Hür doğdum hür yaşarım, kime ne, kime ne? Hatırladınız mı, şu dizeleri söyleme keyfi, şarkılarda kaldı. Hür doğdum,...

Hür doğdum hür yaşarım, kime ne, kime ne? Hatırladınız mı, şu dizeleri söyleme keyfi, şarkılarda kaldı. Hür doğdum, hür yazarım, diyeceğim komik olacak. Eskidendi o, ‘Özgürlük başkasının özel alanına girdiğinde biter’ tanımı. Bir süredir başkasının ‘hoşuna gitmediği’ yerde bitiyor maalesef. Dolayısıyla hür yaşamak, hür yazmak, hür yayınlamak hiç kolay değil. Biliyorsunuz, orman yangınları sürerken RTÜK tarafından yayınlara yasak getirilmişti. Nihayet beklenen oldu, orman yangını haberlerinde ‘yayın ihlali’ yapıldığı belirtilen kanallara idari para cezası kesildi. E hal böyle olunca da sosyal medya karıştı. Haberlerin neden gizlendiği sorgulanmaya başlandı. Sonuçta bu bir krizdi, bilgi almak, nedenleri ve sonuçları tartışmak herkesin hakkıydı. Yayınlar sürmeliydi, kesinlikle haklılardı. ABA ALTINDAN SOPA… Haberciler RTÜK ile sakinleştirilirken okuyucu ile savcıların ilgileneceği bilgisi geldi. Vatanları cayır cayır yanıyor diye sosyal medya hesaplarından yardım isteyen insanlar kriz çıkarmakla suçlandı, hedef gösterildi, soruşturulmakla tehdit edildi. Savcıların soruşturacağı başka bir konumuz yokmuş, bunu da anlamış olduk. Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, suç örgütü liderinin yolsuzluk iddiaları bizim ülkemizin gündemi değilmiş demek, ne mutlu bize! Şimdi yeni bir afet çaldı kapımızı. Henüz orman yangınlarının üzerimizdeki ağırlığından kurtulamadan sel felaketiyle sarsılan Kastamonu, Karabük, Sinop ve Bartın’a döndük yüzümüzü. Her sel felaketinde aşırı yağış ve iklim krizi tehlikesi haberlerinden önce bölgedeki yerleşim planının fotoğraflarına bakıyor, kahroluyorum… Dere yatağına inci gibi dizilmiş evler… Burada da kriz var, yasak gelecek mi yayınlara? Bu evler burada mı olmalıydı, diyebilecek miyiz? Hangi yerel yönetim, ne zaman, neden izin verdi bu kötülüğe, diye sorabilecek miyiz? Doğru olan yayını yasaklamak mı, yoksa gerçekleri açığa çıkarmak için her açıdan sorgulamak mı? Basın özürlüğü her zaman, hepimize lazım. Ucu size dokunmayınca kazanmıyorsunuz, düzeltemediğimiz her hatada birlikte kaybediyoruz, bunu hep hatırlayın, e mi? NİCE YILLARA EGE TELGRAF Bu yıl 62. yaşını kutlayan Ege Telgraf, geçen sürede sayısız gazeteciyi mesleğe kazandırmanın haklı gururunu yaşıyor. Yeni mezunlar ile duayenleri buluşturan gazetede tecrübeli isimler genç meslektaşlarına rehberlik ederek, çok sayıda ödülün gazeteye kazandırılmasını sağladı. Nitelikli haberleri okuyucuyla buluşturan Ege Telgraf, can çekişen sektörde gazetecilere de dayanak oldu. Eğilmeden, bükülmeden yazılacak daha nice haberlere Ege Telgraf, yolun açık olsun. KUTU: İYİ HABER: Muğla’nın Milas İlçesi’ne bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda nöbet tutan hak savunucularının yüzü güldü. Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde süren “Entegre Tesis ÇED Muafiyeti iptal davası” ve Muğla 1. İdare Mahkemesi’ndeki “Orman Kesimi İptal Davası”nda karar çıktı. Mahkemeler her iki davada da ‘yürütmenin durdurulması’ kararını verdi. Kararla birlikte bölgede yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp rapor hazırlanacak. Tüm bu süreç boyunca yürütmenin durdurulması kararı geçerli olacağı için, orman yasal olarak koruma altına alınmış olacak. KUTU: GÜZEL İÇERİK: Sanat ve eğlence sayfası olarak tanıtılan, “80’lerin sonunda 90’ların başında çocuk olmak” başlıklı instagram hesabı, nostaljik gönderileriyle beğeni topluyor. Çalkantılı günlerde kafanızı dağıtmak isterseniz dönemin sokak oyunları, TV dizileri, video klipleri ve Yeşilçam filmlerinden oluşan paylaşımlara göz atabilirsiniz.