Üşüyorlar, aç, uykusuz, yorgun, üzgün, kaygılı. Yasımız var. Kayıplarımız an be an artıyor. Yeter ki, umudumuz aza...

Üşüyorlar, aç, uykusuz, yorgun, üzgün, kaygılı. Yasımız var. Kayıplarımız an be an artıyor. Yeter ki, umudumuz azalmasın. Empati yapmaya çalışıyoruz. Hiç sevmediğim cümleyi kullanayım. Maalesef, yine. 'Hayat devam ediyor'. Kilometrelerce ötede olsa da, yüreğimiz, çabamız vatandaşlarımızla. Az önce, yemek yiyemedim. Aynı gök kubbe altında yaşıyoruz hepimiz, insanız, canlıyız. Duyarsızlık biz insan olanlara, insan kalabilenlere, yakışmaz. Giden canlarımıza rahmet olsun, fiziksel ve ruhsal yara alan vatandaşlarımıza sabır ve şifa diliyorum. Standart laflar gibi görünse de elimizden geldiğince, daha fazlasıyla destek olacağız. Kenetleneceğiz. İçim acıyor, önceki gece (pazartesi) sabaha kadar uyumadım, uyuyamadım. Sabahında da deprem olmuştu İzmir'de hissettim. Saat; 04.17, 1 dakika 30 saniye süren 7.7'lük deprem anını da hissettim, Trabzon'dan da hissedilmiş.
DİYARBAKIR'IM, KOMPLE VATANIM...
Televizyonlara baktım, içim içimi yiyor. Diyarbakır, ikinci memleketim. 10 ili vurdu deprem. Hepsinde tanıdıklarım, dostlarım, arkadaşlarım var. Yedek subaylığımı yaptığım 14 ay süresince 1997-1998 yıllarında Diyarbakır'da iken bir kez bile artçısı dahi olmadı. Bu gördüğüm ilk ve en büyük yıkım. Patlama yapanlar, yaptıranlar, faylarımızı tetiklemek için çaba sarf edenler var, sadece ay tutulmasına bağlayanlar, onlar bunlar şunlar. Ruhsata, inanmadığı halde imza atanlar, attıranlar, uyarılara dikkate almayan zavallılar, eseriniz. Kim bilir ne hazin, tablolar ortaya çıkacak.
YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
Sabah ilk işim telefonu aldım elime, listeye baktım. Fay hattındaki illerde yer alan, hepimizi çok üzen, deprem bölgesindeki dostlarımın adlarına. Aradım Diyarbakırlı, Adanalı, Hataylı, Urfalı, Malatyalı dostlarımı. Diğer illerden açamayan, kapalı olanlar vardı. İçimi hüzün kapladı.  Sesini duyduklarıma sevindim. Mustafa Kıral, Serkan İpek, Muharrem Dama'yla görüştüm spordan, hakemlikten dostlar. 'Biz iyiyiz ama çevremizdeki binalar yıkıldı, çok kaybımız var' diyorlar. Sosyal medyada paylaşıyoruz, ihtiyaç malzemelerini, kan bağışı yapılacak yerleri, durumundan menfaat bekleyen kara gün istismar çıkarcılarına da kanmayın. Şu an hepimizin, her kentin başına gelir, gelebilir. Bu kar kışta, Allah'ım yardımcı olsun hepimize, yardım ve destek verenlerin de yar ve yardımcısı olsun.
DÖRT YİĞİDE DESTEK ŞART
Zordur bu şartlarda yazmak. Hele ki spor sayfası olunca. İçiniz burkulur, kelimeler düğümlenir. Bir de zamansız, gereksiz, çok boş işler gibi gelir. Değişik bir psikolojiye bürünür insan evladı. Hiç olmamış gibi de yapamayız. Boş ver de diyemeyiz. Depremle, acımızla alakasız, canlı yayınlarına birileri devam etse de. Bir kuru 'geçmiş olsun'la, olmaz bu işler. Allah izan versin böylelerine. 'Vur patlasın çal oynasın' ile 'vur kır parça bu maçı kazan' aynı kafa, aynı terane. Sosyal medyada, özel sayfalarında amatör kümeye destek olan, zor günlerimizde de acımızı paylaşan dört haberci, spor yazarı, spor yorumcusu, fotoğrafçı, foto muhabiri kardeşlerime canı-ı gönülden teşekkür ediyorum. Bu acı günümüzü de unutmadılar.
ÖZLAHLAN, ÖZERGENE, AYDIN, EZGİ
Amatör kümelere, amatör sporumuza sadece futbol değil her branşta destek veren Yılmaz Özlahlan, Mustafa Özergene, Erdal Aydın ile Erdoğan Ezgi'ye minnettarız. Evet evet minnettarız. Hani amatör kümedeki hakemler için derler ya 'Kaç para aldın ?'. Bir de gülerler, kendi laflarına. Malı götürdün anlamına getirirler. Oysa aldıkları ücret sadece 90 TL. Bilmezler, konuşurlar. Bu dört arkadaşımız için de aynı muhabbeti yaparlar. Onlara bakarsan, 'oohoo', dolar bazında kazanıyorlardır. Oysa onları canlı tutan yaşatan amatör sevgisidir ve de ruhudur. Aldıkları minnacık reklamlar, o kadar. Kazançları bu. O kadar kerli ferli adam vardır, reklama ihtiyaçları olmasına rağmen, akıllarına gelmez. Dördü veya biri bıraksa, yazacak kimse yok, haberiniz ola.
FOTO DURSUN'UN VELİAHTLARI
Foto Dursun lakaplı Dursun Özmen, ağabeyime yan gözle bakarlardı. İyi ki de bu işleri yapmış. Şimdi Foto Dursun kaşeli fotoğraflar sayesinde, tarihe bakıyoruz, yaşıyoruz. Olmasaydı, olmazdı fotoğraflarımız, anılarımız. Telif hakkı bile alması gerek. Nasıl olacak bu işler, bilemiyorum. Ortada bir emek var. Hem de yıllarca. Soğuk, sıcak, ayaz, nem, yağmur çamur ve de tuhaf, garip egolulara rağmen. Erdal Aydın güzel fotoğraf çeker, katkıda bulunur. Erdoğan Ezgi Centilmen Spor Gazetesi çıkarır, çıkarmaya çalışır. Mustafa Özergene  grup kurdu Türkiye Amatör Futbol. Sayfası mevcut Spor ve Spor Extra, Facebook'ta. Yılmaz Özlahlan'ın da Ege Spor Life sayfası var. Destek ve ilgi bekliyor. Bir de şahsım var, valla amacım, yılların emeği çöpe gitmesin, derdim bu. Beklediğim bir şey yok. Ama sahalara gitmek, masraflı işler. Maddi olmasa da, gölge etmeyin yeter. Sen yazmazsan ben yazmazsam, amatörü kim yazacak ? İyi düşünün. Biz nesli tükenmekte olan kelaynak kuşu gibiyiz. Takdim ederim.
28 KULÜBE, TEK SAHA
Gündeme getirdim, önceleri sıkça bu sütunlarda yazmıştım. Karabağlar Kulüpler Birliği paylaştı, yolladı. Sağ olsunlar var olsunlar. İlgililerin, yetkililerin, ilgili yetkisizlerin, ilgisiz yetkililerin ilgisine ve de bilgisine sunuyorum. Biraz resmi olsun, arz ediyorum. Yeşilyurt Sahası, Kara Fatma Dağları'nın dibindeki saha. Ağzı olsa konuşsa, destan çıkar. Garibimin hiç sesi çıkmıyor, herkesi kabul ediyor yıllardır.  Yükü çok ağır. Sıkı durun, tek bir sahada spor yapmaya çalışanları yazıyorum. 1 Kadınlar 3.Lig, 2 Kadınlar U17, 5 SAL, 13 1.Amatör Küme, 5 2.Amatör Küme, 16 U18, 17 U17, 9 U16, 15 U15, 14 U14, 14 U12 takımları var. 1 hafta boyunca kullanıyor. İnanılır gibi değil. Virgül arası soldaki takım sayısı, sağdaki ligi. Yazarken sığdırmak için çok çaba sarf ettim, Varın siz gerisini düşünün. Soldaki rakamı 30 ile çarpın, sonra da alt alta toplayın, Ne rakam çıktı. İşte her hafta o canım, kutsal mabedim sahamızın yükü. İkişer ayak, hiç boş kalmıyor. Bir de yetmiyor. Ha bu arada U-13 ile U11 lig takımlarını saymadım. Bir de onlar girecek sahaya. Herkese yetsin diye de antrenman süresi en fazla 60 dakikaya, kullanım alanı da yarı sahaya düştü. 600 yüz bin nüfuslu bir yer, 28 de amatör kulüp. Sığdırabilene aşk olsun. Vatandaş da yürümeli, sabah ve akşam, spor hakları oların da. Kimin hangi başkanımın ilçe sınırına giriyor bilemiyorum. İç içeler, dostlar zaten. Konak'ın dibinde, Karabağlar'ın içinde. Abdül Batur, Muhittin Selvitopu ve de Tunç Soyer başkanlarımdan rica ediyorum. Bir saha, evet evet saha. Hazır spor yapmak isteyen gençlik bulmuşken, kaçırmayalım. Kötü yerlere gitmesinler, kötü alışkanlık edinmesinler. Sayın Valim Yavuz Selim Köşger'i unutmadım, sporu, sporcuyu çok sever. Allah rızası için yalvarıyorum, bir saha, lütfen...