“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” demiş Kızılderili atasözü. Bu sözü bugünler için söylemiş sayıyorum. Ban...

“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” demiş Kızılderili atasözü. Bu sözü bugünler için söylemiş sayıyorum. Bana göre insanlık, var oluş tarihinin en korkunç zamanlarını yaşıyor. Dünyada üç buçuk milyona yakın insanın ölümüne yol açan Covid-19 virüsü durdurulamıyor. Hindistan’da cesetler nehirde yüzüyor, yanmayı bekleyen ceset kuyrukları uzayıp gidiyor… İnsanlık için çok acı bir tablo. Worldometers.info da anlık yayınlanan verilere göre bugüne kadar 160 milyondan fazla korona virüs vakası görüldü. 3 milyondan fazla da kişi öldü. Bunlar korkunç rakamlar. Türkiye’de şu ana kadar vaka sayısı 5 milyonu geçti. Vefat edenlerin sayısı 44 bine yaklaştı. Geçen pazartesi vaka sayısı 13 bin 605’lere geldiğinde tam sevinmiştik ki ertesi gün sayı 14.497 oldu. Vefat sayısı 300’lere yakın. Durum Türkiye’de de pek iç açıcı değil. İngiltere, Hindistan mutanı derken mutan virüsler yüzünden kafalar karışık. Durum böyle iken 3 hafta önce yazdığım aşı formüllerinin dünya ülkeleri ile paylaşımı önerim şimdi dünyanın gündeminde yer alıyor. Hemen belirteyim “bu benim önerim” iddiasında değilim. Dünya liderleri, korona virüse karşı geliştirilen aşıların üretim kapasitesini artırmak için “fikri mülkiyet hakkının” kaldırılmasını tartışmaya başladı. ABD ve Rusya, bu hakların kaldırılması düşüncesini desteklerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) "Bu, Covid-19 ile mücadelede muazzam bir an" ifadesini kullandı. AB Komisyonu Başkanı fikri tartışmaya hazır olduklarını dile getirirken, Almanya karşı çıkmış. Fikri mülkiyet hakkına karşı değilim. İnsanlar bir sürü zamanını harcayacak, yatırımlar yapacak başkaları gelip bu çalışmaya bedava konacak. Tabi ki bu kabul edilemez. Ancak bu haklar korunurken kamu yararının da gözetilmesi gerekir. Fikri mülkiyet kapsamına giren bir ürünün hak sahibinin hakları korunurken, milyonlarca insanın yaşamı da gözetilmeli. Aşılar birkaç fabrika yerine formülünün belli bir ücret karşılığında dünya ülkeleri ile paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bunlara ödenecek paralar ülke ekonomilerinin kayıplarının yanında devede kulak misali olur bence. Peki hak sahibi fikri mülkiyetindeki ürünü tekelleşse, toplumun gereksinimi olduğu halde, makul bir bedel karşılığı tüketicilere sunmazsa, serbest rekabet koşullarını ihlâl etmiş olmayacak mı? Bunun için uluslararası yaptırımların uygulanması gerekmez mi? "Corona virüsü aşıları üzerindeki fikri mülkiyet haklarının kaldırılması" fikrine Türkiye de sıcak bakıyor. İnsanlık can çekişiyor. Ülkeler bir an önce fikri mülkiyet hakkı korumasını geçici de olsa durdurmalı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi "İlim tüm insanlığın ortak malıdır. Bilimde kıskançlık olmaz" Rusya Türkiye dahil 60 ülkeyle paylaşım yapacakmış. Diğer aşı üreticileri de belli bedel karşılığında formülleri paylaşırlarsa, dünya bu korona virüs illetinden belki çabuk kurtulur ve normal yaşamına dönecek. Bence başta Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (World Intellectual Property Organization-WIPO), ABD, Rusya, AB ve Çin bu konuda dünyayı rahatlatması gerekir. Worldometers.info da bugüne kadarki istatistikler şöyle. ABD de 33,5 milyon vaka 600 bine yakın ölüm, 1,5 milyar nüfuslu Hindistan’da 23,5 milyon vaka 254 bin ölüm, Brezilya’da 15 milyon 214 bin vaka 423 bin ölüm, Meksika 2 milyon 366 bin vaka 219 bin ölüm, İngiltere’de 4 milyon 439 bin vaka ve 127 bin ölüm. Sonsöz: “Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapan adamdır” Benjamin Franklin