Öyle uzun uzadıya yazmaya gerek yok. Bilerek yapıyorlar. Amaçları kahraman olmak, gündeme gelmek, reklam olmak, şirin görünmek. Merak etmeyin bunları beğenenler, alkışlayanlar, helal olsun sana diyenl...

Öyle uzun uzadıya yazmaya gerek yok. Bilerek yapıyorlar. Amaçları kahraman olmak, gündeme gelmek, reklam olmak, şirin görünmek. Merak etmeyin bunları beğenenler, alkışlayanlar, helal olsun sana diyenler var. O kadar çok boş işlerle uğraşıyorlar ki. Önce kendi uçkuruna bakmayanlar gururumuz, onurumuz voleybolcu Sultanlarımızın şortuna taktı. Nereye bakmak istersen, onu görürsün Allah böyle yaratmış. İlk kural bu. O yaradan ki akıl vermiş, zekâ vermiş fikir vermiş. Niye, kullanasın diye. İnsan olmak budur zaten. Rahatsızsan, rahatsız oluyorsan bakma. Kumaş parçasına. Görmek istediğin başka şey ise, başka kapıya. Çevir kafanı, gözlerini kapa, bakma.  Gözünü aç da Kutsal Kitabımız Kuran'ı Kerim'imizi oku, Atatürk'ümüzün Nutuk'unu oku.  Ne yazıyor Araf Suresi 179.ayette, 'Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri söyleyemezler'. Okudular mı, anladılar mı acaba Türkçesi'ni.  Arapça ezberlemekle olmaz. Dinle, hisset, zevktir o ayrı konu. Anlamak gerekmez mi? Oku diye başlıyor Kur'an. Bazıları bakar görmez, bazıları bakmaz görür. Anlamaz, anlayana. Peki nasıl olacak bu iş. Bir de 'kul hakkıyla karşıma gelmeyin' diyor, Yüce yaradan. Şortu görmek sadece, kul hakkı yemek değil midir? Sorarım. Boş işlerle uğraşmayalım, insan olalım diyeceğim ama kadın insandır biz ise insanoğlu. Haddimizi bilmek gerek. İyi ki varsınız Sultanlar, devam... KORONA VAR TAMAM DA Cami avlusu, kabristan kalabalık olunca çok iyi bir şey anlamına gelmez. Az kişi gidince de asla kötü bir şey demek değildir. Giden gider gitmeyen, gidemeyen gitmez o kadar. Fazla deşmemek gerek. Ama, lakin, fakat. Arıyor gözler işte, bekliyor. İnsanız sonuçta. Korona da var tamam da. Her yere gitmek moda oldu zaten. Dolaşmayana, kalabalığa karışmayana, mesafesini koruyana, maskesini çeneye indirmeyene yan gözle bakılır oldu. Yeni moda bu. 'Eylül'de gel' diye bir şarkımız var. Gitmedi ki zaten, Korona daha tecrübeli bir şekilde gümbür gümbür geliyor, haberiniz ola, pek yakında eylülde vizyonda, yeni serüvenleriyle. Tak maskeni, çok da yaklaşma, elini, ağzını, burnunu temiz tut. Kolonya, dezenfektan, işlem tamam. Gerisi mazeret, teferruat. İyi günlere hasret kaldı, şöyle dursun. İnsan, canı yandığı gün dostlarını, bildik simaları, şartsız koşulsuz, musalla taşının başında görmek istiyor. Ötesi yok çünkü. AYNI GÜN SON YOLCULUK İki hakem, futbol insanı Onursal Uraz ile Dr. Yıldıray Arslan. Biri batıdan biri güneydoğudan, Türkiye'den. Ülkemizi spor sayesinde karış karış dolaşanlardan. İkisi de esprili, hayat dolu, güzel sesli. Sanattan da spordan da sağlıktan da anlayan, dik duruşu olan kişiler. Günlerce yoğun bakımda tedavilerine devam edildi. Sabırla bekledik olmadı, kaybettik. Kadere bakın ki. Aynı gün toprağa verildiler. Uraz'a İzmir Çandarlı'da Arslan'a Elâzığ Maden'de veda ettik. Aynı sahada ter dökmediler, aynı maça çıkmadılar. Zaman açısından mümkün de değil zaten. Yaş farkı da çok. Hayatta görüyoruz, yaşıyoruz böyle şeyleri. Aynı camianın güzel kaliteli mensuplarını, aynı gün son yolculuğuna uğurladık. Gittikleri yer nurla, ışıkla dolsun bir zaman, bir yerlerde buluşma ümidiyle. TAKIM ÇANDARLI'DA Onursal Uraz hocam, kaptanım. Yıllarca futbol oynadı, yıllarca düdük çaldı, bayrak salladı. Çevresi de çok geniştir. Hakem camiasından sadece 11 kişi Çandarlı Merkez Çarşıiçi Camii'nin avlusunda hazır bulundu. Yedek yok, tribündekiler yok, VAR yok, AVAR yok. Gözler aradı. Gidemeyen de sağ olsun ne diyelim. Ama bu sıcak havada gidenden de Allah razı olsun. Soldan say, sağdan say 11 kişi . Müşfik Talaz, Muhsin Karabağ, Cumhur Balyan, İbrahim Egüz, Meriç Ölçüşenler, Turgay Kaynak, Recai Cengiz, Mustafa Sevim, Tezcan Kurtuluş, Şükrü Sungu ile Ferhan Kestanlıoğlu. Son görevde hazır bulundular. Maskelerini de taktılar. İste yeter, engel yok ki. YOK BÖYLE VEFA Kendi ahde vefa bekleyeceği yerde, ahde vefa gösteriyor. Hem de duygusal olarak ihtiyacı olmadığı halde. 90 yaşında, şimdiki adıyla Süper Lig'de düdük çalmış, efsane, duayen isim Müşfik Talaz hocamdan bahsediyorum. Bir insan evladı bu kadar mı sosyal, pozitif, aydın, olgun olur ? Kural bilgisi, yorumu, anlatımı harikadır. İngilizceden çeviren isimdir. Maça çıktıklarını da sanmıyorum. Zaman dilimi açısından da mümkün değil. İki hatta üç kuşak fark vardır, aralarında hakem olarak. Hakem olarak Onursal Uraz hocamızın maçına çıkmış olabilir, mümkündür. Sıcağa, yaşa, yaşın getirdiği sağlık sorunlarına rağmen üşenmeden son vedaya gitti Müşfik hocam. Gittiği, gidebilirliliği yetmezmiş gibi cami avlusunda bekleyen TEV'e bağışta bulundu, çelengini de eksik etmedi. Murat Saraç - Rıza Saraç ile Dr.Raci Köprülü ve ailesi, gidemediler ama çiçeklerini ihmal etmediler. KULÜPLER NEREDE? Hakem camiasından 11 kişi vardı. TFFHGD İzmir Şubesi Başkanı Ferhan Kestanlıoğlu da saf tuttu. Peki ya TFF nerde, temsil eden bir kişi bile yoktu. TFFHGD Genel Merkez nerde, yoktu. Ya oynadığı kulüplere, takımlara ne demeli. Onlar neredeydi. Ne gelen var ne soran. Ne bir haber ne bir çelenk ne bir çiçek. Milli Takımımızda forma giydi, TFF yok. Galatasaray'da forma giydi, onlar da yok. Ya bizim Karşıyaka nerede. Çandarlı şurda. Bağırsan duyulur. Futbolcu iken, hakem iken yerlere göklere sığdıramayanları aradı gözler, biliriz, tanırız. Aşırı yaşlanan, hasta olan, tedavi gören hatta vefat edenleri tenzih ederim, onlara değildir sözüm. 90'lık cengâver Müşfik Talaz orada iken. Sapasağlam olanlar nerede ? Sahi neredeler?  Ankara Güneşspor, Şekerspor ile Hacettepe'yi ayrı tutarım, kınayamam. Zira kendileri bu alemde yok gibiler. Peki ya Gençlerbirliği nerede, Galatasaray nerede, Karşıyaka nerede, Zonguldakspor nerede, dibimizdeki Balıkesirspor nerede ? Bu çağda. Kulüplerinde, takımlarında oynadığını bile unuttular belki de. 62'LİLERDEN ERİŞ'E ZİYARET Zor günler atlattı. Günlerce yoğun bakımda kaldı, tedavisine devam edildi. Kurtuldu sonunda. Koronayı atlattı. Şükürler olsun. İzmirspor'un minik penaltıcısı, ufacık yaşında Wembley Stadı'na minicik ayakları basan Levent Eriş ağabeyim, kaptanım. Yaşama tutundu, arkadaşları da yalnız bırakmadı. Evinde ziyaret ettiler. Biz bu isimlerle büyüdük. Muhabirlik yaptık, yazdık, fotoğraf çektik, izledik, haberini, röportajlarını yaptık. Hepsi de kaliteli, karakterli, iyi insan, iyi sporcu iyi vatandaş. Adnan Fidan, Cevdet Çapar, Ali Ateşal, Behiç Basatuğrul, İsmail Demiriz ile Yusuf Tepekule. Levent kaptanlarını Levo'larını ziyaret ettiler. Selam olsun hepsine. Yaşasın dostluk, yaşasın insanlık. MAÇ VAR TEMSİLCİ YOK Futboldan başka spor dalıyla ilgilenmeyen ama adında Futbol Kulüpleri ifadesi geçmesi gerekirken Spor Kulüpleri yazan İzmir Amatör Spor Kulüpleri, ASKF'miz var. Yeni isimler göreve geldi. TFF tüm amatör branşlarda, alt yapı liglerinde maçları başlatma kararı aldı ama. İzmir ASKF hala İzmir Futbol İl Temsilciliğine atama yapmadı. Kadri Yatkın başlığındaki İzmir ASKF tarafından 'dinlenmeye alınan' Mehmet İncu'ya verilen sözler var, biliyoruz. Yani ortada 'Maç var, temsilcisi yok'. En kısa sürede karara bağlanmasını bekliyoruz. Nasıl başlarsa öyle gider, yoksa... ACARBAY SON KEZ TÜFAD'ın Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği İzmir Şubesi'nin seçimleri var. 5 ağustosta, çoğunluk sağlanamazsa 12 ağustosta TFFHGD İzmir Şubesi'nin Atatürk Stadı'ndaki eğitim salonunda yapılacak. Duayen isim, mevcut Başkan Dr. Şaban Acarbay son kez adaylığını açıkladı. İki aday var şimdilik. Acarbay hocamın şimdiki yönetiminde yer alan, Hasan Aral'ın liste hazırlandığını öğrendik. Herkes için, hepsine hayırlı uğurlu olsun kazanan ve de kaybetmeyen İzmir futbolu ve de futbol antrenörleri olsun.