Karşıyaka’da yaşamak bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıklı yaşamın hakkını da kente hizmet etmekle verebiliriz. Herkesin elini taşın altına koyup bu güzel kenti daha yaşanılabilir bir belde yapmak için çal...

Karşıyaka’da yaşamak bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıklı yaşamın hakkını da kente hizmet etmekle verebiliriz. Herkesin elini taşın altına koyup bu güzel kenti daha yaşanılabilir bir belde yapmak için çalışması, hem insani hem de vicdani bir görevdir. Doğduğu ve doyduğu topraklara faydası olmayanın, yarın toprağının altında da rahat edebileceğini düşünmüyorum. Karşıyaka’da birçok kamu kurumunun yerleşkeleri birbirinden uzak. Uzak olması Karşıyakalıyı hem maddi hem manevi yönden yorar. Karşıyaka’da düzenlenen aylık protokol toplantıların birinde Karşıyaka’nın sorunları gündeme geldiğinde ben de bir öneri sunmuştum. Hükümet Konağı’nın yeniden inşası önerim büyük destek bulmuştu. O toplantıda “Karşıyaka’nın vekili” olarak bilinen o dönem İzmir milletvekili olan ve şimdi AK Parti İzmir İl Başkanlığı görevini sürdüren Sayın Kerem Ali Sürekli de olaya sıcak bakmıştı. 16 yıldır değişmeyen dostum olan Sürekli’nin (İlçe başkanlığı, milletvekilliği, il başkanlığı dönemlerinde değişmeyen dostluğu ile örnek bir insan) iktidar partisinin il başkanı olması Karşıyaka için bir şans. İzmir Milletvekili olan “Son Başbakan” Binali Yıldırım da, İzmir için büyük şans. Karşıyaka için ellini her taşın altına koymaktan çekinmeyen Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da eklenince bana göre Karşıyaka tarihi bir şansı yakalamış oldu. Bu tarihi şansı yakalamışken Hükümet Konağı’nın yeniden inşası önerimi yine gündeme getirmek istedim. Önerim şu; 9 bin metrekarelik alanda kurulu olan Hükümet Konağı, Adliye Sarayı ve Vergi Dairesi’nin yıkılarak alanın altında eksi 3-4 kat bin araçlık otopark ve sığınak, 7-8 katlık binanın tepesine bir toplantı, konferans salonu ve restoran da eklense… Alsancak’taki Tapu Müdürlüğü, Yenişehir’deki Askerlik Şubesi, Örnekköy’deki SGK, Çiğli’deki hukuk mahkemeleri, konağın dışındaki ilçe sağlık ve tarım müdürlükleri aynı yerleşkeye taşınsa. Hiç de şık olmayan caddede yapılan bayram törenleri yapılıyor. Bu üç binanın bir binaya dönüştürülmesi ve geri çekilmesi ile Karşıyaka bir tören ve toplantı alanına kavuşmuş olacak. Dolmuş duraklarının bulunduğu alanında bu yerleşkeye dahil edilmesi uygun olacak. Karşıyaka’nın oto park sorunu da bir kısım çözülmüş olacak. Üretilecek arsa kalmadı, yeraltını değerlendirmek şart oldu. Karşıyaka sahilinde bulunan Cumhuriyet İlkokulu yeniden yapılmak üzere yıkıldı. Hala bekliyor. Gelişen teknojiden yararlanılarak okulun altına 3-4 kat otopark yapılırsa, oto park sorununa büyük katkı sağlayacak. Cemal Gürsel Caddesi’nden, Dr. Tibet Kızılcan sokaktan girecek araçlar karşı sokaktan çıkacak. Okul servislerinin, öğrenci velilerinin araçları zaten dar olan sokakları tıkamayacak. Günde bin aracın giriş çıkış yapması değil okulun, Karşıyaka İlçe Milli Eğitimin bir yıllık giderini karşılayacak. EĞİTİMDE BÜYÜK KAYIP Mart ayı ortalarında dünyayı etkisi altına alan pandemi bizi de kötü vurdu. Ekonomide yaşanan kayıplar bir yana eğitim-öğretimi de kötü vurdu. Karşıyaka’da tüm okullarda normal eğitime geçiş hedeflerine tam ulaşmışken, pandemi bırakın normal öğretimi ikili öğretimi de zora soktu. Her ne kadar okulların açılması 31 Ağustost’a öngörülmüş, takvim hazırlanmış olsa bile bunun zor olacağını düşünüyorum. En az dört metrekareye bir öğrenci planlaması çiftli eğitim-öğretimin yanında haftanın 3 günü gruplandırılması bile denenebilir. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, “Bugünden okulların açılıp açılmayacağı yönünde net bir şey söylememiz mümkün değil. Biz takvimi ortaya koyduysak bunun gerekçesi şu; mevzuat gereği tarihi açıklamak zorundayız. 31 Ağustos’ta açılacak dediğimizde, 31 Ağustos’ta açılacağını temenni ediyoruz. Şartlar elverişli olursa da okulları o tarihte açacağız diyoruz.” sözleri olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor. İmar planlarında spor tesisi ve rekreasyon alanı olarak görünen arazilerin 112 milyon liraya TOKİ tarafından satışına çok üzüldük. Umarım hatadan dönülür de kuşların yuvası, Karşıyaka’nın denizi beton yığınına teslim edilmez. Karl Marx, “Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser” demişti. TOKİ kapitalizmin değirmenine su taşımamalı. Her şeyin para olmadığını şu pandemi döneminde öğrenemediysek diyecek bir sözüm olmaz. SON SÖZ: “Mükemmel olmanıza gerek yok, sahte olmayın yeter.”