Merhaba kıymetli okurlarım bu makalemde hemen hemen hepimizin güncel hayatında zaman zaman...

Merhaba kıymetli okurlarım bu makalemde hemen hemen hepimizin güncel hayatında zaman zaman yaşadığı öfke patlamaları ve kontrolünü konu alacağım kıymet verip okuma zahmetinde bulunduğunuz için teşekkür ederim. ANLIK KIZGINLIKTIR Çocuklarınız sözünüzü dinlemediğinde kan beyninize sıçrıyor dur? Trafikte kolayca sinirleniyor ve öfke patlaması mı yaşayabiliyorsunuzdur? Öfke oldukça doğal ve sağlıklı bir duygu durumu olmasına rağmen kontrol edilemediği taktirde yıkıcı olabilir. Öfke patlamaları kronikleştiğinde vücudumuzu, psikolojimizi ve sevdiklerimizi olumsuz yönde etkiler. Fakat ümitsiz olmayın! Öfke kontrolünü sağlamak doğru yöntemlerle oldukça kolaydır. Bu durumu aşmak elimizdedir.diyaframınızdan derin bir nefes alın. Kendinize  ‘Rahatla’,  ‘Sinirlenecek bir şey yok sakinleş’, ‘Sakinleş’ gibi rahatlatıcı telkinlerde bulunun. Öfkenizin yatışmaya başladığını hissedene kadar nefes egzersizine ve kendinize telkinlerde bulunmaya devam edin. Söylemesi kolay dediğinizi duyar gibiyim.  KESKİN SİRKE KÜPÜNE ZARAR Yaşadığınız öfke patlamasının ilk etkileri geçtikten ve biraz sakinleştikten sonra kendinizi sakince ve olabildiğince açık bir şekilde karşınızdaki kişiye ifade etmeye çalışın. Öfkelenmenize neden olan endişelerinizi ve ihtiyaçlarınızı karşınızdaki kişiyi incitmeden, soğuk kanlı bir şekilde ifade etmeye özen gösterin. Çünkü sizin içinizdeki o anlık öfke patlaması anında karşı taraf verdiğiniz tepki o kişinin gönül dünyasında derin yaralar açabilir bu dünyada yalnız değiliz birlikte yaşıyoruz özellikle de sevdiklerimizle birlikteyken onları üzmek eminimki sizinde isteyeceğiniz bir durum değildir. Öfkeinizi kontrol etmezseniz eğer öfkeniz sizi kontrol edecektir ve bu durum sizi zamanla karşınızdaki insanların sevdiklerinizin yüreğinde aslında hiç olmadığınız bir hale sokacaktır. Elbette sizi sevenler sizin alttan alır idare eder müsahama gösterir ya ummadığınız bir anda onlarda aynı tepkiyi size verirlerse neler olur? Bizim yalnızca bir parçamız olan duygunun bizim benliğimizi yönetmesine nasıl izin verebilirizki. Öfkeyi doğru ifade etme ve o süreci iyi yönetmenin adına ‘öfke kontrolü’ diyebiliriz. Birde bu durumun şöyle bir boyutu var. Diyelimki öfkenizi kontrol edemediniz, fakat konunuzda haklısınız, haklı olduğunuz durumda bile haksız duruma düşebilirsiniz. Kızdığınız konuyu doğru bir şekilde ifade edememeniz, geri dönülmesi imkansız durumlara ve pişmanlıklar yaşamanıza sebep olabilir. Öfkenizi sağlıklı bir biçimde aktarabilmek için önce kendinizi tanımanız ve isteklerinizi bilebilmeniz gerekir. Duygularınızı açıkça ifade edebiliyor ve sorumluluklarınızı biliyorsanız, olumsuz duygularınızı da karşı tarafa sağlıklı bir biçimde aktarabiliyorsunuz demektir. Aksi taktirde yukarıda da belirttiğim gibi haklıyken haksız duruma düşebilirsiniz.  Hoşgörü temelde; bizden farklı olanları kabullenmeyi, farklılıklardan doğan zenginliği fark etmemizi sağlar. Hoşgörü; farklı açılardan hayata bakmamıza, yanlış algılamalarımızı da düzeltmemize neden olur. Empati yapmamıza, kişiler arası iletişim de diyalog kurmamıza vesile olur. Diyaloğun kurulduğu iletişimler de ise sorunlar daha kolay hal olur çözülür. Hoşgörünün hakim olduğu toplumlarda ortak paydada buluşmak kaçınılmazdır. Toplumda refah, huzur, güven, sevgi ortamı oluştuğunda bireyler hayattan zevk alırlar, geleceğe güven duyarlar, gergin ve agresif olmazlar. Mevlana ne güzel demiş, Gel, gel, ne olursan ol yine gel İster Kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol, yine gel Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Sevgi ve saygılarımla sağlıcakla kalın...