Filistin topraklarını 74 yıldır işgal altında tutan İsrail, yine kendini tutamadı, Ramazan ayında Müslümanların ilk kıblesi ve kutsal mekanı Kudüs’ü kana buladı. İslam alemi bir kez daha tarifsiz acıl...

Filistin topraklarını 74 yıldır işgal altında tutan İsrail, yine kendini tutamadı, Ramazan ayında Müslümanların ilk kıblesi ve kutsal mekanı Kudüs’ü kana buladı. İslam alemi bir kez daha tarifsiz acılar içinde. Nedeni de, dünyanın gözü önünde katliam yapan bu soykırımcı devlete maalesef bir şey yapılamıyor. Dünyanın en mazlum milleti Filistinliler, adeta yok olmak üzere. Doğu Kudüs’te bir avuç kadar kalan Arap kardeşlerimiz, bu mübarek ayı Mescid-i Aksa’da ibadetlerini yaparak geçiriyordu ki, bunu sindiremeyen katiller sürüsü, askeri ve polisi ile teravih kılan cemaatin üzerine ses bombası atarak katliama başladı. Bu duruma elbette Filistin halkı kayıtsız kalamadı. Her zaman yaptıkları gibi taşlarla karşılık veren halka plastik mermi kullanan İsrail’in gözü dönmüş polis ve askerleri, olayları görüntülemek isteyen basın mensuplarını bile ayırt etmedi. Yaralananlar ve görev yapamaz hale gelenler arasında ülkemizden orada görev yapan meslektaşlarımız da var. Bu da yetmedi, bir açık hava dünya hapishanesi haline getirdikleri Gazze’ye de uçaklar ve insansız hava araçlarıyla saldıran katiller sürüsü, 20 Filistinli’yi şehit ederken 300’ün üzerinde yaralı var. Denizden de abluka altında olan Gazze’deki Filistinliler’e yardımların ulaştırılmasına da izin verilmiyor. Peki, İsrail’in gözünü bu derece döndüren olay nedir? Birincisi elbette ki, siyonizmin İslam düşmanlığı. Bu düşmanlık 1400 kusur yıldır devam etmektedir. Peygamber Efendimizin (S.A.V.) ve ecdadımız Osmanlı’nın bunca hoşgörüsüne karşı, siyonizmin bugünkü efendileri, insanlıktan çıkarak böyle şeytanlaşıyor maalesef. İkincisi; terör devleti İsrail’i bugün yönetenlerin, hem kendi halkına hem de işgal ettikleri toprakların gerçek halkına ihanet ederek yolsuzluklara, hırsızlıklara bulaşmış olmaları. Biliyorsunuz eli kanlı katil Binyamin Netanyahu zorda. Seçimler kapıya dayanmışken, kaybetmekten korkuyor. Bunun için de Filistinliler’e saldırarak ülkeyi karıştırıyor. Bu noktada da fanatik İsraillilerle Kudüs’ün sözde başkent ilan edilmesini kullanıyor. Bu mezalim dünyanın gözü önünde bir kez daha tekrarlanırken, dünya ne yapıyor? Tabii ki, seyretmekten başka bir şey yapmıyor. Kudüs’te günlerdir terör estiren, bombalar ve silahlarla Müslümanlara saldıran İsrail’e bir “dur” diyen var mı? Arap Alemi sus pus olmuş durumda. ABD’nin güdümündeki Suudlar ve Mısır İsrail’den korkuyor. Bu konuda Filistinlileri savunan ve İsrail’i lanetleyen tek ülke ve halk biziz. Saldırıların hemen ardından devlet adamlarımız ardı ardına İsrail’i kınayan açıklamalar geldi. Ardından Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da dünya liderleri ile katliamın durdurulması için temasa geçti. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi harekete geçirilmeye çalışılıyor. Bu arada Türkiye çapında İsrail’i lanetleyen eylemler yapılıp, mazlum Filistinlilerin sesi duyurulmaya çalışılıyor. Kudüs’e Barış Gücü gönderilmesi ve bu gücün içinde Türk askerinin de yer alması söz konusu. Bu gelişmelerin ışığında Filistin barış ve özgürlük istiyor. MUTLU BAYRAMLAR Bir Ramazan’ı daha korona virüs salgınının gölgesinde idrak ettik. Allah yaptığımız ibadetleri kabul etsin. Şimdi sıra üç günlük bayramda. Ancak, bu bayramı da salgın dolayısıyla sevdiklerimizle doya doya kucaklaşmadan kutlayacağız. Sokağa çıkma yasağı nedeni ile de en yakınlarımızı ziyaret edemeyeceğiz. Evet yapabileceğimiz bir şey yok. Çünkü bu bir hastalık ve sinsi bir karaktere sahip. Devletimiz tedbir ve desteklerini sürdürüyor. Valilik ve kaymakamlıklarla, Kızılay ve Vefa Grupları çalışıyor. Belediyelerimiz gecelerine gündüzlerini katarak halkımıza her noktada hizmet veriyor. Bu dayanışma, inanıyorum bayramda da sürecek. Tüm okurlarımız başta olmak üzere, Milletimizin ve İslam Alemi’nin bayramını tebrik ediyorum. Ve Filistin’deki İsrail zulmünün son bulmasını Cenab-ı Hak’tan temenni ediyorum.