İzmir 4,5 milyonluk nüfusu ile Türkiye’nin üçüncü büyük kenti. 8 bin yıllık tarihe sahip ancak modern altyapısını 30...

İzmir 4,5 milyonluk nüfusu ile Türkiye’nin üçüncü büyük kenti. 8 bin yıllık tarihe sahip ancak modern altyapısını 30 yıl önce kurmaya başladı. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası, yeniden demokrasiye geçildikten sonra Anavatan Partisi 1983’te iktidara gelince büyük kentlerde belediyeler “Büyükşehir Belediyesi” statüsüne geçirildi. İzmir’in ilk Büyükşehir Belediye Başkanı da Anavatan Partisi’nden Sayın Dr. Burhan Özfatura oldu. Özal’ın başbakan olduğu iktidarın gücünü arkasına alan Özfatura, büyük bir altyapı hamlesi başlattı. İlk büyük proje Büyük Kanal Projesi’ydi. Bir hilal gibi körfezi çevreleyen İzmir’in evsel ve endüstriyel atık suları, bu sistemle toplanıp Çiğli’de arıtılmaya başlandı. Projenin yüzde 80’i iki dönem başkanlık yapan Burhan Bey’in eseridir. Arada 5 yıl başkanlık yapan Sayın Yüksel Çakmur, maalesef Büyükşehir kaynaklarını bu işe kanalize etmedi. O yıllarda sadece İller Bankası üzerine düşen görevi yaptı. Büyük Kanal’ı 1994-99 arası ikinci kez ama bu kez DYP’den seçilen Özfatura sürdürdü. Başkanlığı ondan devralan Rahmetli Ahmet Piriştina tamamlayabildi. Geçen bu 20 yıl sürecinde unutulan bir başka proje vardı ki, o da İzmir’in içme suyu altyapısının bir türlü ele alınamamasıydı. Çok iyi hatırlıyorum, Özfatura’nın ilk döneminde kenar semtlerde sürekli su kesintileri yaşanır, insanlar kova ve kap-kacaklarla çeşme başlarında eylem yapardı. O dönemin imkanlarıyla o bölgelere alelacele su şebekeleri döşendi. Özfatura’nın İzmir’e ikinci büyük iyiliği Tahtalı Barajı’dır. DSİ’nin imkanlarıyla Gümüldür’e kurulan baraj sayesinde bugün susuz kalmaktan kurtulduk. Ancak bugün bile unutulan bir şey var ki, o da kentin içme suyu altyapısının bir türlü yenilenememesidir. Sayın Yüksel Çakmur, 1989-94 arası başkanlığında çok defa eskimiş “asbestli borular”dan yakınmış, “ductil borular” diyerek altyapıyı yenileyeceklerini söyleyip durmuştu. O dönem içme suyu altyapısında ne kadar yenileme gerçekleştirildi bilmiyorum. Geçtiğimiz günlerde, Buca, Gaziemir ve Karabağlar’da içme sularında büyük bir sorun yaşandı. Suya kanalizasyon karıştığı ve bu yüzden de yüzlerce kişinin hastanelere başvurduğu gazetelere yansıdı. Olay AK Partili siyasiler tarafından eleştiri konusu yapılınca da olanlar oldu. Konunun muhatabı durumundaki Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer, “Bir bardak suda fırtına koparıyorlar” deyiverdi. Bence, olay siyasi bir mesele değildir ve buna malzeme yapılmamalıdır. Çünkü hayati bir konunun çözümü gerekir. İktidarı da muhalefeti de el ele vererek İzmir’in içme suyu altyapısı kentsel dönüşümle birlikte bilhassa gecekondu bölgelerinde baştan sona yenilenmelidir. Bu sayede, hem içme suyunda önemli bir vaka olan kayıp-kaçak oranı en aza düşürülerek tasarruf sağlanacak, hem de kanalizasyona karışma olaylarının önüne geçilecektir. Ben, Körfez’i temizleme, Büyük Kanal’ı revize etme ve her yağmurda su baskınlarına neden olan kanalizasyon altyapısını yenileme çalışmaları yapan Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in bu konuyu da özellikle “zehirlenme” olayının ardından başlayacağına inanıyorum. Cittaslow kent olma yolundaki İzmir’e bu çok görülmemelidir. GECE PAZARI YENİ FOÇA’NIN HAKKI Belediyelerin görevi sorumlu oldukları kentleri cazip hale getirmektedir. Yaz aylarında sahil kentlerimizin çoğunda “gece pazarı” kurulur. Foçamız’a bağlı Yeni Foça beldemizde de uzun dönem gece pazarı vardı. Sonra ne oldu ise oldu, sıkıntı yaşandı. Pazar küçüldü, ne vatandaşı ne de esnafı tatmin edemedi. Pandemide de 2 yıl boyunca doğal olarak kurulamadı. Geçtiğimiz günlerde Foça Belediyemiz esnafla buluştu. Pazar belki bu yıl değil gelecek sezon modern biçimde açılacak. Esnafa ve vatandaşa kulak veren Foça Belediye Başkanımız Sayın Fatih Gürbüz’ü kutluyor ve teşekkür ediyorum.