İzmir GSİM'ye bağlı Sporcu Sağlık Merkezi'nde Dr. Şaban Acarbay ağabeyimiz bu işlere bakıyordu. O zaman ki şartlara rağmen. Koca kent, kolay değil. Her sahaya sağlık görevlisi bulmak. Yolu, yolcu...

İzmir GSİM'ye bağlı Sporcu Sağlık Merkezi'nde Dr. Şaban Acarbay ağabeyimiz bu işlere bakıyordu. O zaman ki şartlara rağmen. Koca kent, kolay değil. Her sahaya sağlık görevlisi bulmak. Yolu, yolculuğu var. Şimdi dernekleştiler. İzmir Futbol Saha Sağlık Görevlileri Derneği, amatör ve profesyonel maçlara sağlıkçı gönderiyorlar. Tıp mezunu, Tıp öğrencisi, intern, hemşire, sağlık memuru. Dileyen yapabiliyor, bildiğim kadarıyla. Çalışmalarını takdirle karşılıyorum. 40 yıla yakındır yazıyoruz. Bir o kadar da sahanın içinde, kenarında, tribünde, tel örgülerin dibinde, her yerindeyiz konunun. Yapmadığımız hizmet kalmadı. Kusura bakmayın da megalomanlık gibi olacak. Torpille, dayıyla, kartvizitle bugünlere gelmedik, gökten zembille de inmedik. İnsanız, insandan anlarım. Önce insandır düsturumuz bizim.
EMNİYET TALİMATTA VAR
Hatırlayan, bilen bilir. Yazdık, rekabet vardı, gazeteci arkadaşlarımla haberler yaptık. Bir benim değil herkesin emeği var, unutmam. Bir zamanlar emniyet mensupları olmadan da maçlar başlar, oynanırdı. Ama bitmezdi. Biterse nasıl biterdi. Karakolda, hastanede biterdi ya da Allah korusun. Gelirler, maç başlar 5 dakika sonra bir bakarsın yoklar, gitmişler. Maç başlarken var mıydı, vardı. Oldu mu oldu. Yönetmeliğe, talimata yazıldı, hakemlere sık sık tembihlendi. 'Emniyet yoksa, maçı başlatmayın, gelmelerini bekleyin' dendi. Yazılı da verildi. Bekleyen hakem kardeşlerime korkak sıfatını yapıştırdılar. Oysa, sadece bana değil, sana, ona, hepimize emniyet, güvenlik gerek, şart. Varlıkları bile yetti. Sağlık görevlilerinin de olması şarttır. Saha da olmak zorundalar. Talimat da yok ki deniyor. Olsun, koyun talimata, ekleyin. Emniyet de yoktu, oldu. Kimin saldırıya uğraşacağı, kimin ölüm tehlikesi yaşayacağı belli mi. Hele ki bu zamanda.
SAĞLIKÇIYA DA TALİMAT
'Sağlıkçı yoksa maçlar oynanmamalı' diye yazdım. İyi de yaptım. Biri yapmalı, biri gündeme getirmeli, bi'şey yapmalı. Kişilerle, makamlarla işim olmaz. Hiçbir menfaatim, beklentim de yok ki benim. Amaç doğruyu yapmak, doğru da bu. Trilyonda bir de olsa 'emniyet yoksa maçı başlatmayın, oynatmayın' talimatının konmasına katkım olduysa, kazandığım maddi ve manevi her değeri hak etmiş oluyorum. Bu da bana yeter. Gerisi valla hikâye. Bu talimat ya değişecek ya değişecek. İşte o kadar. Sizin oynayan evladınız mı sahada ?
KAFA ÜSTÜ DÜŞSE, KIRILSA
Niye bu kadar üstünde duruyorum. Açın internete girin de bir görün. 'Maçta sahada hayatını kaybeden futbolcular hakemler antrenörler' diye bir girin. Unuttunuz galiba. Balık hafızalıyız galiba. Öldüler, çok genç yaşta. Dedik ya hakemlik yaptık, spor yazarlığı yaptık. Neler neler gördük. Mesela sağlıkçı yok, gelmedi, gelemedi, her ne ise. Senaryo değil, yaşanıyor, yaşanacak da. Futbolcu ters düştü boynundan kırt diye ses geldi. Herkesten çok daha iyi bilen sağlık görevlisi yok sahada. Ne yapacaksınız ? Haydaa karga tulumba, kucakla, arka koltuğa yatır, nereye, hastaneye. Ölür be ölür. Ölmezse felçli kalır. Umurunuzda mı? Sahada ahlar vahlar çekip, ağlarsınız. 3 dakika sonra da unutursunuz. Yazık değil mi o güzelim insan evladına. Nedene bakar mısınız bu çağda, 'sağlıkçı olsa, ölmezdi'. Hiçbir şey sağlıktan, insan canından asla ve asla önemli değildir.
HERKES HAKLI TALİMATA KONMALI
İzmir Futbol İl Temsilcisi genç kardeşim Selçuk Ergeldi, 'Her insan geç kalabilir yolda aksilik yaşayabilir ki takımlarımızda bunları yaşıyor ve her konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ama talimatlar ve statüler uygulanmak zorundadır, bu talimatları koyan biz değiliz bizler uygulamakla yükümlü olan kurumuz' diyor. Sevgili Ergeldi haklı. Talimatta yok. Konmalı. 30 yıldır tanıdığım tertemiz kalpli, iyi insan, iyi vatandaş, iyi spor insanı Altınırmak SK'nin her şeyi Hilmi Bayer hocam da haklı. Şov yapmıyor, şovmenleri biliriz. Güçten, çoğunluktan yana olurlar. Herkes zaten 15 dakika şöhret oldu, reklam da yapmıyor. O da doğru söylüyor. 'Emniyet yoksa oynanmıyor, sağlıkçı yoksa da oynanmamalı' diyor. Herkes kendince haklı, herkes istiyor. Ama dile getirmiyorlar bir tek Hilmi Bayer o kadar. Çekiniyorlar. Don Kişot'luk da Metin Kurt'luk da Deniz Gezmiş'lik de Altınırmaklı Hilmi Bayer'e kalıyor. Unutmayın her şey tek bir kişiyle, ilk adımla başlar. Devamı gelmeli, sonuca ulaşılmalı.
RAPORDA NEDENİ YOK
Araştırmadan yazmayız. Dolduruşla işimiz olmaz. Gazeteci duayenlerim 'Sen doğruyu yaz, doğru olduğundan emin ol, tek kişi olsan da yanındayız, doğrular tez zamanda ortaya çıkar, Allah korur merak etme' derlerdi. Ben bu kafayla devam ediyorum. Devam da edeceğim. İzmir İl Tertip Komitesi kararında şöyle yazıyor; 28.11.2021 11:00 tarihinde oynanması planlanan U18 Ligi Yolspor, Altınırmak SK müsabakası müsabaka hakeminin 'Müsabakanın başlama saatinde her iki takım da hazır olmasına rağmen. Misafir takım sahaya çıkmadığı için müsabakayı tatil ettim. Bilgilerinize arz ederim" açıklamasına istinaden oynanmamıştır. Cezası 3-0 hükmen mağlubiyet. TFF'nin yönetmeliğine göre doğru. Yanlış olan talimatın değişmemesi. Talimata ’Sağlıkçı olmadan maç oynatılmaz. Başka bir tarihe ertelenir’ ibaresi yazılacak, o kadar. İlla bir genç evladımız sahada son nefesini verince mi, değişecek.
NEDEN SAHAYA ÇIKMADILAR, YAZSANA
Hakem kardeşimin, sahaya çıkmama sebebini de yazması gerekirdi. Takım oraya kadar gelmiş. Hepsi öğrenci, gelebilmişler. Formalar, teçhizatlar, aşı takip formları hepsi tamam, eksik bir şey yok. Sağlık görevlisi olmadığı için de saha komiseri onay verdi, o da tamam. Beklendi, denk geldi maça Bayer'in maçına sağlık görevlisi gelemedi.  Talimata göre 3-0 hükmen ceza veriliyorsa, eğer. Hakem raporuna göre cezai işlem yapılıyorsa. Raporda da yazılması, belirtilmesi gerekmez mi, hani nerde ? 'Misafir takım sahaya çıkmadığı için müsabakayı tatil ettim'. Ee sahadalar işte. Açıkça 'Misafir takım 'sağlıkçı olmadığını gerekçe' göstererek sahaya çıkmadığı için müsabakayı tatil ettim' yazması gerekmez mi ? Hakemin bu yazdığına göre ceza verilemez. Mahkeme olsa geri döner. Neden diye sorarlar adama. Sözlü hakarette, küfürde, saldırganın açıkça, açık ve net, olduğu gibi ne dediği ayıp filan değil yazılırdı hakem raporuna. Böyle de olmalı.
ODALAR TERTEMİZ BIRAKILIYOR
İlk kez Türkiye'nin Altınordu'su başlattı. Örnek oldu. Devamı birer birer gelmeye başladı. Üst liglerde ne yaparsanız, iyi de olsa kötü de olsa verdiğiniz mesaj, aynen silsile şeklinde diğer kategorilerde de görebilirsiniz. 'Bulduğun gibi bırak' temanın başlığı. Maç sonrası soyunma odasını tertemiz bırakıp öyle çıkıyorsunuz tesislerden. Tuncay Taşpınarlı Ataspor'un ardından Aziz Sağlamlı Şimşekler 1923 Masterler de toplamda bir buçuk saate yakın kullandıkları odayı tertemiz teslim edip gittiler. Güzellik adına teşekkürler. Emektar futbolcu kardeşim Aziz, babasını kaybetti. Sağlam ailesine, sevenlerine başsağlığı, Sabır diliyorum, Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun.
MARDİNSPOR İLE BODRUMSPOR'U KUTLARIM
Ziraat Türkiye Kupası 4.kademesinde harika maçlar çıkardılar. Mardinspor ile Bodrumspor güçlü ve de isim yapmış rakiplerini öyle şans eseri Filan değil, harika bir oyunla yenmeyi başardı. Defansa filan çekilip etten set örmediler. Sertliğe de centilmenlik dışı yollara da prim vermeden altın teriyle kazandılar. Emeği geçen herkesi, futbolcu kardeşlerimi, teknik heyeti, yöneticilerini kutluyorum. Gidebildiğiniz kadar gidin. Statü gereği biraz olanaksız gibi ama finalde biriniz mutlaka olmalı diye düşünüyorum. Yolunuz açık, golünüz bol olsun. Adınızı duymayan kalmasın.
ANONSA BAK ANONSA
Aliağa Belediye Helvacıspor - Dikili Belediyespor müsabakası 1-1'lk skorla sonuçlandı. Hakemler Gürol Sakallı, Sezer Karataban, Vakkas Egemen Çelik, gözlemci de Bora Baykal. Güzel maç oldu, 7 sarı kart vardı, kırmızı kart, ihraç yoktu. İlla bir şey olacak, yapacaklar ya, rahat batacak ya. İkinci yarının uzatma dakikaları oynanırken seyircilerden biri mikrofonu kaptığı gibi hakem Gürol'a öyle edepsiz, onursuzca küfürler etti ki. Hem de kolluk kuvvetlerinin dibinde ve her zaman olduğu gibi kaçtı gitti. Ne olacak şimdi ettiği küfür yanına kar mı kalacak. Bir kişinin yaptığı camiaya mal edilemez denip geçilecek mi. Mikrofon niye açıktı, ya daha kötü bir şey deseydi. Ne olacak size söyleyeyim. Arkadaşları tebrik edip, kahraman ilan etmişlerdir bile. İşte olaylar bundan çıkıyor. Bu bir işarettir, cezasız kalırsa. O şahıs daha da cesaretlenir. İlk fırsatta sahaya baltayla dalar, bizden uyarması. Cani cenaze namazına mutlaka gelir, misali.
MUSTAFA KEMAL AĞABEYİMDEN
34.dönem TFF Başkanlarındandır, başkanımdır. Çok meziyetli, aydın, kültürlü, olgun çok da mütevazidir. Devlet kademelerinde üst düzey yöneticilik de yaptı. Babası Atatürk'ün Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu'dur. Sürekli yazıyor. Spor da yazıyor, rahmetlileri babasını da Atamızı da yazıyor. Yeni kitabı piyasaya çıktı Mustafa Kemal Ulusu başkanımın. Gözden geçirilmiş 4.baskısı çıktı, 'Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun Hatıraları, Atatürk'ün Yanı Başında'. İlk baskısını sular seller gibi okuyup bitirmiştim. Okuyanınız, okuduğunu anlayanınız bol olsun sevgili Mustafa Kemal ağabeyim, Ulusu başkanım, kaleminiz tükenmesin.
BİRİNCİ'DEN KAHVECİ'YE BAYRAK
İş kazası, dikkat fazlalığı, aşırı motivasyon. Solak olduğu için de bir şey diyemem. Kendini geriye, çizginin ardına da atmasına rağmen. Mete Kalkavan'ın yardımcısı Bahtiyar Birinci, istemediği halde kaldırdığı taç atışının yönünü gösterdiği bayrağı Fenerbahçeli İrfan Can Kahveci'nin yüzüne çarptı. Gözüne denk gelmedi, burnu da kırabilirdi, şükür olmadı. Bahtiyar üzüldü, özür diledi. Allah'ı var İrfan Can da yan gözle bile bakmadı, bir şey demedi. Sahanın en iyisi de o idi, Vitor Pereira oyundan niye aldı anlamadım. O da çıkarken gergindi Vitor'a bakmadı bile. Yardımcı hakeme bir şey demedi, hocasına bir şey demedi. Gitti koridorda Göztepeli Atakan'ın boğazını sıktı. Niye yaptı bunu anlamadım. Üç farklı ruh hali çizdi. Kademe kademe sakinlikten, hırçınlığa. Benzer şekildeki olayda Marcao'ya 8 maç ceza verdiler. Şimdi ne olacak, merak işte.