İlişkilerde birey olarak varlığımız, sürekli değişmek, büyümek ve olgunlaşmak ister. Peki, büyüme iki farklı yöne doğru olursa ne olur? Eğer değerlerimiz, ihtiyaçlarımız ve gelecek hedefimiz partneri...

İlişkilerde birey olarak varlığımız, sürekli değişmek, büyümek ve olgunlaşmak ister. Peki, büyüme iki farklı yöne doğru olursa ne olur? Eğer değerlerimiz, ihtiyaçlarımız ve gelecek hedefimiz partnerimizle başladığı yerde değilse; ilişkide uyumu yakalamak giderek zorlaşır. Bu yüzden ilişkilerde bizleri bireysel büyüten ve olgunlaştıran deneyimleri çift olarak da yaşamamız önemlidir. Büyüme tek bir partnerde olursa o ilişki, büyüyen taraf için onu sıkıştıran bir alana dönüşür. Bu durumda devam etmeyi sağlamak o kişi için çok zor bir hal alır. İlişkilerde farklı değerlere, farklı ihtiyaçlara sahip olmak ilişkilerde ruhsal uyumsuzluk yaşatır. Ruhsal uyumsuzluğun olduğu ilişkilerde partnerler kendilerini ortak bir amaç için çalışmıyor hissine kapılırlar. Partnerler arasında her ne kadar yüksek fiziksel çekim olup birbirlerine karşı sevgileri devam etse de eğer hayat artık her ikisi için aynı yöne doğru gitmiyorsa ruhunuzu istemediğiniz bir hayat için feda ediyor hissine kapılırsınız. Sizin ve partnerinizin ayrı ayrı oluşturmak istediği yeni yaşam şekli ve planı birbirinize uymuyorsa, kendinizi yaşadığınız o hayatın bir parçası olarak görmezsiniz. Kendini güçsüz ve çaresiz hissettiren bu duygu, kişiyi yorar. İçinde bulunduğunuz ilişkide sıkışıp kalmış olma hissi, kişinin sürekli kendi ihtiyaçlarını bastırak kendini sürekli diğerinden geri çekmesine neden olur. Kişinin ilişkisinde kendini rahatça ortaya koymaması kişiye hayal kırıklığı yaşatır ve ilişkisinde kendini giderek yalnız hissetmesine neden olur. İlişkide büyüme tek taraflı oluyorsa bu ilişkide ki gerçek, partnerlerin takım olmayı başaramamış olmasıdır. İlişkilerde taraflar birbirlerinin istek ve ihtiyaçlarına karşı sert bir şekilde karşılar değişim ihtiyacına cevap vermezse birey ihtiyacı olduğu değişimi dönüşümü sağlayamaz. Takım olamamış ilişkileri bekleyen tehlike ilişkiyi sürdürmede tarafların düşen motivasyonudur. Kişinin düşen motivasyonu kişiyi içinde bulunduğu ilişkide kendini saplanıp kalmış hissettirir. Kişiyi boğulmuş hissettiren bu duygu kişiye sanki daha iyi bir yerde olması istediğini biliyor ama hangi yöne gideceğini bilmiyor gibi hissettirir. İlişkilerinde takım olamamış partnerler, bir partnerin kendini sürekli diğer partner için yaşamına feda ediyor olduğu hissini yaşatır. Bu da ilişkide sürüklenen tarafın ortak yaşamın gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmede zorlanmasına neden olur. Bu ilişkide bekleyen en büyük tehlike partnerlerin zamanla duygusal olarak uzaklaşmasıdır. Duygusal olarak uzaklaşan partnerler zamanla fiziksel olarakta uzaklaşır. Duygusal ve fiziksel olarak uzaklık ilişkiyi öldüren en temel nedendir. Bu yüzden ilişkide partnerlerin takım olması önemlidir. Çünkü takım olmak, aynı yöne gitmektir. Aynı yöne gitmek ise her zaman iletişimi sıcak tutmak için ilişkinin ihtiyaç duyduğu düzenli çalışmayı gerektirir.