İblis, pandemi ile son sınavında Tanrı’yı kıyamete mi zorluyor? Doğrusu Covid-19’un Sars gibi mutasyona uğrayarak kendini yok etmesini beklemekle yanıldığımı kabul ediyorum. Dünya bu kâbus yüzünden d...

İblis, pandemi ile son sınavında Tanrı’yı kıyamete mi zorluyor? Doğrusu Covid-19’un Sars gibi mutasyona uğrayarak kendini yok etmesini beklemekle yanıldığımı kabul ediyorum. Dünya bu kâbus yüzünden diken üstünde. Mutasyonlar, varyanta dönüşüyor. Brezilya’da Covıd-19'un 18 mutasyonun birleşiminden oluşan türüne rastlanırken, İngiltere’de Alfa, Güney Afrika’da Beta, Brezilya’da Gamma, Hindistan’da Delta yetmedi bir de plus’u eklendi. İnsanlık zor bir sınav veriyor. Dünya Hindistan'da ortaya çıkan Delta varyantının endişesini yaşarken, Peru'dan Lambda varyantının giderek yayıldığı açıklanıyor. Güney Afrika’da Beta varyantı, Delta ve Alfa'da olduğu gibi, "endişe verici varyantlar" arasında değerlendiriliyor. Aşı sektörü ha bire yeni mutasyonlara, varyantlara karşı kendini yenilemeye çalışıyor. Bu işin biteceği gözükmüyor. Gözükmüyor çünkü dünyada ekonomik kaygılar, insan yaşamının önüne geçmiş. Sars’ta bütün ülkelerde giriş çıkışlar kapatılmıştı. Covid-19 da sınırlı önlemler alındı. Virüsün dolaşmadığını, virüsü insanların dolaştırdığını ciddiye almadık. Bir de aşı karşıtları çıktı. Birçok insan bu aşı karşıtlarına inandı. NTV'deki haber programına katılan Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, yoğun bakımlarda artış yaşandığını, yoğun bakımda yatan 20 kişiden 19'unun aşısız hastalar olduğunu söylüyordu. Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge ise basına yaptığı açıklamada, aşı olmamış kişilerin hem hastalığa açık hale getirdiğini hem de hastalığın yayılımına neden olabileceğini, çoğalan mutasyonların, varyantlar haline gelebileceğini, aşılanmayan kişilerin, yeni varyant oluşumuna sebep olabileceğini ve virüsün daha ciddi türlerine ev sahipliği yapabileceği uyarısında bulunmuştu. Ben sık sık virüs ile ilgili dünyadaki gelişmeleri www.worldometers.info adresinden ve yabancı kaynaklardan izliyorum. Türkiye, 1 Temmuz’da 5 binlerde olan vaka sayısına güvenerek tam açılmaya gitti. 27 Temmuz’da vaka sayısı 20 bine dayandı. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 50 binin üstünde can kaybımız olmuş. İnsanlar sıkılmıştı, esnaf perişandı ama şunu düşünemiyoruz esnaf malına, hizmetine müşteri bulamazsa ne yapacak? Yeniden kapanma gelecek gibi. Kalabalık alanlardaki vantilatörler, klimalar salgının yayılmasının nedeni görülmüyor muydu? Bana göre asıl önlem, virüsü yurtdışından getirilmesinin engellenmesi. Virüs, onu savaş silahı olarak kullanmak için icat edenlerin elinde, patlamış olabilir mi? Onların elinde patladıysa da bütün dünyanın özellikle yoksul ülkelerin bundan çok zarar gördüğü bir gerçek. Tıpkı emperyalizmin yeni silahlarını Ortadoğu’nun çöllerinde insanlar üzerinde denemesi gibi. Bu virüs bilim kurgu filmleri hatırlatıyor nedense. Laboratuvarda bir böceğin üzerinde yapılan deneyler sonucunda böceğin bir deve dönüşmesi ve bütün dünyanın en son teknoloji silahlarının bile bu devi öldüremediği senaryosunu akıllara getiriyor. Yakında Kaliforniya kaynaklı Epsilon, Hindistan kaynaklı Kappa, New York kaynaklı Lota… gibi isimleri telaffuz edeceğiz gibi. Ne zaman? Kışa doğru belki de baharı onlarla karşılayacağız. Biz maskeyi kolumuza takarsak, sosyal mesafe ve hijyene uymazsak, aşı olmazsak, keyif için dışarılarda gezersek içimizdeki şeytana yenik düşeriz. İblis ve şeytanları da insanlığı yok etmeye, Tanrı’yı kıyamete zorlamaya devam edecek. Eğitimde kaos devam ediyor. Liselere Geçiş Sistemi’nin (LGS) sıkıntıları ayyuka çıktı. Bence TEOG geri getirilmeli. Notu şişirilen öğrencilerin gerçek notu alanların önüne geçtiği iddiaları başladı. Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği sorunu yıllarca çözülemedi, salgın bunu daha da derinleştirildi. Şimdi bir de şube müdürlerinin rotasyonu gündemde. Kanser tedavisi gören hasta yöneticilerin tedavi gördükleri yerden uzaklaştırılmaları onları ölüme mahkûm etmekten başka bir şey değil.