Çok sevdiğim arkadaşımın çok sevdiğim annesi; Tiyatro

Çok sevdiğim arkadaşımın çok sevdiğim annesi; Tiyatro ve Deneme Yazarı, Tiyatro Eğitmeni, Karşıyaka Belediyesi Kültür Müdürlüğü Kütüphaneler Amirliğinden emekli Deniz Üstüngel Süer ile tanıştırmak istiyorum siz değerli okuyucularımızı... Geçenlerde kitaplardan konuşurken içine dert olan bir konuyu açtı bana. Görev yaptığı sürede çokça emek verdiği Karşıyaka mahallelerindeki kitap stantlarının kaldırıldığını görmüş; haliyle çok üzülmüş. Doğrusunu söylemek gerekirse onca emekle kurulan stantlara ne olduğunu hangi gerekçe ile kaldırıldığını ben de merak ettim ve konu ile ilgili bir röportaj yapmak istedim, kendisi de beni kırmadı sağ olsun. Keyifli okumalar demek isterdim ama konu bence pek keyifli değil, tabi takdir yine sizlerin… Kitap stantları fikri nasıl ortaya çıktı? Bilemiyorum kimden çıktı öneri… Bir vatandaştan mı, o zaman ki Belediye Başkanımız Hüseyin Mutlu Akpınar’dan mı… Adına kitap standı dedik, kitap büfesi dedik; aslında mini kütüphane ya da korunaklı bir kitaplıktı amacımız... Her mahallede bir kütüphanecik… Kitap bağışlayabileceğimiz kitap alıp okuyabileceğimiz bir oluşum. Bizi kitaba yaklaştıracak kitap okuma kolaylığı sağlayacak mahalle bakkalı gibi benimsenecek bir oluşum. Kitap okuma alışkanlığı olanı sevindirecek, bu alışkanlığı olmayanı kitap okumak üzerine düşündürecek kendi mahallesinde sürekli karşılaştığı kitaplar… Fikri hayata geçirme süreci nasıl ilerledi? Bunun için takı standı olarak kullanılmış metal stantlardan yararlanıldı ve içine raflar yapıldı, özenle seçilmiş kitaplar yerleştirildi. Kitaplık ilk aşamada Mavişehir’in en eski AVM’sinin önüne yerleştirildi. Sonra Bostanlı Güzel Sanatlar Kafesi ve Alaybey’de deniz kenarındaki kafeye de birer tane bu kitaplıklardan sabitledik. Ancak kitaplıkların başında hava sıcak soğuk demeden beklemek görevliler için zor oluyordu tabii ki… Bu sorunu ortadan kaldırmak için Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğünün tek katlı mahalle merkezlerinin yanlarına sabitledik kitaplıklarımızı. Mahalle merkezlerinde çalışan arkadaşlar sabah işe geldiklerinde kitaplığı açıyorlar, giderken kapatıyorlardı. Daha sonra muhtarlıklardan, spor tesislerinden de talep gelmeye başladı ve stant sayısı ona çıktı. Bu arada diğer belediyelerden çalışmamızı görmeye gelenler oldu. Recai Şeyhoğlu üç kitaplığı yeni kitaplarla doldurdu. Yazarların ismini verdik kitaplıklarımıza. Kurdeleler bağladık, açılış yaptık. Beş senesini geride bıraktık mahalle kitaplıklarımızın. Peki, kitaplıkların kaldırıldığını ne zaman gördünüz? İki cümle ile kendi durumumdan söz edeyim. Beklenmeyen bir kararla emekliliği gelenler emekli edilecek denildi. Belediye idaresi dışında verilen bu karara belediyenin de yapabileceği bir şey yoktu. İki hafta içinde beni ve bir kaç arkadaşımı emekli ettiler. Kütüphanelerle ilgili bu kadar plan proje ile meşgulken iki haftada emekli edilmenin ne demek olduğu anlatıp sizi konudan uzaklaştırmak istemem. Emekliliğe alışmaya çalışırken belediyemiz yeni başkanına“hoş geldin” dedi. Yürüyüş yapmayı sevdiğimden ben de uzun yürüyüşlere “merhaba” dedim. Yılların alışkanlığı ile neredeyse her gün kendimi mahalle kitaplıklarında buluyordum. Ama nasıl olur! Bostanlı Güzel Sanatlar Parkı Kitaplığı yerinde yok, Yalı Mahalle Merkezi Kitaplığı yerinde yok, Demirköprü Kadın Dayanışma Merkezi Kitaplığı yok… Sonuç olarak mahalle kitaplığı iyi bir projeydi. Hani halk arasında bir laf vardır “Yalan oldu” diye; bizim mahallelerimizdeki kütüphanecikler de yalan oldu. Güzel bir rüya gördük ve geriye anılar kaldı… Neden, nasıl bilinmez ama Deniz Hanım’ın deyimiyle böyle güzel bir projenin yalan olması eminim tüm kitapseverleri üzmüştür. Dilerim, milletleri ileriye taşımanın yegane yolu olan kitap okuma ve öğrenme alışkanlığı ile ilgili daha kapsamlı projeler olduğu için mahalle kitaplıkları kaldırılmıştır. Aksi takdirde hiçbir neden tatmin edici olmayacak…