İşçi, memur, emekli son günlerde adeta ateş püskürüyor. Nasıl püskürmesin. Baksanıza her şeye her gün zam geliyor. Ama geçimin sağlandığı ücretlere 6 ayda, 1 yılda bir zam yapılıyor. Devlet gene insaf...

İşçi, memur, emekli son günlerde adeta ateş püskürüyor. Nasıl püskürmesin. Baksanıza her şeye her gün zam geliyor. Ama geçimin sağlandığı ücretlere 6 ayda, 1 yılda bir zam yapılıyor. Devlet gene insaflı, 6 ayda bir yapıyor. Özel sektör ise yılda bir. TÜİK enflasyonu 17.53 olarak açıkladı ya, kimse inanmıyor. Nedeni ise herkes kendi cüzdanındaki enflasyona bakıyor. Buna göre vatandaşın enflasyonu yüzde 40-50’lerde. Haksız da değiller. Yüzde yüz fark olur mu, oluyor işte. Gerçi her ne kadar bir pandemi dönemi yaşıyoruz ama markete pazara gittiğinizde filenize attığınız 3-5 parça malın size 100 liralık fatura çıkardığını görünce şaşıp kalıyorsunuz. Çaresiz mırıldana mırıldana çıkıp gidiyorsunuz. Gün geçmiyor ki, benzin, mazot ve LPG’ye zam gelmesin. İnanın artık arabaya binesiniz gelmiyor. Bir depo daha bir-iki yıl önce 250 liraya dolarken, şimdi çıkmış 400 liraya. Kuruş kuruş artırıyorlar fiyatları. TÜKODER İzmir Şube Başkanı Cevdet Uçan açıklama yapmış. “Vatandaş zamlardan belini doğrultamıyor” diyor. Hak vermemek elde değil. Gerçekten bu fiyat artışları karşısında insanın belini doğrultması mümkün değil. Hele hele bir de asgari ücrete mahkumsa. Maalesef, ipin ucu kaçmış durumda. Bir yandan pandeminin zorlukları var. Ama piyasa bu kadar serbest bırakılamaz ki. Hepimiz haftada bir pazara gidiyoruz. Pazarda düzen ve denetimi sağlayacak olan kim? Elbette belediye zabıtası. Ama o zabıtalar ne yapıyor. Denetim yapmak yerine, sağda solda vakit geçiriyorlar. Neymiş efendim, zabıtanın denetim hakkı elinden alınmış. Kim denetleyecekmiş? Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri. Bu mümkün mü? O müdürlüklerin pazaryerlerini denetleyecek ne ekibi ne de imkanı var. Böyle olunca da vatandaş sahipsiz kalıyor vesselam. İşte bunun için ipin ucunun kaçtığını söylüyorum. Vatandaş bunun hesabını, kimse kusura bakmasın, iktidara keser. Bu her zaman böyle olmuştur. Her ne kadar, “iktidar partisinin oyu düşmedi” iddiaları ortaya atılıyor ama kazın ayağı öyle değil. Bence AK Parti bu konuya ivedilikle el atmalı. Bürokrasiyi harekete geçirmeli. Gerekirse kanun değiştirmeli. Şimdi TBMM tatile girecek. Milletvekilleri memleketlerine dönecek. Bilhassa iktidar milletvekilleri gidebiliyorlarsa halkın ayağına gidip gerçekleri görme bahtiyarlığına (!) ersinler. Göreceklerdir ki, kendilerine kayıtsız şartsız oy veren kesimler bile artık dert yanmadan edemiyor. Bir de şu “birden fazla yerden maaş alma meselesi” var ki, aman Allah’ım bir felaket. Adam görevli olduğu kurumdan zaten yüklü miktarda maaşını alıyor. Bu yetmiyor bir de o yönetim kurulundan, bu yönetim kurulundan maaş veya huzur hakkı altında binlerce lira alıyor. Bunlar kamuoyunda alenen konuşuluyor ama kimseden “tık” yok. Peki bu insanlar, hakları olanı mı alıyor? Hiç zannetmiyorum. O makamlar “ulufe” gibi kendilerine sunuluyor. Son bombayı CHP Milletvekili Atilla Sertel açıkladı. AK Parti’nin İzmir eski milletvekili Sayın Necip Kalkan’ın Hopa Limanı’nda yönetim kurulu üyesi olduğunu söyledi. Kıymetli Vekilimiz, Ağabeyimiz Necip Kalkan olayı doğruladı. Kendisinin İzmir Ticaret Odası’ında uzun yıllar görev yaptığı için ticaret konusunda tecrübe sahibi olduğunu ve bu yüzden tercih edildiğini söyledi. Ayrıca aldığı maaşın da öyle 20-30 bin lira değil 5 bin kusur lira olduğunu ifade etti. Bence helali hoş olsun. Ama herkes benim gibi helal eder mi, orasını bilemem.