Bir haftadır kuzeydoğu komşumuz Gürcistan’ın başkenti Tiflis’teyim. Kuruluşu MS 4. yüzyıla uzanan bu şehir, yüzlerce yıl boyunca farklı medeniyetlerin, devletlerin, hükümdarların egemenliğine girmiş....

Bir haftadır kuzeydoğu komşumuz Gürcistan’ın başkenti Tiflis’teyim. Kuruluşu MS 4. yüzyıla uzanan bu şehir, yüzlerce yıl boyunca farklı medeniyetlerin, devletlerin, hükümdarların egemenliğine girmiş. Karadeniz ile Hazar Denizi arasındaki en kısa bağlantı güzergahına sahip olan Tiflis, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ulaşım ve enerji projelerinin de geçiş güzergahı üzerinde konumlanıyor. Kafkas coğrafyasında yüksek dağlarla çevrili bir vadide kurulu olan Tiflis, Ardahan’dan kaynağını alan Kura Nehri’nin iki yanında, bölgenin en önemli kültür, ekonomi, sanat ve gastronomi merkezlerinden biri. Türk vatandaşlarının pasaport ya da vize ihtiyacı olmaksızın yalnızca yeni tip kimlik kartlarıyla seyahat edebildiği Tiflis, son yıllarda turizmde büyük atılım yapan destinasyonlardan biri. 2008 yılında Gürcistan ile Rusya arasında yaşanan gerilimin ardından ticari ilişkilerine büyük darbe vurulan Gürcistan, bu açığını turizmle doldurmaya çalışıyor. Öyle ki 2019 yılında başkent Tiflis, 9 milyona yakın turist ağırlamış. İzmir’in önümüzdeki yıl turist hedefinin 1,5 milyon olduğu düşünüldüğünde Tiflis’in nereden nereye geldiği ortada. İzmir’de turizm çeşitliliği ile karşılaştırıldığında denizi, kumu, güneşi, antik kentleri olmayan Tiflis’in bu başarısının çok yakından incelenmesi şart. Tiflis’te konakladığım Fabrika Hostel, şehri ziyaret eden yabancıların sosyalleşmek için buluştuğu noktalardan biri. Ortak alanda sohbet sırasında tanıştığım kişilerin geldiği ülkeler ise beni fazlasıyla şaşırtmaya yetti. Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Bangladeş’e, Brezilya’dan Hollanda’ya, Katar’dan Avustralya’ya kadar çok farklı coğrafyalardan gençlerle tanıştım. İSTANBUL AKTARMASI Hepsi bir sonraki seyahat planını hostelde organize etmeye çalışırken bir sonraki destinasyonu Türk Hava Yolları’nın İstanbul aktarmasıyla yapacak olmaları da oldukça ilginç. Tiflis’ten direkt uçuşlarla İstanbul, Ankara ya da İzmir’e seyahat etmek oldukça pahalıyken, Güney Afrika ya da çok daha farklı bir ülkeye İstanbul üzerinden aktarmalı uçuşlar ise oldukça mantıklı fiyatlarla satın alınabiliyor. İstanbul Havalimanı ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın bölgeyi birbirine kavuşturan bu misyonu takdire şayan. Keşke Türkiye uçuşları da daha makul fiyatlarda olsaydı diye düşünmeden edemiyor insan. Hostel konusunu açmışken üzerinde durmak lazım. Geçtiğimiz günlerde İzmir’de 11 CHP’li büyükşehir belediyesinin turizm departmanlarının bir araya geldiği bir toplantı yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bu toplantıda söylediği sözler oldukça anlamlıydı. Turizmde başarı için dijitalleşmek ve yerelleşmek önemli diyordu Soyer. Dünyadaki gelişmelerden uzaklaşmadan trend olan ve talep gören unsurların ne olduğuna bakmak lazım. İzmir’de tasarımıyla, mimarisiyle dünyanın dört bir yanında seyahat eden dijital göçebelerin keyifle konaklayabileceği ve hostel olarak da değerlendirilebilecek onlarca farklı mekan var. Ancak ne hikmetse İzmir’de hostel olarak kullanılan doğru düzgün bir işletme yok. Şehir otelleri, 5 yıldızlı oteller tabi ki önemli ancak Tiflis örneği yanı başımızda duruyor. Umarım benzer sözlerin tekrarlandığı toplantılar yerine daha işlevsel ve dünyadaki gelişmeleri takip eden adımlar atılır şehrimiz için.