Bugüne kadar kalp ile hiçbir sıkıntı yaşamamış. Tansiyonu düşmemiş, yükselmemiş. Nabzı yükselm...

Bugüne kadar kalp ile hiçbir sıkıntı yaşamamış. Tansiyonu düşmemiş, yükselmemiş. Nabzı yükselmiş o kadar. Ailesinden gelen kalıtsal bir durum yok. Sporcu, haliyle, kötü alışkanlığı, bağımlılığı yok. Testleri, sağlık kontrolleri düzenli olarak yapılmış. Herhangi olumsuz bir bulguya rastlanmamış. Sağlık raporuna, 'Spor yapmasında bir sakınca yoktur' yazılmış, doktorlar kaşelerini basarak, imzalarını atmışlar. Sahaya rahatça çıkıp oynayabilir, yıllardır oynadı da. Bildiğim kadarıyla COVİD-19 da geçirmemiş. Yani damar yapısında da bir deformasyon, dejenerasyon da yok. İşte o ana kadar. Danimarka ile Finlandiya arasındaki Avrupa Futbol Şampiyonası B Grubu ilk maçının 43.dakikasında Danimarkalı oyuncu Christian Eriksen, taç çizgisinin yanında bir anda, yere yığıldı. Eriksen yerde şoka uğradı, görenler daha çok şok geçirdi.  YAŞASIN ERİKSEN Tecrübeli oyuncu, sağlık ekibinin ilk müdahalesi ve kalp masajının ardından sedyeyle soyunma odasına götürüldü. Danimarkalı yıldızın eski kardiyologu olan Dr. Sanjay Sharma tecrübeli futbolcunun futbol hayatının tehlikede olduğunu söyledi. Eriksen'e kalp masajı yapılırken takım arkadaşlarının ağlaya ağlaya etrafını sarıp, arkadaşlarının bu şekilde görüntülenmesini engellemeye çalıştı. Dua ettiler, ağladılar, umutla beklediler. Hastaneye kaldırıldı, durumu stabil yani, iyi ama tam düzelme olmadı, aynı çizgide devam ediyor. Büyük bir organizasyon olduğu için, her şey gözler önünde olduğu için tam teçhizatlı ambulans, sağlık ekip hazırdı, ya olmasaydı? Karga tulumba hastaneye yetiştirilmeye çalışılsaydı, şimdi aramızda yoktu. Yaşam bu kadar basit, bir o kadar zor, bu kadar da önemli.  17'DE MAÇ OLMAZ Kİ Onlarda öyle de bizde niye böyle, diye karşılaştırmayı hiç sevmem. Ama bu olay ya bizim başımıza gelseydi. Süper Lig'i filan kastetmiyorum, zaten maçlar bitti. Bu aralar yeni başlayan BAL Bölgesel Amatör Lig maçları var, oynanıyor. Aylardır yatan, evinde koridorda dolanan, sanal spor yapanlar, birden idmanlara başladılar, yük bindi kalplerine. Gelecek beklentisi, başarılı olma yükselme hayalleri, maç stresi omuzlarına bindi. Bunların hepsi kalp ile dolaşım sistemi ile doğrudan alakalı. Kendine bakmayan, sağlığına dikkat etmeyen, yeterince uyumayan, sigara içenler var, vay kalbim vay. Üstüne bir de yanlış zaman, yanlış maç saati, eklenince gel de çık işin içinden. Yaz ortası, gündüz vakti, güneş tepede. Bana afakanlar basıyor. Bilirim o sıcakta oynamayı, maça çıkmayı, yönetmeyi. Bunalır insan. İnanın maç skorundan daha çok, kayıp olmadan maç bitmiş mi onu araştırıyorum, düşünüyorum. Düşen, bayılan var mı? Niye mi. Saat 17'de de maç mı oynanır. Süper Lig'i oynattınız mı ki hem de daha serindi o zamanlar, BAL'ı neden oynatıyorsunuz? Akşam 20'de oynatsanıza. TEKRAR YAŞANACAK Mesela Adana'da saat 17'de maç oynatmak Azrail'e 'Buyur gel bekleriz' demektir. Sadece uyarıdır bu kelimeler naçizane, anlayana. Felaket çığırtkanı, sansasyonel haber yapıcı, şom ağızlı da değilim. Ama, ama. Bir yerlerde bir şey olursa, yaşanırsa, bizde de bir benzeri yaşanacak demektir. Hazır olun, hazır olalım. Komşudaki artçı deprem gibi. Süper Lig'de bir pozisyon, olay yaşansın aynısı amatör kümelerde hemen, bir hafta sonra yaşanır, başa gelir. İbret midir, ders midir, bilemiyorum. Oluyor ama olacak da. Bu böyle. Olursa sevinmeyeceğim herhalde. Önlemleri aldık mı? Avrupalıları pek beğenen, onları yüce, şanslı gören, orada yaşamak isteyenlerden asla olmadım, olmam. Ülkemin doktorları onlara on basar. Ancak gel gör ki. İşi bilmeyen, masadan kalkıp sahalara şöyle bir bakmayanlar, gezmeyenler, kontrol etmeyenler vebal altında. Önlem almayı beceremiyoruz, en büyük eksiğimiz de bu. Çok mu zor, o kadar sponsor var. Büyük paralar dönüyor. Tam teçhizatlı ambulans şart, bir de Kardiyoloji Uzmanı (Kardiyolog, Kalp Doktoru) maçlarda hazırda bulunmalı. Olamaz mı? KARDİYOLOG ŞART Olamaz dediğinizi duyar gibiyim. Neden olmasın. Ayarlansın, icap durumları gözden geçirilsin. Mutlaka uzman hekim sahada olsun. Bir insansın, bir sporcunun başına bir kez gelir. Ya yaşarsın ya da Allah muhafaza. Allah korusun da Allah akıl fikir vermiş bir önce tedbirimizi alalım, canları yitirmeyelim. Bu kadar basit işte. Hayat ile hayata veda arasında incecik bir çizgi var, onu kalınlaştırmak elimizde. Eskiden İl Futbol Tertip Kurulları olay çıkacağı garanti maçları karakola, polis merkezine yakın yere verirlerdi. Akıllı adamlardı vesselam. İyi de yaparlardı, olay çıkmazdı. Şimdi de şöyle yapabiliriz. Hayat kurtarmak, maçlardan daha önemli. Tam teçhizatlı ambulans yok, kalp doktoru 'gerek yok' dediniz, bari maçları Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi'ne yakın yerlere maçları verin. Kalpler atmaya devam etsin. YÖNETİCİLERİN İŞİ YOK MU? Sokağa çıkma yasağı var, seyirciler tribünlere alınmıyor. Bir kez olsun BAL maçlarına gitmeyenler, tribüne çıkıp izleme meraklısı oluverdi, maşallah. Bazı etkisiz yetkililer, saat 17'de maç oynanmaz diye itiraz edeceklerine, tribüne seyirci ayarlıyorlar. HES'in tamam, aşın tamam, torpilin de tamam, listeye de girdin, hoop maçtasın. Yok böyle bir spor anlayışı. Yönetici bu işlerle uğraşmaz, önce futbolcu, önce can. Futbolcu yoksa maç da yok. Ona buna hava atacağınıza, maçları 20'ye erteletin de büyüklüğünüzü göreyim. Maske, mesafe nerde. İyi güzel hoş da. Tribüne alınsalar aralıklı dururlar. Kenarda bekleşenler, tribüne alınmayınca metrekareye 5 kişi düşüyor, daha tehlikeli. Bir de meşale yakıyorlar, oooh mis gibi, sıcacık. Yayıl koronam yayıl. Polis onları da dağıtamaz ama buna bir hal çare bulunmalı. Kaş yapalım derken göz çıkarmak bunun adı. Ne anladım ben bu işten. Bitmez bu korona. Maçlar oynandı işte, densin diye oynatılır o kadar.