuyoruz ki, hayatta kalan son zambaklar da yok olmadan, yetkili kurumlar harekete geçecektir. Ancak yine de, Çeşme ilçemizde, rant meraklılarının iştahını kabartan bir doğa harikası sonsuza dek, yapılaşma talebinden kurtulmuşsa bu da derneğimizin 5 yıllık ısrarlı çabası sayesindedir. Derneğimizin önemli çalışmalarından bir başkası yarımadamızın bugünü ve geleceğini ilgilendiren yaşam kaynağımız, suyumuzdur. Çeşme yarımadası yağışları dışında aktif akarsu sistemleri bulunmayan tatlı su fukarası bir bölgedir. Yağışları depolamak üzere, dönemsel Hırsız Deresi yatağı üzerine kurulu Kutlu Aktaş Barajı’ndan önce, Çeşme’de şebekeden evlere deniz suyu dağıtılırdı. Ancak baraj sonrası ve otoyolun tamamlandığı 90’lı yıllar sonrasında Çeşme’de yazlık konut sayısında patlama yaşandı. Yazlık, lüks, yüzme havuzlu, bahçeli villalar, rezidanslar Çeşme’yi kuzeyden güneye tüm coğrafyasını, tarımsal alanları hatta kimi yerde orman alanları istila ettiler. Bu yapılaşma devam ederken, su fukarası olduğumuz tamamıyla göz ardı edilmişti. 2014 yılına gelindiğinde kuraklığın da etkisi ile birçok bölgede yerleşkeleri ve tarım arazilerini besleyen artezyen kuyuları kurumuştu. Derneğimizin diğer bir çalışması bu alanda oldu. 05.05.2018 yılında DSİ, ısrarlı dilekçelerimizi dikkate alarak, yarımadamızın belli başlı bölgelerini Yeraltı Su Koruma Havzası ilan etti. Derneğimizin dilekçelerinde görüş ve önerileriyle her zaman destek veren,İzmir Eski Defterdarı Mete Gönenç, İzmir İl Çevre Eski Müdürü Osman Tatar, Çalışma Ekonomisti Erkin Kurhan, Mimar Taner Erdoğan, Emekli Müfettiş Gündüz Ercan, Eski Maliye Müfettişi Avukat Asım Ateş Yamak, Avukat Kemal Kerinçsiz ve eşi Avukat Gönül Kerinçsiz’e çevremiz adına teşekkürlerimizi borç biliriz. EKİNOKS’un diğer çalışmalarıyla, desteklerine teşekkür ettiğimiz uzman ve büyüklerimizden bir sonraki yazılarımızda devam edeceğiz.