Her 2 kadından biri hayatının her hangi bir anında erkek istismarına maruz kalıyor ve bunlar...

Her 2 kadından biri hayatının her hangi bir anında erkek istismarına maruz kalıyor ve bunlardan birçoğu istismarcı ile istismar edilen kişi arasında kalıyor. Neden mi? Çünkü kadın ya da çocuk farklı şekillerde korkutuluyor. İstismarcı, yabancıya oranla daha çok kişinin yakından ya da uzaktan tanıdığı biri oluyor. Çoğunlukla istismarcıyı ifşa ettiği takdirde yiyeceği etiketlerden korkan kişi, istismar edildiğini bir sır gibi saklamayı tercih ediyor. Tanıdığım 2 genç kız bundan yaklaşık 10 sene önce lise dönemindeyken özel ders vermek için eve gelen 70 yaşındaki sözde öğretmen tarafından uzun süre istismar edildiğini ancak bunu ailelerinden gelecek olumsuz tepkiden korktukları için dile getiremediklerini anlattı. Çünkü öğretmen bozuntusu, iki ailenin de aile dostuydu… Yani kızlar, aile dostu olan üstelik 70 yaşındaki bir öğretmeni böyle bir şeyle suçlasalar kendileri tepki görürdü. Dersi kapısı kapalı odada yapan, ‘masaj’ adı altında öğrenciler istemediklerini her halleriyle belirttikleri halde istismara yeltenen, son derece uygunsuz cümle ve hareketlerle o iki çocuğun psikolojisini bozan o öğretmen bozuntusuna sesleniyorum, vicdanın rahat mı? Geceleri yastığa başını koyduğunda torunun yaşındaki çocuklara farklı gözle baktığın için utanmıyor musun kendinden? Çizdiğin beyefendi profilinin altındaki sapık zihniyeti hiç kimse fark etmiyor mu sanıyorsun? Yazık, çok yazık. Anne ve babalar; çocuklarınıza her şart ve koşulda inanacağınızı hissettirin. İster dede olsun ister amca, dayı en yakınınızla bile arasında bir beden mesafesi olsun ve lütfen bu sınırı uzaktan da olsa takip edin. Kapalı kapılar ardında neler olduğunu sorgulayın mesela. Bir öğretmen neden kapı kapalıyken ders çalışmak ister, bunun cevabını arayın. Başkalarına çocuğunuzdan daha çok güvenmeyin. En önemlisi de çocuğunuzun size üstü kapalı da olsa bir şeyler anlatmaya çalıştığını fark edin. Çok ilgili ve bilgili olduğunuzu zannederken ufak bir dikkatsizliğiniz, en değerli varlığınız çocuğunuzun hayatında büyük bir hasar bırakabilir. Şimdi ne oldu o öğretmene dediğinizi duyar gibiyim. Kendisi hala elini kolunu sallayarak aramızda geziyormuş. Gözle ya da bedenen çocuklarınıza yaklaşıyor bile olabilir. O iki genç kız da çocuk olmanın verdiği bilinçsizlikle kuruntu yaptıklarını düşünerek istismar edildiklerini kabullenememiş olmanın pişmanlığını yaşıyor. Keşke sonucu ne olursa olsun ailemize anlatıp şikayetçi olsaydık diyor. Ancak ne yazık ki ‘keşke’nin dönüşü yok. Şu an şikayet edilse bile zaman aşımı denilip konunun üstünde durulmaması çok muhtemel… Tek yol bilinçlenmek ve her anlamda tedbir almak. Aksi takdirde sapık zihniyetler kadınların ve çocukların hayatlarında kara iz bırakmaya devam edecek…