Geçtiğimiz günlerde yolum Konak Meydanı’na düşünce gördüğüm manzara karşısında bir garip oldum. Tramvaydan inip Hükümet Konağı’na doğru yürüyordum ki, karşımda bir anıt gibi duran Büyükşehir Belediye...

Geçtiğimiz günlerde yolum Konak Meydanı’na düşünce gördüğüm manzara karşısında bir garip oldum. Tramvaydan inip Hükümet Konağı’na doğru yürüyordum ki, karşımda bir anıt gibi duran Büyükşehir Belediye Binası’nın bomboş odalarını görünce bir tuhaf oldum. Burhan Özfatura, Yüksel Çakmur, Ahmet Piriştina, Aziz Kocaoğlu o binada 30 yılı aşkın süre başkanlık yaptılar. Kısa süre de olsa Tunç Soyer. Bu değerli başkanlarımızın görev sürelerinde o koridorlarda bizler birer gazeteci olarak haber kovaladık. Hoş, artık “belediye muhabirliği” diye bir şey kalmadı ama insan ne de olsa garipsiyor be azizim. Şimdilerde, belediyelerin basın birimlerinde meslektaşlarımız var. Baş basın danışmanından alt kadrolara, fotoğraf çekeninden kamera kullananına kardeşlerimiz ekmeklerini bu sektörden kazanıyorlar. Eh bu da bir gazetecilik görevi olsa da aslında “halkla ilişkiler” faaliyeti. İnsanlara belediyelerin icraatları aktarılıyor ama “sorgulayan” bir habercilik çok gerilerde kaldı artık. Ama yine de yapmaya çalışanların hakkını teslim edelim. Konak’ta Büyükşehir binası mı garip garip duran. Hükümet Konağı da restorasyon geçirmesine rağmen, eski şaşaasından adeta uzak görünüyor. Ne bileyim belki de bana öyle geldi. Büyükşehir Belediyesi, Kemeraltı’nın yağmurlarda su baskınlarından kurtarılmasını sağlayacak altyapı çalışmalarını hızla sürdürüyor. Bu yüzden Konak Camii’nin deniz tarafına betonlar dökülmüş. Hummalı bir çalışma var. İnşallah tez zamanda tamamlanır. Rahmetli Ahmet Piriştina, resmi adı Atatürk Meydanı olan Konak Meydan Projesi’ne 2000’li yıllarda zamanın parasıyla 7 trilyon gömmüştü. 20 yıl boyunca gelip-geçene güzergah olan meydan maalesef rantabl (verimli) kullanılamadı. Kimi zaman berduş yatağı oldu. Özellikle Karataş yönüne doğru yeşil alanlar atıl kaldı. Konak’a gidenler, simge olarak gördükleri Saat Kulesi’nin çevresini tercih etti. Tek güzellik ise fıskıyeli havuzlardı. Aslında biliyor musunuz Konak Meydanı İzmir’in en güzel yeridir. Tarihi Varyant’tan Karşıyaka’ya doğru baktığınızda, muhteşem bir manzara karşılar sizi. Körfez’in maviliğinde vızır vızır işleyen vapurlar, karşıda İzmir’in Kordelyası Karşıyaka, AKM ve Saat Kulesi ve Büyükşehir binası. Bence hazır altyapı da yenilendiğine göre Kemeraltı ile kucaklaşacak yepyeni bir Konak Meydanı yakışır İzmir’e. Kim bilir Başkanımız Tunç Soyer de böyle düşünüyordur. Düğmeye basmıştır bile. Zira Sayın Soyer’in başı şu sıralar projelerle hayli meşgul. “Dünyanın merkezi İzmir” denilerek Avrupa kentlerinde Almanya’nın 5 kenti ile başlayan temsilcilikler açılması. İzmir’in ilk adil ticaret kenti olması. Tarımdaki atılımlar, kooperatiflerin desteklenmesinde genişletilerek devam edilmesi. Tüketici pazarları ve daha neler neler. Allah gayret kuvvet versin. Her şey İzmir için tabi.   FOÇA SAKİNŞEHİR OLUYOR Foça Belediye Başkanı Sayın Fatih Gürbüz, konuyu açıkladığında ne diyeyim en çok ben sevindim herhalde. Kara taşı ile ünlü Foça’mız Cittaslow yani “Sakinşehir” olacakmış. Bu konuda başvurular yapılmış, incelemeler bile başlamış. Seferihisar’ın ardından İzmir’in ikinci sakin kenti olacak Foça. Vallahi tarihi, doğası ve denizi ile bu ünvanı almaya hak kazanıyor. Sokaklarında ve sahilinde gezinirken o huzuru iliklerinize kadar hissediyorsunuz inanın. Çoğu kimse “Ah Foça’da şöyle küçücük taş bir evim olsa” diye içinden geçiriyordur. Bana hiç sormayın bile. Sevgili Fatih Başkan, sakın bu işin peşini bırakma. Sen de sakin kal, ilçeni de “Sakinşehir” yap. Gençsin, çalışkansın, kanın kaynıyor. Gerçi Foça’nın uzun süredir görev yapan başkanları genç insanlar. Belki de Foça formunu böyle koruyor. Askeri birlikleri, tarımsal değerleri, tarihi dokusu Foça’yı Foça yapıyor. Klup Med olarak bilinen eski Fransız Tatil Köyü de yeniden kazandırılırsa ki ihale edildi, o zaman değmeyin Foça’nın ve Foçalı’nın keyfine. Kısacası hepimize kolay gelsin. Foça’ya hayırlı olsun.