Özel televizyonların ilk çıktığı yıllarda tiyatro sanatçısı Ahmet Uğurlu’nun ilginç dansıyla başlayan bir programdı Karşı Şov. Eşi Necef Uğurlu’nun metinlerini yazdığı şovun diğer sanatçıları da Şoray...

Özel televizyonların ilk çıktığı yıllarda tiyatro sanatçısı Ahmet Uğurlu’nun ilginç dansıyla başlayan bir programdı Karşı Şov. Eşi Necef Uğurlu’nun metinlerini yazdığı şovun diğer sanatçıları da Şoray Uzun ile Selin Dilmen’di. Şarkısı mı işte o da böyleydi; "Karşıyız karşı, her şeye karşı" karşı olmak lazım bu olup bitene iktidar kadar muhalefet de lazım memlekete millete karşıyız karşı, her şeye karşı bir boşluk var muhalefette amaaan, haydaaa her yer olmuş icraatin içinden, iktidarın sesiiii karşıyız karşıyız karşı her şeye karşı. Bunları size neden hatırlattım gelelim ona. Malum dönem pandemi dönemi. Ülkemizin bu lanet virüsten kaybı dün itibariyle 77 bin 417 kişiyi buldu. Yani 77 bin 417 ailenin ocağına ateş düştü. Bu rakamların doğru olup olmadığı konusuna girmeyeceğim bile. Çünkü hastalığın ilk dönemlerinde korona virüsten ölebilmek için bazı şartlara haiz olmak gerekiyordu hatırlarsanız. Ancak her türlü devlet müdahalesi, sağlık çalışanlarımızın hayatlarını kaybetmeleri pahasına fedakarca savaşı belki de kayıpların çok daha fazlalara ulaşmasına set çekti. Aşıların hızlanması ile birlikte ülkemiz genelinde hafif bir rahatlama oldu. OMICRON KARTVİZİTİ Sürekli format değiştiren illet virüs en son Omicron kartvizitiyle dünyanın kapısına dayandı. İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, Hollanda, Avusturya, Belçika, İtalya ve diğer ülkelerde vaka sayıları pandeminin ilk dönemlerindeki patlamayı yaşarken kısıtlamalar da art arda duyurulmaya başlandı. Kapatılan okullar, kısıtlanan eğlence mekanları, spor karşılaşmalarında seyirci yasakları derken ‘Of yine mi başa döndük?’ nidaları da duyulmaya başlandı bile. Ancak her şeye rağmen benim ki muhalif ve her şeye karşı bir vatandaşın bile takdir ettiği aşılama hızımız sayesinde can kayıplarımızın giderek azalacağı düşüncesiyle avunuyorum. Tabii aşı karşıtlarına da değinmeden geçemeyeceğim. Yapmayan kardeşim, etmeyin vatanımın güzel insanları. Doğal olarak saygı duyuyorum kararınıza ama gelin ne olur bir daha düşünün. Bir defa ‘Bize çip takıyorlar, bizi takip edecekler, genetiğimizi değiştirecekler’ paranoyalarını bir kenarıya bırakın. Ellerinizdeki telefonlardan daha güzel ve ekonomik çip mi var. Her şeyinizi, (Hatta iç çamaşırlarınızı bile paylaştığınız sosyal meyda var iken) kimsenin sizi fişlemesine gerek mi var? Sağlığınızla oynamak için aşıya gerek mi var? Allah aşkına kendinizi düşünmüyorsanız çocuklarınızı, anne ve babanızı, aile büyüklerini düşünün. Sizi teğet geçecek bir hastalık onları yatağa düşürebilir. Allah korusun hayatlarına mal olabilir. Çocuklarınızın yaşı geldiği anda da aşılarını vurdurmaktan imtina etmeyin. Toplam 4 aşı vurulan bir kardeşiniz olarak 5. aşıya hazırlanıyorum. 6.’sını 7.’sini inanın çıkarsa 8.’sini bile vurdurmayı düşünüyorum. Karşı olmak, sorgulamak, bilgi sahibi olduktan sonra fikir sahibi olmak elbette hayattaki prensiplerimden biridir ancak yaşamdan önemli bir şey yok. Lütfen sağlığınıza karşı olmayın!