İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler’in girişimiyle toplanan gayriresmi Kıbrıs görüşmelerinde tahmin edildiği üzere hiçbir ilerleme kaydedilmedi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 27-29...

İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler’in girişimiyle toplanan gayriresmi Kıbrıs görüşmelerinde tahmin edildiği üzere hiçbir ilerleme kaydedilmedi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 27-29 Nisan günlerinde yapılan görüşmelerde Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Kıbrıs Türk ve Rum liderlerinin yeterli bir ortak zeminde buluşamadıklarını açıkladı. Guterres'in ev sahipliğinde yapılan 5+1 formatındaki toplantılar, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ve Kıbrıs Türk lider Ersin Tatar ile 3 garantör ülke Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanları, Mevlüt Çavuşoğlu, Nikos Dendias ve Dominic Raab'ı bir araya getirdi. Üç gün süren toplantılara garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere de katılmıştı. BM lideri Guterres'in açıklamasının ardından İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab da Twitter hesabından bir paylaşımda bulundu. Raab tarafların yakın gelecekte tekrar görüşme konusunda anlaşmasını mutlulukla karşıladığını söyledi. Kıbrıs’ta 1960’lı yıllarda denenen iki toplumlu cumhuriyetin başarısızlığı, artan baskılar ve çatışmalar nedeniyle 1974 yılında Türkiye’nin askeri müdahalesi ile sonuçlanmış. Yıllar boyu süren belirsizlik 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla bambaşka bir hal almıştı. Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla tüm adayı temsil ettiğini ifade eden ve Avrupa Birliği’ne katılan Güney Kıbrıs iki toplumlu federal yapıyı desteklerken Kıbrıslı Türkler ve Türkiye çözümün iki devletli yapıda olduğunu savunuyor.

ALTI MADDELİK ÖNERİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre’de kalıcı çözüm için önerdiği altı maddelik öneride şunlar yer alıyor: Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi'nin iki tarafın eşit uluslararası statüsünün ve egemen eşitliğinin güvence altına alındığı bir kararı kabul etmesi için inisiyatif alacaktır. Böyle bir karar, mevcut iki devlet arasında iş birliğine dayalı bir ilişki kurulması için yeni bir temel oluşturacaktır. ​​​​​​ Yukarıda belirtilen düzenlemeyle iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve egemen eşitliği sağlandıktan sonra, BM Genel Sekreteri himayesinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir iş birliği anlaşması oluşturmak için sonuç odaklı ve belli bir zaman aralığına dayalı müzakerelere başlayacaklardır. Müzakereler, iki bağımsız devlet arasındaki gelecekteki ilişkilere, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemesinin yanı sıra AB ile ilişkilere odaklanacak. Müzakereler, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin yanı sıra uygun olduğu hallerde, gözlemci olarak AB tarafından desteklenecektir. Herhangi bir anlaşma bağlamında, iki devlet karşılıklı olarak birbirini tanıyacak, üç garantör devlet bunu destekleyecektir. Bu müzakereler sonucunda varılacak herhangi bir anlaşma, iki devlette ayrı olarak eşzamanlı referandumlarda onaya sunulacaktır. Kıbrıs’ta ortak bir zeminin bulunması yakın gelecekte çok da mümkün görünmüyor. Yeni nesil bu çözümsüzlükten çok doğal bir şekilde rahatsız. Önümüzdeki dönemde tarafların yeniden masaya oturması beklense de çözüm mümkün olur mu hiç umudum yok.