Kendimizle ilgili düşüncelerimiz, temel inançlarımız, kararlarımız çocukluğumuzdan itibaren yaşanan deneyimler sonucu oluşur. Bu deneyimlere göre olumlu ya da olumsuz inançlar geliştiririz. Bunlar; gü...

Kendimizle ilgili düşüncelerimiz, temel inançlarımız, kararlarımız çocukluğumuzdan itibaren yaşanan deneyimler sonucu oluşur. Bu deneyimlere göre olumlu ya da olumsuz inançlar geliştiririz. Bunlar; güvendeyim, başarılıyım, cesurum, güçlüyüm, yapabilirim, sevilirim, değerliyim gibi olumlu inançlar da olabilir. Tehlikedeyim, baş edemem, şanssız biriyim, beceremem, güçsüzüm gibi olumsuz inançlar da geliştirebiliriz. Olumlu inançlar olumlu deneyimler ile mümkündür. Aslında çocukluktan itibaren yaşanan en küçük olumlu deneyim bile bizim içsel kaynaklarımızı oluşturur. Bunlar kendimizi güçlü hissettiğimiz alanlar, olumlu özelliklerimiz ya da iyi yaptığımızı düşündüğümüz her şey olabilir. Her zaman büyük başarılar güçlü yanlarımızı oluşturmaz. Hiç bilmediğimiz bir şeyi denemek bile bir kaynaktır. Elinden geleni yapmak ya da denemek içsel olarak bize iyi hissettirebilir. Aslında hepimizin içinde kocaman bir maden vardır. Bu maden içinde bir sürü kaynağa sahibizdir. Bazıları küçük bazıları ise büyüktür. Kimisini görebiliriz kimisini ise göremeyebiliriz. Bazen farkında bile olmayabiliriz. Herkesin içindeki bu maden kendine özgü ve biriciktir. Kimseyle kıyaslanamayacak kadar özeldir. Herkesin kaynakları farklıdır. Kiminin daha fazla kaynağı kiminin ise daha az kaynağı olabilir. Önemli olan kendi içimizdeki gizli kalmış kaynakları keşfetmektir. Bunun yanında yeni şeyler denedikçe, olumlu deneyimlerle ya da olumlu yanlarımızı fark ettikçe git gide büyüyen kocaman içsel bir madene sahip olabiliriz. Fakat genellikle olumsuz deneyimlerimiz içinde kaybolur gideriz. Yapabildiklerimizle değil hatalarımıza odaklanıp kendimizle savaş içinde olabiliriz. Kendimizle ilgili çizdiğimiz resme iyi bakmak gerekir. O resimde ne gördüğümüz oldukça kıymetlidir. Olumsuz temalar yoğunluktaysa o madene daha dikkatli bakmamız gerekir.. Küçük deneyimlerin ya da ayrıntıların resmi yavaş yavaş değiştireceği de unutulmamalıdır. Kendi çabamızla değişmeyen bir resimse o zaman yardım almayı da güçsüzlük olarak görmemek gerekir. Ruhumuzun şifası olacak her şeyi denemeye değer. Onun için kendinizi düşündüğünüzde gözünüzün önüne gelen resmi dikkatlice inceleyin ve anlamaya çalışın. Kaynaklarımızı fark etmek, keşfetmek ya da yenilerini eklemek resmin konusunu dahi değiştirebilir. Bu yaşımıza kadar kendimizle aldığımız kararlar neler? Kendimizi bir teraziye koyduğumuzda hangi kefe ağır basıyor? Olumsuz kefe fark atarak ağır basıyorsa, diğer kefe için neler yapabileceğimizi düşünmek bile kendimize doğru bir yolculuktur. Fakat hayat koşuşturmacası içinde kendini dinleyen, ruhsal ihtiyaçlarını fark eden, şefkat gösteren, güçlü yanlarının farkında olan kaç kişiyiz? Kendimize karşı oldukça acımasız olabiliyoruz. Ağır eleştiriler yapabiliyoruz. Kendi dünyamızda başkalarını en değerli misafirimiz gibi ağırlarken kendimize aynı değeri vermekten kaçınabiliyoruz. Oysa herkes kendini en ağır misafiri gibi ağırlamalıdır. Bu da kendi değerlerimizin farkına vararak, ruhumuza zaman ayırarak kısacası o madendeki kaynakları keşfederek olur. İçimizdeki güç topunu büyüttükçe hayat yakıtımızı da ondan alırız. İçinizdeki madenin varlığını görebilmeniz, keşfedebilmeniz, yeni kaynaklar dahil edebilmeniz dileğiyle…