25 Ekim 2017 Türk siyasi hayatında yeni bir doğum, yeni bir umut… Birçok zorluğa rağmen İyi Parti halkta bir dalgalanma yaratabilmişti. Sonbahar rüzgarları gibi İyi Parti de halk arasında tatlı tatlı...

25 Ekim 2017 Türk siyasi hayatında yeni bir doğum, yeni bir umut… Birçok zorluğa rağmen İyi Parti halkta bir dalgalanma yaratabilmişti. Sonbahar rüzgarları gibi İyi Parti de halk arasında tatlı tatlı esiyordu. Yeni isimler, yeni normlar ve yeni bir siyasi lider olmadığı halde… Her zamanki gibi ülkedeki olumsuzluklar yeni bir inat oyu peydahlıyordu. Millet İyi Parti’ye “Seni ben sonbaharda sevmiştim” demeye hazırlanıyordu. Bu ‘iyi’ olandı. Seçim tarihi belirlendi. Partiyi bekleyen en büyük tehlike, iktidara aday veya ortak oluyoruz kanaati idi. Birden düğün salonlarında rastlanan sandalye kapma yarışı gibi koltuk kapma yarışı başladı. Aday belirlemesinde ilk yapraklar dökülüyordu. Sonra Genel Başkan, Cumhurbaşkanı adayı oldu. Sayın Akşener Cumhurbaşkanlığı propagandası yerine parti politikasına gömüldü. Cumhurbaşkanı adaylık propagandası(!) parti propagandası, öne çıkınca arada kaynadı, zayıf kaldı, etkisizleşti, sanki kayboldu. Daha vahim olan milletvekili adayları ve teşkilat, lideri yalnız bıraktı. Teşkilatın vekil adaylardan beklentileri lider seçiminin çok önemli olduğunu unutturmuştu. Vekil adaylar kendini kurtarma çabasına kapıldı. Partide ne bir duayen danışman ne bir tecrübeli organizatör vardı. Yapraklar dökülmeye devam etti. Parti ne önünü ne de ilerisini gören millenmiş gözler gibiydi. İyi Partili adaylar büyümüş eski ağaçların mağrur veya daha önce düşmüş yapraklarıydı. Ekstra bir katkıları yoktu veya seçilme garantisi olanlar yatıyordu. Her şeye rağmen seçim sonunda İyi Parti de geçmişin hatırına veya umut olur mu diye yeterince yaprak kalmıştı. Ne yazık ki beklenilen olmamıştı. Esen rüzgar fırtınaya dönüşmemişti. Şimdilerde tekrar seçim teraneleri başlar başlamaz görülüyor ki geçen seçimler akıllandırmamış. Erkenden yeni seçim hesapları, koltuk hesapları ortaya çıkmaya başladı. Büyük hata! Cumhurbaşkanı adayı, parti başkanı, diğer makamların hesabı yapıldı, dizayn için ağaç sallandı. Bir takım yapraklar döküldü. Erken döküldü. İyi Parti’de bazı yapraklar sırıkla düşürüldü. Mesela Ağıralioğlu ve Çıray gibi gerekli yapraklar… Kim ne ile ne kadar eleştirirse eleştirsin gerek Ağıralioğlu gerekse Çıray, kamuoyunda önemli bir kitle tarafından benimsenmiş vekiller. Bu iki siyasinin olumlu durumunu her siyaset bilimci bilir. İşte kamuoyunun sevdiği iki vekilin konumunu değiştirmek ‘kötü’ idi. İyi Parti, zamansız sonbahar rüzgarlarına kapıldı. ‘Her sonbahar gelişinde İyi Parti kuru dallar arasında düşen yaprakları hatırlayacak.’ Ümit Özdağ’ın yaptığı açıklamalar acizliğin ifadesi… Hele vadeli televizyon randevusu ise “Acaba MHP’ye dönüş için süre mi kullandı?” sorusunu akla getirebilir. Koray Aydın Bey’in beyanatları ise partiye başka tür bir zarar… Çıray’ı küçümser ifadelerinin kamuoyunda karşılığı var mı bilinmez ama kendisi ile Çıray arasında bir araştırma yaptırmalı ki, ikisinin de kaç kırat geldiği görülsün. Bunlar da ‘çirkin’ olandı. İyi Parti, seçim yokken erken tasfiye ile ilk büyük hatayı yaptı, ikinci hatası sonu olabilir. İkinci hata partiye MHP görüntüsü vermek olabilir. Şimdilik film tamamlandı: İyi, Kötü, Çirkin!