Dikkat ettiniz mi? Türkiye’de sokağa çıkma yasağı yok ama kendisini eve kapatanların sayıları her geçen gün artıyor. Öyle görünüyor ki önümüzdeki günlerde toplumun büyük kesimine yayılacak. Pek çok...

Dikkat ettiniz mi? Türkiye’de sokağa çıkma yasağı yok ama kendisini eve kapatanların sayıları her geçen gün artıyor. Öyle görünüyor ki önümüzdeki günlerde toplumun büyük kesimine yayılacak. Pek çok kuruluş çalışma koşullarını Korona önlemlerine göre yeniden belirliyor. Mesela bankalar. Büyük bölümünde çalışma saatleri ve personel sayısı azaltıldı. Hepsi müşterilerine bankacılık işlemlerini online yapma çağrısı yapıyor. Böylesi bir dönem için belki de en doğrusu bu. Ama… İşin bir de aması var. Bugün sokağa çıkmaları yasak olan 65 yaş ve üzeri insanlar ne kadar internet alışkanlığına sahip belli değil. O yaş gurubunun büyük bir bölümü, bırakın online işlem yapmayı ATM kullanmayı bile bilmiyor. Zaten o yüzden emekli maaşlarını alabilmek için banka şubeleri önünde kuyruk oluşturmuyorlar mı? Bu insanlar ne yapacak şimdi? Bankalar gibi müşterilerini online işlem yapmaya yönlendiren kurumlar ise, el mahkum alışveriş yaptığımız elektrik ve doğalgaz dağıtıcıları. Faturasını elden ödemekten başka yöntem bilmeyen insanlar için çare üreteceklerine, “Oturduğunuz yerden ödeyin” diye ahkam kesiyorlar. Madem toplum sağlığını düşünüyorlar, hayat normale dönene kadar tahsilatları öteleyip o insancıkların evlerinde huzur içinde oturmalarını sağlasalar ya. İçinde bulunduğumuz bu zor dönemde sağlık çalışanlarının gösterdiği fedakarlık gerçekten takdire değer. Zaten toplum da, ülkeyi yönetenler de bunun farkında. Balkonlardan sağlıkçılar için yükselen alkışlar kendilerine duyulan takdirin en büyük göstergesi. Sağlık Bakanlığı’nın katsayı düzenlemesi ile bu zor dönemi ekonomik olarak da ödüllendirecek olması, eminim sağlıkçıların yorgunluğunu bir nebze de olsa hafifletecektir. Bizler için gecelerini gündüzlerine katarak çalışan sağlık çalışanlarını hatırlayan insanların market çalışanlarını akıllarına getirip getirmediğini merak ediyorum doğrusu. Ne de olsa sağlık kuruluşlarından önce ilk koştuğumuz yer marketler. Peki o insanlar için çalışma ortamları yeteri kadar güvenli mi? Bu denetleniyor mu? Günün sonunda onlar da aldıkları bu riskin karşılığında, ekonomik olarak ödüllendirilecek mi? Sadece bu kadar değil. Topluma, “Evde Kal” çağrısı yapılırken, sokakta olmaktan başka çaresi olmayan meslekler de var. Güvenlik güçleri gibi, toplu taşıma araçları çalışanları gibi, temizlik personeli gibi, basın emekçileri gibi. Elbette kamu düzeninin sağlıklı işleyebilmesi için bazı işkollarının sahada olması şart. Demem o ki, hiç kimsenin “Evde Kal” ma şansına sahip olamayan emekçileri unutmaya hakkı yok. Neyse ki önümüzde Çin örneği var. Onlar sayesinde Korona belası ile savaşılabileceğini ve bu illetin üstesinden gelinebildiğini gördük. Dilerim çekik gözlü insanların mücadele azmi ve disiplinli yöntemleri herkese örnek olur, bu belayı defederiz.