Geçen hafta çıktığım Alanya tatili gerçekten çok iyi geldi. Deniz, güneş, tatil hepsi çok güzeldi. Ancak benim için b...

Geçen hafta çıktığım Alanya tatili gerçekten çok iyi geldi. Deniz, güneş, tatil hepsi çok güzeldi. Ancak benim için bundan daha önemlisi kız kardeşimle ve ailesiyle birlikte güzel zaman geçirmek, bir aile ortamının sıcaklığında sevgiyle kucaklanmaktı. Hele kız kardeşimin 3 yaşındaki biricik torunu Derya ile oynadığımız oyunlar, onun içten kahkahaları, yalansız riyasız boynuma sarılışları… Mutsuzluğa mutluluk, umutsuzluğa umut gibiydi… Bu sevgi dolu ortamda olumsuz düşüncelerim azaldıkça beni boğan ruh halinden de yavaş yavaş sıyrıldım. Farklı bir bakış açısıyla yaşadıklarımı tekrar gözden geçirdim. Atalet halinde yaşadığını fark etmenin ataletten kurtulmanın ilk adımı olduğunu öğrendim. Çok şükür ki ben bu adımı atabildim. "Üşenme, erteleme, vazgeçme" Ataletten kurtulmak için kendimize şu soruyu sormamız lazım: Bugün yapmadıklarımın gelecek yıllarda sonuçları neler olacak? Bugün yapmadıklarım yarın bana neler kaybettirecek?” İşte bu soruya vereceğimiz cevaplar önemli… Eğer gelecekte büyük kayıplar, büyük pişmanlıklar yaşamak istemiyorsak bugün yapmamız gerekenler için harekete geçmeliyiz. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'in şu üç kelimesini hayat felsefeniz yapabilirsiniz: "Üşenme, erteleme, vazgeçme." Bir Alman atasözü, “Hayatı olduğu gibi kabul etmeliyiz ama kabul edilebilir hale gelmesi için de çaba göstermeliyiz” der. İnsanlar ideallerindeki en iyi hayatı yaşama mücadelesinden nasıl, neden ya da ne uğruna vazgeçer? Ataletten kurtulmak için birkaç öneri Harekete geçmek için tüm şartların mükemmel hale gelmesini beklemeyin. Bu sadece zaman kaybı olur. Bir yerden başlayın. Gerisi gelecektir. Unutmayın başlamak bitirmenin yarısıdır. İç dünyanızda yaşadığınız çatışmaları iyi yönetin. Kafanızda dönüp duran birbirinin tersine konuşmalar, iç dünyanızdaki çekişmeler sizi çok yorar. Tıpkı iç savaşın bir ülkeyi alt üst etmesi gibi aşırı derecede iç çatışma yaşamak da sizin hayatınızı alt üst eder. Her zaman önemli işlere öncelik verin. Önemsiz ama acil işlere öncelik vererek önemli işlerinizi ertelemeyin. Enerjinizi ve zamanınızı önemsiz acil işler için harcarsanız çok daha önemli işlere zaman ve enerji bulamayabilirsiniz. Önce önemli işleri tamamlayın sonra önemsiz acil işlere yönelin. Amerikalı gazeteci-yazar Ann Landers, “Tanrı bize iki yuvarlak organ verdi, biri oturmak, diğeri düşünmek için. Başarınız hangisini daha fazla kullanacağınıza bağlı!” der. Oturmak ya da çalışmak, seçim sizin! Sağlıcakla kalın…