Dünya gibi Türkiye'de de yaşanan yağış azlığı ve barajlardaki düşen doluluk oranı, kuraklık riskini artırıyor. Anadolu’da az yağış nedeniyle buğdaylar donmaya başladı. Uz...

Dünya gibi Türkiye'de de yaşanan yağış azlığı ve barajlardaki düşen doluluk oranı, kuraklık riskini artırıyor. Anadolu’da az yağış nedeniyle buğdaylar donmaya başladı. Uzmanlar ocak ayının son on yıllık yağış ortalaması 107 kilogram iken, bu yıl sadece 13 kilogram olduğunu belirtiyor. Görünen o ki Mart ortasına kadar yağış gözükmüyor. Kuraklık kriziyle karşı karşıyayız.  Bizim bölgeleri etkileyen en önemli sistemler, ilkbahar ve sonbaharda Orta Akdeniz’den gelen yağışlı sistemler. Bu sistemler bu sene gelmedi. Avrupa’da yüksek basınç oluşmayınca Orta Akdeniz’e, kuzeyin soğuk havası gelip denizle buluşamadı. Kuraklık krizinin temelinde enerji problemi olduğunu vurgulayan uzmanlar uyarıyor. Kuraklık krizi tüm dünyada olan bir sorun. Temel nedeni de enerji problemi. Enerji krizi, sıcaklığın yükselmesine neden oluyor. Aşırı tüketimin de iklim krizinin bir nedeni olduğunun altını çizmekte fayda var.  Bilinçli toplumlarda enerji ve su tasarrufları oldukça önemli. Fakat ülkemiz de bu konunun ne kadar önemli olduğu  ne yazık ki hala bilinmiyor.  İklim değişikliği sorununun gün geçtikçe kendisini daha fazla hissettirir hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Türkiye'de her geçen gün artan obruklar, yağışlardaki sıklık ve şiddet artışı, kentte ve kırlarda ölümlere neden olan seller, sıcaklıklardaki aşırı yükseliş ve düşüşler gibi ekstrem olaylar iklim değişikliği yani iklim krizinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor . Bunların şiddetinin ve sıklığının arttığını görüyoruz. Biz de ülke olarak ulusal bir enerji tasarruf planı hazırlamalı ve bunu derhal uygulamaya koymalıyız. Yakında kuraklıkla birlikte yaşanacak olan gıda krizi tüm dünya gibi bizi de etkileyecek.  Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.  Okullarda öğrenciler bu konuda bilinçlendirilmeli. Gerekirse şirketler bazında tedbirler alınmalı. Unutmayalım bu dünya hepimizin.