İnsanoğlu olarak, diğer tüm canlılar gibi en önemli ihtiyacımız sudur. Sürekli değişen iklim şartları, kuraklık, azalan yağmurlar ve çevre kirliliğine bağlı olarak günden güne azalmakta olan temiz su...

İnsanoğlu olarak, diğer tüm canlılar gibi en önemli ihtiyacımız sudur. Sürekli değişen iklim şartları, kuraklık, azalan yağmurlar ve çevre kirliliğine bağlı olarak günden güne azalmakta olan temiz su kaynakları, yaşamı her alanda çıkmaza sokarken; en çok da içilebilir, temiz, sağlıklı suya ulaşım sorunu ile zorlayıcı hale gelmiştir. Her şeyden önce içme suyunun, sağlıklı olabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekir. Kokusuz, berrak, renksiz ve içimi hoş su içilebilir; bir sudur. Ancak yalnızca bu özellikler yeterli değildir. Aynı zamanda sağlıklı da olması gerekir. Hastalık yapıcı mikroorganizmalar içermeyen, hidrojen sülfür, demir ve mangan gibi elementleri ihtiva etmeyen, arsenik, kadmiyum, krom, selenyum, kurşun ve cıva gibi zararlı kimyasalları barındırmayan, nitrit ve amonyak gibi maddelerin olmadığı su gerekir. Bunun yanı sıra suyun sertlik derecesini belirleyen, kalsiyum, magnezyum ve klorür gibi maddelerinde belli oranda bulunması gerekir. Zira bu bileşenlerin de fazlalığı suyun doğal ve faydalı yapısını bozmaktadır. Gelişmiş veya gelişmekte olan yerlerde ve ülkemizde, çoğunlukla suya ulaşımın en kolay yolunu musluk suları oluşturur. Ancak günümüz koşullarında musluk suları yeterince temizlenmediğinden, sağlık açısından zararlı hale gelmiştir. Bu nedenle damacana su kullanımı yaygın hale gelmiş ise de gerek çoğunlukla plastik içinde muhafaza edilmeleri, gerekse kaynağın bulunduğu yer ile dolum tesisleri arasındaki geniş mesafeler suyun temiz kalması noktasında ayrıca bir tartışma konusu oluşturur. Yine diğer bir alternatif ise su arıtma cihazlarıdır. Bunlarda hem ekonomik olmaları hem de çeşme suyunu, içme suyu olarak da kullanabilmenin yolunu açtıkları için oldukça popüler hale gelmişlerdir. Bunun yanı sıra bir başka önemli ölçütte suyun ph değeridir. Suyun PH değeri içeriğinin asidik veya bazik durumunu ifade eden ölçü birimidir. Bu değer 0 ile 14 arasında değişmekte olup; 0 ile 7 arası asidik, 7 ile 14 arası ise bazik su anlamına gelir. 7 hem nötr hem de saf suyun PH derecesidir. Suyun asidikliği içeriğindeki fazladan karbondioksidi, bazikliği ise alkali olduğunu yani içeriğinde fazladan kalsiyum bikarbonat ve alkali tuzlar içerdiğini göstermektedir. Alkali sular, insan sağlığı açısından daha faydalıdır. Suyun tadı, görüntüsü, kokusu kadar onun insan için gerekli ve faydalı bir içeriğe sahip olması da çok büyük önem arz eder. Suyun, sağlık açısından önemi konusunda bilinç arttıkça, birey ve toplumların suya bakış açısı da o denli değişiyor. Bunun bir sonucu olarak artık insanlar su alırken, sadece markasına, şişesine, plastik mi ? yoksa cam mı? Olduklarına değil; içeriğine, PH değerlerine, alkali olup olmadığına da bakıyorlar. Hatta belli oranda mineral ihtiva eden ya da direkt olarak mineralden zengin maden sularını tüketmek konusunda bile daha özenli davranıyorlar. Ancak yine de anlaşılan o ki, bu konuda gösterdiğimiz hassasiyeti, temiz ve tatlı su kaynaklarının yok olması noktasında göstermeyi başaramazsak, yakın bir gelecekte içeriğine bakabileceğimiz bir suyumuz da olmayacak. Yağmur duasına çıkmak zorunda kalmayacağımız, bu yok oluşun, bu tükenişin önüne geçebileceğimiz su dolu yarınlarımız olması dileğiyle….