“Eylül’ü takvimden bir ay zannedenler var.

Eylül’ü takvimden bir ay zannedenler var. Oysa ‘Eylül’, vuslatı mahşere kalmış bir hikayenin adıdır!” Ağustos ayının yarısını geride bırakırken adına şiirler, sözler hatta kitaplar yazılmış ‘Eylül’ü konuşalım istedim bu hafta. Çünkü herkesin bir ‘Eylül’ü vardır; kimimizin ki mecazen, kimimizin ki ise gerçekten... İlk hangi Eylül’de döktünüz mesela yapraklarınızı? Odöktüğünüz yaprakların yerine yemyeşil açtı mı yeniden yapraklarınız? Her ne olduysa o Eylül’de daha güçlü, daha dik, daha büyüyerek mi devam ettiniz diğer Eylül’lere yoksa bir daha tamamlanamayacak bir eksiklik mi bıraktı o Eylül sizde? SANCI VE ESİNTİ Hangi kavuşmaları, hangi geri dönüşü olmayan kopuşları bıraktınız o Eylül’de? Mesela Haziran’ın ortasında yaşadınız mı Eylül sancısını? Ya da Aralık ortasında tattınız mı Eylül’ün huzur veren esintisini? Adı her ne olursa olsun var işte hepimizin bir Eylül’ü... Sarının, kahverenginin, turuncunun her tonunun birbirine karıştığı; doğanın yaz yorgunluğundan kurtulmak istercesine tatlı bir dinlenişe geçtiği, ruhlarımıza dinginlik veren Eylül, yine geldi dayandı kapımıza. Bazılarımız sevinçle ‘Hoşgeldin’ diyeceğiz hayatı kucaklayarak, bazılarımız vuslatı mahşere kalmış kavuşmaların hüznüyle gülümseyeceğiz, taa ki Ekim Eylül’ü bizden alıp götürene kadar... Haydi bu Eylül başka bir Eylül olsun; mesela vuslatı mahşere bırakmayalım, ya vuslattan vazgeçelim ya da ‘Vuslatın tam vaktidir’ diyelim. Mesela ilkbaharı kucaklar gibi kucaklayalım bu Eylül’ü, içimizdeki dallları ilk kıran, ilk yapraklarımızı döktüğümüz Eylül’e inat ilkbaharı kucaklar gibi kucaklayalım. Gündüz güneşin tadını çıkarıp akşam üzeri tatlı bir esintiye teslim olup gece ince battaniyelerimize sarılıp kahvelerimizi yudumlayalım. BOYAYALIM TEK TEK İlk yenilgimizi yaşadıktan sonra geçen kaç Eylül varsa içimizde kalbimizdeki renge boyayalım hepsini tek tek. Klişelerden kurtulalım, bu kez Eylül kırmızı olsun, mavi olsun, yeşillere bürünsün. Teslim olmayın Eylül’ün farklı havasıyla gelişine; çünkü yaprak döküp giderken onda ihtişamı siz de sancısı kalacak. Acısıyla tatlısıyla iyisiyle kötüsüyle anılarıyla ‘an’larıyla başka bir Eylül hediye edin kendinize ve yeni bir mevsim olsun hayatınızda. Dört mevsimin hepsini içinde yaşatan bambaşka bir mevsimden bahsediyorum... Haydi bakalım seçin bir Eylül, sıra sizde!