15 aydır işsizler, salgın yüzünden sahanın yolunu unuttular. Evlatlarından uzak kaldılar, para kazanamadılar, evlerine aş götüremediler. Antrenörlerden bahsediyorum. Onların öyle menajerleri filan da...

15 aydır işsizler, salgın yüzünden sahanın yolunu unuttular. Evlatlarından uzak kaldılar, para kazanamadılar, evlerine aş götüremediler. Antrenörlerden bahsediyorum. Onların öyle menajerleri filan da yok ki, iş bulsunlar. Tam tersi 'olmasanız da olur' havasındalar. Reklamı da yok çoğunun. Bu işler de maşallah, ekip (!) işidir malumunuz. İşini bilmezsen, adamını bulamazsan, çalıştıracak takım da bulamazsın. Gazete yazmaz, tvde konuşulmaz, muhteşem yorumcularımız üç maymunu oynar, böyledir bu düzen. Düzen bile denmez, bozuk şeyin, olmayanın düzeni olmaz ki. Amatör takım ne de olsa çoğu. Aşk, şevk, özveri işi. Giyecek şort bulamaz, antrenman için saha bulamaz, bulsa da onlar için de para gerek. Bir de Süper Lig ile bir tutmuyorlar mı gel de çık işin içinden. Çoğu antrenör lanet olsun deyip sahalardan elini ayağını çekmek üzere. Bu kadar da çok istenmez ki. 15 aydır para kazanamayan para nerden bulacak. Biraz insaf nerde yaşıyor, yaşatılıyorsunuz, hangi dünyadayız, lütfen. Var zaten pandemi, Allah aşkına biraz sempati ve de empati, empati. İŞSİZSİN VER 20 BİN LİRA Antrenör eğitim programı ücretleri açıklandı. TFF ve TÜFAD hesabına yatırmadan başlayamıyorsunuz. Sıkı durun ne kadar isteniyor biliyor musunuz 5 bin lira ila 20 bin lira arası. Taksitle filan değil, trink para, tıraka para. Burjuva değil, halk hepsi, millet, ulus. Öde, takım çalıştır, bu mudur yani. Ödemezsen saha yok, takım da yok. Tepedekilerle karıştırıyorlar herhalde, kadrosunda yabancı futbolcular oynatanlardan kaç para isterseniz isteyin, bana ne. Ama kıymayın benim amatör kümedeki hocalarıma, antrenörlerime, heveslerini kırmayın. Çalıştıran olmayınca sporcu nasıl yetişecek, gençler, çocuklar, evlatlarımız. Zaten 15 aydır işsizler, 15 aydır oynayamıyorlar. Bitecek yoksa amatör futbol. Haberiniz ola. Amaç spor ise eğer, Süper Lig olmasa da olur, ama amatörsüz, alt yapısız, gençsiz, spor olmaz. Olsa da bunun adı spor olmaz, spora hizmet asla olmaz. Neye hizmet, akıllara ziyan. Unutmayın amatör biterse, para kaynağı Süper Lig de pek yakında biter, perde kapanır. Dost acı söyler. TOPÇU, İNCİ, TÜTÜN DEPOSU Gazeteciliğin gazetecilik Hürriyet'in de Hürriyet olduğu zamanlar, 90'lı yıllar. Topçu'nun Yeri, Bilal İnci'nin Lokantası, Tütün Deposu'nun arasında kalan 4 katlı Hürriyet Gazetesi'ndeyiz. Dibinde yemekhane ve matbaa vardı. Şimdiki teknolojik imkanlar yoktu. Pazar gecesi deplasmandan gelecek arkadaşlarımızı beklerken, işimizi bitirir kapının önündeki uzun yolda top bile oynardık. Nejat Bekmen ağabeyimiz vardı, Yazı İşleri'nde. 2.Katta idi ve yanında arşiv odası vardı. Habere uygun dialardan vesikalık, portre fotoğrafı bulmak asıl işimdi, zevkle yapardım. Haber üzüntülü ise ona göre, sevinçlisi gülen yüz pozu seçerdim. Girip çıkarken de yan gözle yazı işlerine şöyle bir bakardım, merak ederdim. Orası bambaşka bir dünyadır zira. O KOKU VAR YA Yasak değildi ama mahrem odası idi sanki, girmek bakmak caiz değildi. Çarpılabilşrdin Allah muhafaza. Gençlik işte deli kan yani. Kimler yoktu ki. Solda Muammer Yüksel (merhum), Talat Kırcan, Nefise Kömürcüler, Murat Tepebaşılı, sağda Ahmet Serçe, Adnan Sökmen, Rahmi Hatipoğlu, Seçkin İyener. Tam karşıda, oval de oldu dikdörtgen de masada Nejat Seçen, İbrahim Irmak, Durmuş Odabaşı, Hüsnü Okumuş (merhum), Levent Bimen, Melih Dizdaroğlu, Nejat Bekmen, adını unuttuklarım varsa affola. Bir gün merak ettim, tashih edilmiş A4 boyutundaki sarımtırak renkteki teksir kağıtları elimde. Selam verdim gözlerim sayfalarda haliyle merak işte, aşk işte. Hiç unutmam daha çömezdim. Sayfanın altlarına bakıyorum, kutulara. Nejat abim 'Meto gel bak senin haberin üstte' dedi, meğer manşet olmuşum, haberim yok. Hemen sözlerini ilave etti, 'Metin'in imzasını unutmayın, ismi tam sığsın' dedi. Yaş 19, içim kıpır kıpır, siyah beyaz sayfa, fotoğraf yeri de kap kara, o havaya giremiyorsun, ahenk var renk yok, sabahı sabah ettim. HAKKINI HELAL ET NEJAT ABİ Erkenden kalkıp Eşrefpaşa Bayramyeri'ndeki köşedeki gazete bayinden cebimden parayla aldım, bekleyemezdim. 3 adet gazeteyi, açtım, hemen oracıkta, kokladım içime çektim, gören bu ne böyle der, o hesap. İşte bu kokudur beni, bizleri yakan, yıllardır da yazdıran. Ekmek kokusu, gazete, kitap, kâğıt kokusu bir de evlat kokusu. İsimlerini yazmaya çalıştığım büyüklerimin emeği çok geçti. Benim hakkım filan geçmedi, geçti ise de helali hoş olsun. Nejat Bekmen ağabeyimin çok hakkı geçti, destek oldu, emek verdi, emeği vardır üzerimde Allah razı olsun. Hakkını helal Nejat abi Allah gani gani rahmet eylesin, mekânın cennet olsun. 61 yaşında idi daha. 36 yıllık hayat arkadaşı Resmiye ablama da başsağlığı ve sabır diliyorum, bir gün bir yerlerde sayfalar yapma dileğiyle. Söz manşetlik olacak, asparagas değil hem de. Canım ağabeyim, ruhun şad olsun, yaktın, geçtin. TİRELİ BUCA ZAFERSPOR Buca Zaferspor Tire'nin takımı, o bir Tirespor aslında, daha 24 yaşında. Bu sene 3.Lig'e çıkmayı kafaya koydu aslında. Çıkarsa sahası da hazır. Mükemmel, idmanları da orada yapıyorlar. 15 bin kişilik statta. Adı da harika, Tire Gazi Mustafa Kemal Atatürk Stadyumu. Sessiz ve derinden gitmek istiyorlar. BAL'da iyi bir başlangıç yaptılar, Torbalıspor'u 4-1'lk skorla geçtiler. Takımın hocası 36 yaşındaki teknik adam Serkan Söğüt, idealisttir, kaliteli insandır. Tire Belediyespor'da başladı, Bucaspor, Tokatspor ve şimdi Buca Zaferspor'da. Gaziantepspor'un kalesini de koruyan Süper Lig Patentli Muhammet Şentürk var, 1numara, ağları bekliyor. Buffon'u örnek alan, tam da Göztepeli Beto kıvamında 1 numara sporcudur Muhammet. Adınız gibi sonunuz zaferle olsun. İZMİR TAKIMI ÇIKMALI Statüye göre iki İzmir takımı da çıkabilir bu sene. Aliağa Futbol A.Ş var mesela yıllardır hak etti. Çiğli Belediyespor ha keza öyle. Torosgücü ben de varım diyor. İlk maçlarını yenilgiyle kapatan İzmirspor ile Bornova Yeşilova var, asla yarışı bırakmazlar. İlk maçlarını kazanan, çok iyi başlayan da mutlaka çıkar diye bir şey de yok. Futbol bu, her an her şey olabilir. 'Lig uzun bir maraton' diye yazamam, kısacak çünkü. Bırakın maratonu 400 metre engelli sadece. 10 maçta iş bitecek. Nefesini, enerjisini iyi kullanan çıkacak bu sene. Altay ile Bucaspor çıktı, sıra sizde İzmir takımları, ama biriniz, ama ikiniz mutlaka çıkmalı. Seneye kalmasın, ne olacağı belli mi ki... AMASYA'DAN VAR İZMİR'DEN YOK İki İzmir takımı Süper Lig için final oynuyor. İzmir'de değil İstanbul'da. Hakem de İzmir'den değil İstanbul'dan. O kadar stat var iken haydi İstanbul'a. İzmir'de o kadar hakem var iken İstanbul'dan hakem, derken, yazarken. BAL maçlarına da İzmir dışından hakem vermeye başladılar. Adı üstünde İzmir derbisi, İzmir Bölgesi hakem kardeşlerimin suyu mu çıktı. Neden şaibe olsun, Güvenin hakemlerimize. Altı İzmir takımı, 3 maçta karşı karşıya. Bakıyoruz hakemlere İzmir'den değil. Aydın'dan, Muğla'dan, bir de tee Amasya'dan. İzmir'de hakem kalmadı yani. Ne zaman nerede pişecek bu çocuklar. Merak etmeyin yaygara da olmaz. Güvenmelisiniz, güveniniz.