Bu hafta aklından ‘ya acaba bir terapiye mi gitsem’ diyenlere hitap edeceğim. Kahvemi koyarken böyle bir fikir yoktu aklımda,...

Bu hafta aklından ‘ya acaba bir terapiye mi gitsem’ diyenlere hitap edeceğim. Kahvemi koyarken böyle bir fikir yoktu aklımda, oturur oturmaz geliverdi! Aslında haftanın seanslarında sıklıkla nelerle karşılaştım diye düşünüyordum, bazen ‘haftanın terapileri’ başlıklı yazılar oluyor, gizliliği koruyarak içeriğe değiniyorum biraz. Bazen bir içeriğin hepimizin hayatında bir etkisi, ani bir yansıması olabilir diye düşünüyorum çünkü. Kendimizden olanın, aynı dertleri paylaşanların neler yaptığını, neler konuştuğunu ve nasıl açıldığını görmek de iyi gelebilir. Bugün de ‘keşke daha önce gelseymişim’den bahsedeceğiz. *** Birkaç yıl önce orman benzetmesini tam da bunun için kurmuştum. İhtiyacımız olduğunda bir terapist koltuğuna uğramaya nasıl karar vereceğiz. Neyin bizi bu koltuğa getirebileceğini nasıl anlayacağız? Bence tam bu noktada yazdığımız küçük açıklamalar çok kişisel ve yetersiz kalıyor. Bunu bende yazdım bir zaman. Hayat sizi yorduğunda, bir şeyleri çözemiyormuş gibi hissettiğinizde, bir desteğe ihtiyaç duyduğuzda vs.. Ancak bu cümlelerin de hiçbiri doğruyu yansıtmıyor. Düşünsenize, hayatın sizi yorduğunu nasıl anlayacaksınız? Bir şeyleri ne zaman gerçekten çözemiyormuş gibi hissedersiniz? Zaten sürekli olarak uyum sağlamaya çalışan bir yapımız olduğu doğru, dolayısıyla sürekli kendimizi güncelleyip çözüm arayacağız zaten, bu doğamızda var! Ya da çoğumuz için bir desteğe ihtiyaç duymak, o desteği başka birinden istemek bile yeterince zor iken, hiç tanımadığı birinin karşına oturup bunları anlatmaya çalışmak? Bu yüzden çok kişisel ve yetersiz olduğunu düşünüyorum. *** Filmlerde gördüğümüz, kahramanların dibine gelip ürktüğü ormanlar vardır ya. Uzaktan korkunç görünür, sıkıntı vericidir. Maceranın orası belirsizdir, tıkalıdır. İşte buna benziyor. Kaçınız acaba şimdi gitsem mi diyerek birini araştırdı? Ya da sadece bir fikir olarak kaldı zihninizde aylarca? Hayır, bunun gerginliği de bir başka oluyor çünkü. Zihni sürekli kurcalayan, ya aslında ben başlayacaktım diyen bir ses düşünün. Kendi kendinizi sıkıştıran bu sesi bugün birazcık ekarte edelim. Filmlerdeki ormanların doğasında olduğu gibi, terapi de uzaktan biraz ürkütücü görünebiliyor bazen. Zihninizdeki anlatımın olgunlaşması, konunun oturması, rahatlıkla anlatabilmeniz için bir süreye ihtiyaç duyabilirsiniz, bu çok normal. Doğru zaman ve doğru yer kavramının bu durum için işlediğini düşünün. İçinizdeki anlatımın da dışarı çıkmak için beklediği bir doğru zaman ve bir yer var. Bunun ne zaman olacağı da size kalmış. Keşke daha önce! Evet, haklıyız bazen ama neden şimdi olmasın?