Gazetecilikten, spor yazarlığından önce hakemliğe başladım. Hakemlikteki ünlenmişliğini kullanıp gazeteye, televizyona kapağı atıp, durduk yere ortalığı karıştıranlardan değiliz yani. Spor olsun, heye...

Gazetecilikten, spor yazarlığından önce hakemliğe başladım. Hakemlikteki ünlenmişliğini kullanıp gazeteye, televizyona kapağı atıp, durduk yere ortalığı karıştıranlardan değiliz yani. Spor olsun, heyecan olsun, zevk için, adaleti yaşamak için hakemliğe başladım. 18 yıl yaptım onurla, gururla. Hala daha yapıyorum. Allah sağlık, ağız tadı, sıhhat verdikçe de yapmaya devam edeceğim. Her maça ilk maçımmış gibi aynı heyecanla çıkıyorum. Bir daha çıkamayacağım diye düşünüp, kadir kıymet bilerek son maçım gibi, çıkıyorum sahaya. Futbol hatalar oyunudur. Hata olacak ki gol olacak, heyecan olacak, şampiyon çıkacak, küme düşen de olacak. 'Harika gol attı' diye övüyorlar. O hata yapmadı ama kaleci hata yaptı mesela. Sadece kaleci de değil. Oraya gelesiye kadar ileri üçlü, orta saha, kanatlar, defans hata yaptı. Oraya kadar gelebildi golü atan ve de golü yedi kaleci. Yerini iyi ayarlamadı, boyu kısa kaldı, uçamadı, geç kaldı, top elinden kaydı, topu göremedi, golü ağlarında gördü. Sonuçta, nitekim hata yaptı gol oldu işte. 'Mutlak golü kaçırdı' diyorlar mesela. Oysa kaleciyi gören yok. İyi yer tuttu, antrenmanlarda iyi çalıştı, rakibinin videolarını izledi, iyi etüt etti, formasının hakkını verdi diyen yok. Hata olacak ki hayat olsun. Hiç hatasız futbolcu mu olur. Boşuna mı gelecek haftalara bakıyorlar.

NASIL YÜKSELİRLER GÖRDÜM

O sahaya çıktın mı zaten hata başlıyor demektir, belki de kadroya alınması büyük hata. Belki de formayı hak etmedi, etmiyor. Bu da bir hata. Peki hakemin hata yapmaya hakkı yok mu, niye yok, neden olmasın. Hata olur olacak da yeter ki yanlış olmasın, yamuk olmasın, gaflet olmasın, basiret olmasın. 35 yıldır hakem camiasının içindeyim, ruhlarını, ciğerlerini çok iyi bilirim. FİFA olanın nasıl geldiğini, nerden geldiğini çok iyi bilirim. Hakkıyla gelen de var, ite kaka oralara getirilen de var. Hak etmeyen yerini yadırgar, sindiremez, hata yapar. Bu hata değil, katili adalet dağıtıcısı yapmaya benzer. Adaletsizlik zaten hakem camiasının içinde var. Adalet dağıtan hakemler, en büyük adaletsizliği yaşayandır emin olun. Eşitsizlik, çifte standart, önce orda var. Niyetim hiçbir zaman yükselmek, tepelere çıkmak, ünlü olmak, çok kazanmak olmadığı için, rahat, korkmadan, endişe etmeden hakemlik yaptım. Şimdi de vicdanen çok rahatım, çok şükür. Korkak hakem gördüm, yalaka hakem gördüm, iş bitirici, takipçi, çanta taşıyan hakem gördüm, eyyamcı hakem gördüm, futbolu zerre kadar bilmeyen, hakemliğe alakasız, insanları anlamayan, tanımayan, sevmeyen hakem gördüm. Başka türlü işlere giren hakem görmedim, kabullenemem, olmasını asla istemem, olsa önce yazar, ispatlardım. Çok dürüst, namuslu, adil hakemler de gördüm. Onların yüzü, suyu hürmetine de yaptım.

HAK ETMEYEN HAKEMLER

O şerefli hakem formasının hakkını verenler maça çıkmalı. Gözlemciye, MHK'ye, evsahibi takıma, forma rengine, efsanelik durumuna göre maç yöneten hakem de gördüm. Maalesef. Kafasına göre takılanı da gördüm. Hep hakemleri küçük gösteren, işte bu tipler. Bunlara da hakem demeyiniz, lütfen. Hakem değil başka bir şey deniyor, onlara. Nakdi konulara gireni görmedim, görsem ilk önce ben yazardım. Hata yapıyor, hem de bariz hata, aynı hataları yapmaya devam ediyor. Torpille geldiği için yapıyor. Hak etmediği için yapıyor. O yerin, kokartın hakkını veremediği için, futbolu bilmediği için yapıyor. Sırtını sıvazlayan olduğu için yapıyor. Şakşakçısı olduğu için hata yapmaya devam ediyor. Bunu adı da maalesef hata olmuyor. Olmaması gereken durum bu. Oynayamayan futbolcu gönderiliyorsa, teknik adama kapı gösteriliyorsa. Hakem de beceriksizse, beceremiyorsa göndereceksin. Bilen gelsin, tek çare bu. 'Hakem kolay yetişmiyor' demeyin sakın. Futbolcu, teknik adam kolay mı yetişiyor. Hakem camiasında icazet bitecek, sonra adalet gelecek yurdumun sahalarına. Hak eden yükselirse hata yapan affedilir, o saldıranlar aldırmaz, unutur gider. VAR olan yerde de hata olmamalı, en aza inmeli, ona öyle buna böyle olmaz. Her zaman her yerde adalet, adalet, adalet, illa ki adalet.

HATA NEDİR ?

Başkasının yanlışını büyüten kimse, kendi hatasını unutur. Hz. Ali / Hataların en büyüğü, hatalarının hiçbirinin farkına varmamaktır. Thomas Carlyle / Ufak bir hatanın cezasını kıyamete kadar çekersin. Tolstoy / Başkalarının yaptığı hatalardan dolayı öfkelenirsek onları değil, kendimizi cezalandırmış oluruz. Immanuel Kant / Hatadan sonra çare arayan kişi, akıllı sayılmaz; akıllı kişi, çareyi hataya düşmeden önce arar ve kendisini hatadan korur. Zeyyâd / Hata yapmaktan korkan insan, hiçbir şey yapamaz. Abraham Lincoln / En çok hataya düşenler, kendilerinden kudretlerinin üstünde şeyler isteyenler ve kendilerini olduğu gibi kabul etmeyenlerdir. Ahmet Hamdi Tanpınar / Bir hatayı iki kere tekrar etmeyen, en mükemmel insandır. Albert Einstein / Hata yapmayan insan yoktur, kişinin insanlıktaki derecesi, hatalarını kabul edip düzeltmek için gösterdiği gayret ve titizlikle ölçülmelidir. Albert Einstein / Çok akıllı kimseler, başkalarının hatalarından öğrenirler ve hata yapmazlar; akıllı insanlar, hata yaparlar ve ders çıkararak bir daha yapmazlar; ahmak insanlar ise sürekli hata yaparlar ama yine de ders çıkarmazlar Hz. Ali. Anlayana, anlamak isteyene gelsin bu güzel sözler.

ŞENER BAŞKANIMI UNUTMADIM

2 yaş küçüğümdü. Çok erkendi. 48 yaşında göçtü, gitti bu fani dünyadan. Mukadderat, takdiri ilahi. Canı veren de alan da aynı. 5 yıl önce kaybettik, güzel insan Şener Öztürk'ü. Altınordu'da 12 sezon forma giydi, şanla, şerefle. Genç yaşta başkan seçildi, zor işler başardı. İyi futbolcuydu, iyi sporcuydu, iyi başkandı, iyi vatandaştı, iyi insandı. Hakem iken maçına çıktım, spor yazarı olarak haberini yaptım. Şimdi herkes ayakta alkışlıyor Altınordu'yu, oysa 8 yıl amatör küme girdabında kaldı, şimdi İzmirspor'un yaşadığı gibi. 2002-2003'de Altınordu'yu profesyonel lige çıkardılar, tekrar. Başkan Şener Öztürk başta olmak üzere, ekibinin, sevgili büyüğüm spor insanı Tuncay Taşpınar'ın, değerli hocam Dilaver Mutlu'nun, efsane kaleci İsmail Derse'nin emeği unutulmaz. Büyük başkan, merhum Op.Dr.Mahmur Salih Mertan hocam da işi gücü bırakıp final maçına gitmişti, kompleks, kibir yapmadan. Şener kardeşimin, tebessümü, zarafeti, asaleti hala gözümün önünde. Eşi Figen Öztürk, kızı Günce Öztürk, ağabeyi Mustafa Öztürk, Eyüp Tügezim, Tuncay Taşpınar, Levent Aşçıoğlu, Dilaver Mutlu, Gökhan Reşat Tansuğ, Şenol Kırım andı, rahmetle. Menderes Değirmendere Köyü'ndeki kabrinde dualar okundu. Değirmendere'de helva, Alsancak'ta da lokma hayrı yapıldı. Allah kabul etsin.

ŞEVKİ HOCAMI UNUTMAYACAĞIM

Gençleri kötü alışkanlıklardan, o köşeden bu köşeden kurtarmak çaba harcadı, hem de ne emek. İzmirspor'da da antrenörlük yaptı. Çocukluk yıllarımda Surspor, Kalespor vardı. Kutsal topraklarım Eşrefpaşa'nın, Yapıcıoğlu'nun, Kadifekale'nin güzide takımı Kadifekalespor'u çalıştırdı. Evlerine kadar gitti, topladı, Kadifekale surlarının, burçlarının arasında idman yaptırdı. Cebinden, zamanından, ömründen verdi Şevki Özekler hocam, başkanım, Şevki amcam. Sportmen kişilik, Eczacı Erdal Özekler ağabeyimin de babası. Gazete küpürü, yazmıyor ama şahsıma ait fotoğraf ve haber, Hürriyet Gazetesi'nde, 90 yıllar. Hatırladım, unutmam. Fotoğraflarım, yazılarım, haberlerim evladım gibidir. Yazma stilinden de tanıdım, ben yazdım, eminim. Şimdi spor solunu olan yer. Atatürk Stadı 3 Nolu Yan Saha. Hey gidi günler, hey. İşte geldik gidiyoruz. Yazmaya devam. Tarihe not düşmek için. Şevki Özekler amcama, hocama, Şener Öztürk başkanıma, kardeşime ve de eser bırakıp giden tüm emekçi, değerli, mübarek canlarımıza rahmet diliyorum, ruhları şad olsun, sevgilerimizle, şükranlarımızla.