Balkanlar’a Güneydoğu Avrupa’da denilebiliniyor. Bölge adını batıdan doğuya uzanan ve Bulgaristan’ı ikiye bölen dağ silsilesinde alır. Bu sıradağların adı sonradan bölgenin adı olarak kullanılır. Bal...

Balkanlar’a Güneydoğu Avrupa’da denilebiliniyor. Bölge adını batıdan doğuya uzanan ve Bulgaristan’ı ikiye bölen dağ silsilesinde alır. Bu sıradağların adı sonradan bölgenin adı olarak kullanılır. Balkan yarımadasında Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Romanya, Arnavutluk, Slovakya ve Slovenya bulunuyor. Balkanlar, tarihi Cilalı Taş Devri’ne kadar dayanan bir bölge. Coğrafi konumu gereği bir çok dönem savaşlara sahne olmuş. Balkanlar pek çok kültüre ve uygarlığa ev sahipliği yapmış olduğundan kültürel ve tarihsel açıdan çok zengindir. En çok konuşulan dil Sırpça’dır. En fazla Türk de Bulgaristan’da yaşamaktadır. Dünya’nın en eski ve en derin gölü Makedonya’da Ohri Gölü’dür. Balkanlarda genel olarak suya para verilmez ve musluktan akan sular içilir. Saraybosna’da 1885 yılında elektrikli tramvay hattı kurulmuştur. Bu Avrupa’daki ilk-tir. Bosna’da bulunan Mostar Köprüsü’de ilginç bir geleneğin simgesidir. Buradan atlamaya cesaret edemeyen damat adaylarına babalar kızını vermezmiş. Bulgaristan dünyaya en çok gül ihraç eden ülkedir. Dünyaca ünlü Gül Vadisi bulunuyor ve Gül Festivalleri muhteşem olur. Tarihteki ilk ateist devlet Arnavutluk’tur. Dünyaca bilinen Rahibe Terasa ülkenin ilk ve tek Nobel ödüllü kadındır. Doğduğu ev Makedonya’da müze olarak açılmıştır. Dünyada ikinci, Avrupa’da ilk sırada olan Tara Kanyon’u bin 300 metre derinliği ile Karadağ’da bulunuyor. UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Karadağ’da bir ev davetine mutlaka bir şişe şarap veya bir paket kahve götürülür. Bu çok önem verdikleri bir gelenektir. Karadağ: İlk kez bu sene gittim Karadağ’a Ramazan Bayramı tatilinde, üç gece dört gün. Büyülendik tüm misafirlerim ile birlikte. Hoş daha önce gelenler varmış. Ona rağmen söz konusu Balkanlar olunca tekrar gidilir diye gelmişler. Hatta burada yaşasak dedik. O kadar güzel… Müthiş bir coğrafya, butik özgün bir ülke. Şahaneydi. Yine, yine gidilecek kadar şahane…Görülmeye, gezilmeye değer… Bu arada Karadağ dünyanın en genç ülkelerinden. Bosna-Hersek: Mayıs ayında tekrar gittim. Bu kez yine güzel bir grup misafirim ile... Bosna-Hersek’ten tabii ki yine çok güzel izlenimlerle döndük. Saray Bosna, adı gibi, yani “Saray” gibi... Bu gezimizi İzmir çıkışı olmadığı için İstanbul’a uçup oradan da tekrar uçarak yapmıştık. Hoş tüm zahmetlere değer yerler. Ama biraz yorucu oldu tabii ki… Dönüş de yine aktarmalı. Oysa Karadağ’a ne güzel gitmiştik. Özel İzmir çıkışlı uçak ile harikaydı. Koca bir gün vardı elimizde ve ilk günden doya doya gezmiş bir de Akdeniz’in incisi Adriyatik’de denize girmiştik. GEZMENİN TAM VAKTİ Dedim ya ‘Hep gidilir’ diye. İşte tekrar gitme zamanı geldi. En güzel zamanda en güzel programla biz yine gidiyoruz. 4 Eylül’de gidiyor 11 Eylül’de dönüyoruz. Okullar açılmadan, yaz bitmeden. Bilirsiniz Eylül, pek güzel bir aydır. Ne çok sıcak ne çok soğuk. Yani gezmenin tam vaktidir Eylül... TEK GEZİDE 5 ÜLKE Bu kez yedi gece sekiz günlük bir gezi planladık; Balkanları görmeyen kalmasın ya da tekrar tekrar gitmek isteyenler için. Pek çok gezginimiz ‘Gittim ama yine giderim’ dediği için... Zira beş ayda üç kez gitmiş olacağım. Elbette çok mutluyum. O yolculuk anılarımızı düşünüyorum da... Güzelliklerle dolu olan yerlerde, güzel anılar biriktirip bolca da fotoğrafladığımız bir gezi olacak. YEDİ GECE SEKİZ GÜN Benim misafirlerim ya dostlarım ya da dostlarımın dostları. Hal böyle olunca her şey çok daha güzel oluyor. Mutlaka işimin başında olur ve her turuma istisnasız katılırım. Devamlı gezen misafirlerim ile de her yerde öyle özel anılarımız oluyor ki; geriye baktığımızda mutlulukla andığımız, paha biçilmez zamanlar kalıyor. Bir de uzun bir tatilde daha aile gibi oluyoruz. Birbirimizi daha iyi tanıyor ve anlıyoruz misafirlerim ile. Onlarda kendilerine yeni dostlar ediniyorlar. Şunu gördüm gezen insan güzel insan! Ve de şunu gördüm ki… Herkes ile her yolculuğa çıkılmaz. ‘Seçici olmakta fayda var’ derim. Çünkü yolculuklar çok özel anlar içerir. HARİKA YERLERE GİDECEĞİZ Harika, bir birinden özel ve güzel yerlere gideceğiz. Çok özel iki akşam yaşayacağız. Bunlardan biri Boşnak Gecesi, bir diğeri de Makedon gecesi. Kültürlerini, müziğini eğlencesini, lezzetlerini yaşayacağız. Tabii ki yeryüzünün saklı cennetlerinden olan Matka Kanyonu’na gideceğiz. Avrupa’nın en hızlı su çıkış kaynağına sahip olan muhteşem güzellikteki Blagaj turumuzu gerçekleştireceğiz. Yine yeryüzü cenneti Budva ve Kotor’a gideceğiz. Kosova, Tetova (Kalkandelen) Manastır (Bitola) Resne turlarımız olacak. Yalnızca doğal, kültürel zenginlik değil, pek çok savaşında ev sahibi olan yerler... Duvarlarda mermi delikler olan binalarını göreceğiz. Elbette yalnızca doğal ve tarihi zenginliği değil bu ülkeleri bu kadar anlamlı kılan. Pek çok savaşın ve yakın dönem savaşlarının da izleri hafızalarımızda tekrar tekrar yerini alacak. Yaşam ve savaş mücadelelerini göreceğiz. Ortak değerlerimizi göreceğiz. Yan yana camii ve kiliseleri göreceğiz. Osmanlı’nın yaşadığı hüküm sürdüğü yerleri göreceğiz. Türk Dönemi izlerini süreceğiz. ÜSKÜP- ÜSKÜP... Üsküp ile başlayan gezimiz yine Üsküp ile sona erecek. Tam anlamıyla beş ülke gezeceğiz. Özenle seçtiğimiz dört yıldızlı otellerde Ohrid’de iki gece, bir gece İşkodra, bir gece Trebinje, bir gece Saray-Bosna , bir gece Belgrad ve bir gece de Üsküp’de konaklama yapacağız. Biz gidiyoruz ve sizleri de davet ediyoruz. Birlikte olmak büyük mutluluk Hep “Keşke” dememek için lütfen gezilerinizi ertelemeyin. Sonra çok üzülürsünüz.... Sevgiyle sağlıkla kalın...